Liberal ahlâk

Siyaset ve entelektüel etikle ilgili bir makale yazıyordum. Bu amaçla fikirlerine katıldığım ya da katılmadığım, ama ciddiyetlerini dünyanın kabul ettiği bazı düşünürlerin yapıtlarını bu amaçla gözden geçiriyordum. Dünyada neo liberalizm’in önde gelen fikir adamlarından ve “açık toplum” fikrinin önderi, Karl Reimound Popper’in bir eserine bakıyordum ki, şöyle bir cümleye rastladım:

“Vicdanı ile çeliştiği zaman bir milletvekili partisinden istifa etmezse, bu bir ahlâk sorunudur.” (Aslını merak eden, aşağıda adını verdiğim kitapta alıntıyı bulabilir) Popper, çok partili demokrasi uygulayan üç farklı ülkenin seçim, demokrasi ve siyasi parti geleneklerini ele alarak, İngiltere ve ABD’nin adaya dayalı sistemlerinin zaten vekili özgür kıldığını ama buralarda bile zaman zaman, bütün demokratik mekanizmalara rağmen, vekil ile parti yönetimi arasında uzlaşmaz çelişkilerin doğabildiğini ve o durumda, vekilin partisinden istifa etmesinin, ahlâkın bir gereği olduğunu ileri sürer. “Hayatımda gördüğüm en ahlâklı politikacı, iki defa parti değiştirmiş olan Churchill’dir” der…

Bre aman!

Bizde de liberal olduğunu iddia edenler var ama Popper’in bu yaklaşımı nedense, kimsenin dilinde değil! Denilebilir ki: “Popper onu adayın adının çok önemli olduğu Dar Bölge Sistemini uygulayan İngiltere ve kendine has, adayların bile bütün halkın katılımı ile seçildiği, başkanlığın iki dereceli seçimle belirlendiği, ABD için söylüyor. Bizdeyse, kıt’a Avrupa’sında olduğu gibi, partiler demokrasisi uygulanıyor. Bu bakımdan bu görüşler bizim için geçerli değil!” Tabii bu arada, Alman İdeolojisi’nde, Karl Marx’ın da “en gelişmiş demokrasi” diye, ABD demokrasisini gösterdiğini de eklemezsek konu eksik kalır. Ekleyelim ki bela çıksın…

Karl Popper, kıt’a Avrupa’sı için de ayni iddiayı ileri sürüyor ve “vekili parti liderinin emrine sokan” bir sistemin, “ahlâk dışı” olduğunu söylüyor. Zira bu sistemde “ vekil, seçmenlerinin değil, partinin görevlisi haline geliyor” diyor hazret!!!

Kitabın adını da vereyim: Hayat Problem Çözmektir…

“Ahlâk görecelidir, zamana ve zemine göre değişken olduğu gibi; ayni zaman ve ayni zeminde de sınıftan sınıfa ve hatta ideolojiden ideolojiye de değişebilir” dediğimizde, “Sen ne diyorsun yahu!” diyen de gördük, “ahlâksızdır bu herif” diyenler de!

Elbette ben liberal değilim… Bu bakımdan bu görüşleri, liberallerimizin işine yarar diye, buraya aktarıyorum. Özgürlükçülerin… Ne demezsiniz?

Demokrasiye, parti disiplinine, katılıma ve temsiliyete liberal bakış açısı!

Hadi buyurun size Karl Popper! İnanmazsanız, Brüksel’e de sorun…

Buradan yakın… Zahmet olmazsa…

QOSHE - Liberal ahlâk - Nazım Beratlı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Liberal ahlâk

7 11
17.01.2024

Liberal ahlâk

Siyaset ve entelektüel etikle ilgili bir makale yazıyordum. Bu amaçla fikirlerine katıldığım ya da katılmadığım, ama ciddiyetlerini dünyanın kabul ettiği bazı düşünürlerin yapıtlarını bu amaçla gözden geçiriyordum. Dünyada neo liberalizm’in önde gelen fikir adamlarından ve “açık toplum” fikrinin önderi, Karl Reimound Popper’in bir eserine bakıyordum ki, şöyle bir cümleye rastladım:

“Vicdanı ile çeliştiği zaman bir milletvekili partisinden istifa etmezse, bu bir ahlâk sorunudur.” (Aslını merak eden, aşağıda adını verdiğim kitapta alıntıyı bulabilir) Popper, çok partili demokrasi uygulayan üç farklı ülkenin seçim, demokrasi ve siyasi parti geleneklerini ele alarak, İngiltere ve ABD’nin adaya dayalı sistemlerinin zaten vekili özgür kıldığını ama buralarda bile zaman zaman, bütün demokratik mekanizmalara rağmen, vekil ile parti yönetimi arasında uzlaşmaz........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play