Kıbrıs Türk halkının egemenliği, Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs Adası’nı 1571’de Venediklerden alması ile başlamıştır.
Kıbrıs Türkleri, İngiltere’nin 1878’de, Ada’ya Konvansiyon Anlaşması ile geldiği döneme kadar geçen 307 yıl boyunca, bilfiil bu toprakları Osmanlı Devleti bünyesinde egemence yönetmiştir.
İngiltere, her ne kadar 1878’de Konvansiyon Anlaşmasıyla Kıbrıs’a gelmiş ve 1914’de tek taraflı olarak Adayı ilhak ettiğini açıklamış olsa da, Kıbrıs Adası’nda, 1571’den 1923’de Lozan Antlaşması’nın imzalandığı güne kadar geçen 352 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin egemenliği devam etmiştir.
İngiltere, Ada’nın bir taraftan idari yapısını belirlerken, diğer taraftan Rumlar lehine hareket ederek, Kıbrıs Türklerine kısıtlı oranda yer vermiştir.
Kıbrıs konusunda müzakere tarihi, her ne kadar 1963 sonrasında başlamış gibi görünse de Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumları arasındaki görüşme süreci İkinci Dünya Savaşı sonrasında gündeme gelmiştir…
İngiltere, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan konjonktürel ortamda Ada’yı yönetmede zorlanmaya başlamıştır.
1954 yılından itibaren Rumlar,Enosis isteklerini şiddete dönüştürmüştür. Bu doğrultuda 1955 yılında Türkleri ve İngilizleri düşman ilan ederek Ada’nın Yunanistan’a bağlanması (Enosis) hedefiyle “EOKA’yı kurmuşlardır.
Rum terör saldırıları neticesinde İngiltere, “Doğu Akdeniz’in Güvenliği ve Kıbrıs” konulu toplantılar organize etmiştir. Düzenlenen toplantılarda, Rumların katı ve uzlaşmaz tavırları neticesinde herhangi bir yapıcı sonuç elde edilememiştir.
İkinci Dünya Savaşından sonra İngiltere, Kıbrıs’ta sıkıyönetim politikasından vazgeçerek, arka arkaya, 1947 Lord Winster planı; 1948 Jackson planı; 1955 I. Mac Millan planı; 1955 I. ve II. Harding planları; 1956 Radcliff planı; 1958 II. Mac Millan planı ve 1958 Spaak (NATO genel sekreteri) planını hazırlamıştır. Söz konusu planların hepsi, Ada’nın Yunanistan’a bağlanmasına müsaade etmediği gerekçesiyle, Rumlar tarafından reddedilmiştir.
Devam eden süreçte ise; 11 Şubat 1959’da Zürih Antlaşması ve 19 Şubat 1959’da da Londra Antlaşması(Garanti ve İttifak Antlaşmaları) imzalanmıştır. Bu anlaşmalar suretiyle, Türk ve Rum toplumlarının bağımsızlık, ortaklık ve egemenlik temelindeki mutabakatlar çerçevesinde ve Türkiye, İngiltere, Yunanistan devletlerince garanti ve güvence altına alınması prensipleri de göz önüne alınarak, 1960’da Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur. Kıbrıs Cumhuriyeti’ni oluşturan Türk ve Rum toplumları, devletin eşit kurucu unsurları olarak belirlenmiştir.
Aradan geçen 3 yılın ardından Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın 13 maddesini Rumlar lehine değiştirmelerini talep etmiş, söz konusu değişikliklerin Kıbrıs Türk tarafınca kabul görmemesi üzerine de tek taraflı olarak 1960 Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nı feshettiğini açıklamıştır. Rumlar, bunun üzerine Akritas Planı’nı uygulamaya başlamış ve 21 Aralık 1963 akşamı Kıbrıs Türklerine karşı soykırım hareketi uygulanmaya başlamıştır.
Bu dönemde Kıbrıs Türkleri yaşadıkları 103 köyü terk ederek 11 yıl boyunca adanın %3’lük kısmına tekabül eden gettolarda, denize çıkışı olmayan ve sürekli kuşatma altında tutulan küçük bölgelerde göçmen hayatı yaşamak zorunda kalmışlardır.
BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıs’ta 21 Aralık 1963 sonrasında Rumlar tarafından gerçekleştirilen silahlı terör saldırıları ve anayasayı tek taraflı olarak feshettiklerini açıklamalarının ardından 4 Mart 1964’te toplandı ve aldığı 186 sayılı siyasi bir kararla adaya uluslararası barış gücünü (UNFICYP) konuşlandırdı. Kıbrıs Türk Halkı’nın4 Mart 1964’de siyasi eşit ortağı olduğu 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden, Rumlar tarafından silah zoru ile kovulması ile beraber zorlu diplomatik bu şekilde mücadelesi başlamıştır…
Kıbrıs Türk Halkı, bu süreçte birçok haksızlığa uğramış; varlığı ve iradesi yok sayılmış, ağır izolasyon ve ambargolar altında mücadele vermek durumunda kalmıştır. Uluslararası camia, elleri kanlı Rumları muhatap almış, buna karşın Kıbrıs Türklerini ise siyasi bir tavır sergileyerek görmezlikten gelmiştir.
Rumlar, BM Güvenlik Konseyi’nin 186 sayılı siyasi kararına dayanarak 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Rum üniter devletine dönüştürmüştür. Kıbrıs Sorunun özü budur…
Buna karşın Kıbrıs Türk Halkı, uğramış olduğu her türlü haksızlığa karşı anavatanı ile birlikte göğüs gererek devletinin temellerini 1964’de Genel Komite Yönetimi ile atılmış, devamında Geçici Türk Yönetimi, Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, KTFD ve KKTC kurulmuştur…

QOSHE - Kıbrıs konusu, kişisel temsilci ve ortak zemin 1 - Gökhan Güler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kıbrıs konusu, kişisel temsilci ve ortak zemin 1

6 5
06.02.2024

Kıbrıs Türk halkının egemenliği, Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs Adası’nı 1571’de Venediklerden alması ile başlamıştır.
Kıbrıs Türkleri, İngiltere’nin 1878’de, Ada’ya Konvansiyon Anlaşması ile geldiği döneme kadar geçen 307 yıl boyunca, bilfiil bu toprakları Osmanlı Devleti bünyesinde egemence yönetmiştir.
İngiltere, her ne kadar 1878’de Konvansiyon Anlaşmasıyla Kıbrıs’a gelmiş ve 1914’de tek taraflı olarak Adayı ilhak ettiğini açıklamış olsa da, Kıbrıs Adası’nda, 1571’den 1923’de Lozan Antlaşması’nın imzalandığı güne kadar geçen 352 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin egemenliği devam etmiştir.
İngiltere, Ada’nın bir taraftan idari yapısını belirlerken, diğer taraftan Rumlar lehine hareket ederek, Kıbrıs Türklerine kısıtlı oranda yer vermiştir.
Kıbrıs konusunda müzakere tarihi, her ne kadar 1963 sonrasında başlamış gibi görünse de Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumları arasındaki görüşme süreci İkinci Dünya Savaşı sonrasında gündeme gelmiştir…
İngiltere, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan konjonktürel ortamda Ada’yı yönetmede zorlanmaya başlamıştır.
1954 yılından itibaren Rumlar,Enosis isteklerini şiddete dönüştürmüştür. Bu doğrultuda 1955 yılında Türkleri ve İngilizleri düşman ilan ederek Ada’nın Yunanistan’a bağlanması (Enosis) hedefiyle “EOKA’yı kurmuşlardır.
Rum terör saldırıları neticesinde İngiltere, “Doğu Akdeniz’in Güvenliği ve Kıbrıs” konulu toplantılar organize etmiştir. Düzenlenen toplantılarda, Rumların katı ve uzlaşmaz tavırları........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play