İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ‘sosyal medya’ hayatamızın odağına gelip yerleşmiştir. İnternet üzerinden dünya genelinde işlenen suçların gittikçe çeşitlenerek artması ve toplum hayatını olumsuz etkilemesi nedeniyle, bu suçlarla mücadele edebilmenin yolları aranmaya başlanmıştır.
Kötü niyetli kişiler yasal mevzuatta boşluk olması durumunda bu durumu suiistimal ederek herhangi bir ceza almadan sosyal medya üzerinden onur kırıcı, küçük düşürücü hakaretler etmektedirler.
Bakınız art niyetli sosyal medya kullanıcıları; özel hayata saldırıyor, mahremiyeti suiistimal ediyor, yalan, iftira ve hakaret içerikli saldırılarda bulunuyor. Teyit edilmemiş bilgileri paylaşıyor, yalan içerikli bilgileri servis ederek kendisine kar, karşısındakine ise ciddi zararlar veriyor. Kamu düzeninin bozulmasına neden olabiliyor, sahte belgeler ile bir takım kamu kurum ve özel kuruluşlar ile şirketlere çeşitli zararlar verebiliyorlar.
Dünya genelinde pek çok ülke (Türkiye, Fransa, Almanya, ABD, İrlanda, Rusya vb.) süreç içerisinde internette sosyal medya üzerinden işlenen suçlar konusunda yasalarında bir takım yasal boşluklar bulunduğunu zamanında fark ederek ivedilikle tedbir almışlarıdır.
Örneğin, Almanya’da internet ortamındaki faaliyetlere ilişkin kanunda gösterilen hukuka aykırı içerikler tespit edildiğinde, 50 milyon Euro’ya kadar, İrlanda da ise daha çok politik dezenformasyonların önüne geçmek için çıkarılan kanun ile 5 yıla kadar hapis ve 10 bin Euro’ya kadar para cezaları verilmesi öngörülmüştür.
Peki, bizde bu konudaki mevcut durum nedir? Mevcut yasal düzenlemeler interneti/sosyal medyayı kapsıyor mu? Ne yazık ki tam anlamıyla kapsamıyor ve bu durum art niyetli sosyal medya kullanıcıları tarafından suiistimal ediliyor. Gerek bireylere, gerek siyasilere, gerekse devlete, kurum ve kuruluşlarımıza karşı kötü niyetli sosyal medya kullanıcıları yasalardaki boşluktan yararlanarak sosyal medyada çok ağır hakaretlerde ve iftiralarda bulunabiliyorlar.
Günümüzde ülkemizde sosyal medyada gerek gerçek hesaplar gerekse sahte web siteleri, sahte sosyal medya hesapları üzerinden sahte haberler, asılsız bilgi paylaşımları, internet dolandırıcılığı, aldatıcı reklam, propaganda ve dezenformasyon yapıldığına şahit olmaktayız.
Yukarıda saydığım suç teşkil eden konuların düşünce özgürlüğü ile yakından ya da uzaktan bir alakası sizce var mıdır?
Ülkemizde sosyal medya ortamında suç teşkil eden tehdit, hakaret, şantaj, cinsel istismar gibi her türlü davranışın suç olarak yasalaşması ve bu konuda cezai yaptırımların uygulanması konusunu bazı kesimlerin düşünce özgürlüğüne karşı bir tavır gibi gördükleri anlaşılmaktadır.
Ülkemiz birçok ülkeden demokrasi ve düşünce özgürlüğü bakımından ileri seviyededir. Peki, o zaman mevcut yasalarımızın, sosyal medyayı da içerecek şekilde yeniden düzenlenmek istenmesi neden bazı kesimlerde rahatsızlık yaratmıştır? Bir kişi sokakta birine hakaret etse suç işliyor ve karşılığında ceza alıyor. Ancak ilgili kişi aynı suçu internette işlerse ceza almıyor. Bu çelişkili durum günümüzde art niyetli kişilerce suiistimal edilmeye devam ediliyor…
Basın ve düşünce özgürlüğünde önde gelen ülkelerden Fransa dahi sosyal medyada yer alan yalan haberlere (dezenformasyon) ve özellikle de hakarete karşı hukuk sisteminde değişikliğe giderek kısıtlayıcı bir takım yasal düzenlemeler yapmıştır.
Peki, dünyadaki birçok ülkenin yaptığı gibi yasalarımızın interneti kapsayacak biçimde güncellenmeye çalışılması neden birilerini rahatsız etmektedir?
Sosyal medyayı kötü niyetle şahsi çıkarları için kullananlara göz mü yumulacak? Bu işten kimlerin ne şekilde menfaatleri vardır? Yasalardaki boşluklardan yararlanarak kişilere hakaret edenler, ticari firmalara saldırılarda bulunarak ciddi zararlar verenler, siyasi dezenformasyon (yalan haber) yapmaya kalkışanlar, devlete ve makamları itibarsızlaştırmaya çalışanlar kimlerdir? Bu kişilere daha ne kadar göz yumulacak?
Sonuç olarak, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi sosyal hayatta suç teşkil eden tehdit, hakaret, şantaj, cinsel istismar ve dezenformasyon (yalan haber) gibi her türlü durumun sosyal medya (internet) platformlarında da suç olarak yasalaşması ve bu konuda cezai yaptırımların uygulanması gerektiğini artık idrak etmeliyiz.
Sosyal medyada işlenen çeşitli suç ve hakaret içerikli paylaşımları daha nereye kadar görmezlikten geleceğiz? Almanya ve Fransa dâhil olmak üzere dünyadaki birçok ülke sosyal medyada işlenen çeşitli suç ve hakaret içerikli paylaşımlara karşı zamanında yasal tedbir almışken neden bizdeki bazı çevreler hala daha bu konuda tedbir alınmasına karşı ayak diremektedir?
***
Müsaadenizle konuyla ilgili bir anekdotu sizlere aktarmak isterim. 2009’da mevcut yasaların internette de geçerli olabilmesi üzerine bir çerçeve yasa hazırlanması düşüncemi Başbakan’a iletmiştim. Başbakan da bu konuda bir çalışma yapılması için müsteşarına görev verdi. O da bir yetkili ile beni görüştürdü. Ancak o dönem siyasette yaşanan hareketli günler nedeniyle söz konusu yasa çalışması ne yazık ki hayata geçemedi.
Sonuç itibarıyla; eğer o dönem söz konusu yasa çalışması ileriye götürülerek yasa haline gelmiş olsa idi, bugün internette sosyal medya üzerinden gerek bireylere, gerek siyasilere, gerekse devlet kurum ve kuruluşlarına yönelik işlenen suçlara karşı yasa çerçevesinde gereği yapılabilecekti. Umarım daha fazla geç kalınmadan basın kuruluşlarının temsilcileri ile de görüşülüp ortak bir konsensüs sağlanmak suretiyle bu konuda ivedilikle yasal bir düzenleme yapılır.

QOSHE - İnternette İşlenen Suçlar… - Gökhan Güler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnternette İşlenen Suçlar…

6 1
22.03.2024

İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ‘sosyal medya’ hayatamızın odağına gelip yerleşmiştir. İnternet üzerinden dünya genelinde işlenen suçların gittikçe çeşitlenerek artması ve toplum hayatını olumsuz etkilemesi nedeniyle, bu suçlarla mücadele edebilmenin yolları aranmaya başlanmıştır.
Kötü niyetli kişiler yasal mevzuatta boşluk olması durumunda bu durumu suiistimal ederek herhangi bir ceza almadan sosyal medya üzerinden onur kırıcı, küçük düşürücü hakaretler etmektedirler.
Bakınız art niyetli sosyal medya kullanıcıları; özel hayata saldırıyor, mahremiyeti suiistimal ediyor, yalan, iftira ve hakaret içerikli saldırılarda bulunuyor. Teyit edilmemiş bilgileri paylaşıyor, yalan içerikli bilgileri servis ederek kendisine kar, karşısındakine ise ciddi zararlar veriyor. Kamu düzeninin bozulmasına neden olabiliyor, sahte belgeler ile bir takım kamu kurum ve özel kuruluşlar ile şirketlere çeşitli zararlar verebiliyorlar.
Dünya genelinde pek çok ülke (Türkiye, Fransa, Almanya, ABD, İrlanda, Rusya vb.) süreç içerisinde internette sosyal medya üzerinden işlenen suçlar konusunda yasalarında bir takım yasal boşluklar bulunduğunu zamanında fark ederek ivedilikle tedbir almışlarıdır.
Örneğin, Almanya’da internet ortamındaki faaliyetlere ilişkin kanunda gösterilen hukuka aykırı içerikler tespit edildiğinde, 50 milyon Euro’ya kadar, İrlanda da ise daha çok politik dezenformasyonların önüne geçmek için çıkarılan kanun ile 5 yıla kadar hapis ve 10 bin Euro’ya kadar para cezaları verilmesi öngörülmüştür.
Peki, bizde bu konudaki mevcut durum nedir? Mevcut yasal düzenlemeler interneti/sosyal medyayı kapsıyor mu? Ne yazık ki tam anlamıyla kapsamıyor ve bu durum art niyetli sosyal medya kullanıcıları tarafından suiistimal ediliyor. Gerek bireylere, gerek siyasilere, gerekse devlete, kurum ve kuruluşlarımıza karşı kötü niyetli........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play