Bilimsel ve teknolojik alanda yaşanan gelişmeler günümüzde baş döndürücü bir hıza ulaşmış vaziyettedir. Endüstri 4.0’ı anlamaya çalışırken, Endüstri 5.0 gündeme geldi…
Endüstri 4.0, insan gücü yerine tamamen makine gücü odaklı olarak üretim süreçlerini ve makinelerin dışarıdan müdahale olmaksızın yönetebilmesi olarak ifade edilmektedir.
Endüstri 4.0, siber-fiziksel sistemler, nesnelerin interneti, bulut bilişim, yapay zekâ, büyük veri gibi teknolojinin sağladığı veriler ile yönetilmesi gibi birçok farklı yöntem ve uygulamaların tüm üretim sistemlerine ve ekonomik değerlere eklenmesiyle oluşan bir süreç olarak da tanımlanmaktadır.
Endüstri 4.0 ile işletmelerin üretim süreçleri ve iş modelleri yeniden tasarlanmaktadır. Bu değişim ve dönüşüm süreçlerinin en önemli öğelerinden biri de yapay zekadır.
Hayatımızı etkilemeye başlayan yapay zekâ, kısaca insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgileri güncelleyerek kendilerini geliştirebilen sistemler olarak tanımlanıyor.
Endüstri 5.0, ise “toplum odaklı” olarak tanımlanmaktadır. Endüstri 5.0’da insana benzeyen robotlar ile insanın yapabildiği tüm işlevlerin yerine getirebilmesi hedeflenmektedir. Öyle ki robotların kendi kendilerini tamir edebilmeleri, yeniden programlayarak kontrol edebilmeleri ve buluta veri yükleyip kendi aralarında iletişim kurabilmeleri sağlanmaya çalışılıyor.
Makinelerin, robotların ve yapay zekânın verimliliği artıp, maliyetleri düştükçe insanların yerlerini almaları yaygınlaşacak gibi görünmektedir.
Uzmanlar, yapay zekanın yepyeni iş alanları açarken, bazı işlerin de otomatikleşmesine neden olacağı ve bu çerçevede var olan pek çok mesleğin gelecekte makineler/robotlar tarafından yapılacağını ifade etmektedirler…
Yatırım bankası Goldman Sachs’ın yayımladığı bir raporda, belirli görevler ve iş fonksiyonları otomatik hale geldikçe, yapay zekanın dünya genelinde 300 milyon tam zamanlı istihdama eşdeğer işin yerini alabileceği öne sürülmüştür. Belirtilen sayının ABD ve Avrupa’daki insanların yaptığı tüm işlerin dörtte birine denk geldiği belirtilmiştir.
Hayatımızın her alanını etkisi altına almaya başlayan “yapay zekâ”, önemli fırsatlar sunmasının yanı sıra birçok tehdidi de içerisinde barındırmaktadır. Yapay zekâ iyi niyetle yararlanıldığında, hayatı kolaylaştıran, ancak kötü niyetli insanlar tarafından kullanıldığında ise her türlü manipülasyon dahil olmak üzere büyük çaplı sorunlara neden olabilme potansiyeline sahiptir.
Günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, milli yazılım ve tasarımlar geliştirip, üreterek ihraç edebilen ülkeler, küresel alanda başarılı olmaktadır.
Bir devletin bağımsız olma kıstaslarından biri de bu bağlamda savunma sanayi alanında milli yazılım ve tasarımlar geliştirebilmesidir. Bu anlamda Türkiye’nin son dönemde savunma sanayi alanında yapmış alanında atılımlar, milli yazılım ve milli tasarımlar bu anlamda çok büyük anlam ifade etmektedir…
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler bir yandan toplumların ilerlemesine neden olurken bir yandan da toplumsal yapı üzerinde çok ciddi değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır.
İnsan biyolojik bir varlıktır. İnsanı insan yapan duyguları, hisleri, ruhu, sevgisi, saygısı, hoşgörüsü, dostluğu, dayanışması, adaletli oluşu, ahlakı, sahip olduğu kültürel değerleri, örf adet ve ananeleridir.
Bu kapsamda bilgisayar sistemlerinin insanın aklının yerine geçmesine ve insani erdemlerin yerine, ruhsuz, sevgiden, saygıdan hoşgörüden yoksun sanal/robotsu bir anlayışın hâkim olmasına müsaade edilmemelidir. Sanal dünya adım adım sanal olmaktan çıkmakta ve insanın varlığı tehdit altına girmeye başlamaktadır.
Stephen Hawking, “Yapay zekanın hızlı gelişimi, sıkı ve etik olarak kontrol edilmedikçe felaket olabilir” demişti. Tesla ve SpaceX’in kurucusu Elon Musk ise “yapay zeka nükleer bombalardan çok daha tehlikeli!” demiştir…
Görüldüğü üzere insanın yerini robotların almaya başladığı, söz konusu robotların yapay zekâ üzerinden insanlaştırılmaya çalışıldığı bir süreçte insanoğlunun aklını, kalbini, duygularını, neslini ve fiziki geleceğini koruması büyük önem arz etmektedir. İnsanı insan kılan özelliklerden uzaklaşarak küresel seviyede robotlaşan bir yaşamı ivedilikle reddetmek gerek. Yoksa yarın çok geç olabilir…
Yapay zekanın olumlu yanları tabi ki vardır. Ancak, otomasyon kaynaklı işsizlik oranının ve duygusuzluğun artması, insanın tembelleşmesi, yaratıcılığın azalması, etik ve ahlak kayıplar, gizlilik ihlalleri, kötü veya yanlış verilerin neden olduğu algoritmik önyargı, yapay zekanın olumsuz yanları olarak belirtilmektedir…
Sonuç olarak; insan zihninin yerini duygudan yoksun makinelerin alması mı hedefleniyor? Gelecekte yaşanması muhtemel sorunlara karşı bugünden önlem almak için yapay zekâ teknolojisi ile ilgili sınırların belirlenmesi ve gerekli tüm adımların atılması bu anlamda çok büyük önem arz etmektedir.

QOSHE - İnsan zihninin yerini duygusuz makineler mi alıyor? - Gökhan Güler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsan zihninin yerini duygusuz makineler mi alıyor?

3 5
19.01.2024

Bilimsel ve teknolojik alanda yaşanan gelişmeler günümüzde baş döndürücü bir hıza ulaşmış vaziyettedir. Endüstri 4.0’ı anlamaya çalışırken, Endüstri 5.0 gündeme geldi…
Endüstri 4.0, insan gücü yerine tamamen makine gücü odaklı olarak üretim süreçlerini ve makinelerin dışarıdan müdahale olmaksızın yönetebilmesi olarak ifade edilmektedir.
Endüstri 4.0, siber-fiziksel sistemler, nesnelerin interneti, bulut bilişim, yapay zekâ, büyük veri gibi teknolojinin sağladığı veriler ile yönetilmesi gibi birçok farklı yöntem ve uygulamaların tüm üretim sistemlerine ve ekonomik değerlere eklenmesiyle oluşan bir süreç olarak da tanımlanmaktadır.
Endüstri 4.0 ile işletmelerin üretim süreçleri ve iş modelleri yeniden tasarlanmaktadır. Bu değişim ve dönüşüm süreçlerinin en önemli öğelerinden biri de yapay zekadır.
Hayatımızı etkilemeye başlayan yapay zekâ, kısaca insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgileri güncelleyerek kendilerini geliştirebilen sistemler olarak tanımlanıyor.
Endüstri 5.0, ise “toplum odaklı” olarak tanımlanmaktadır. Endüstri 5.0’da insana benzeyen robotlar ile insanın yapabildiği tüm işlevlerin yerine getirebilmesi hedeflenmektedir. Öyle ki robotların kendi kendilerini tamir edebilmeleri, yeniden programlayarak kontrol edebilmeleri ve buluta veri yükleyip kendi aralarında iletişim kurabilmeleri sağlanmaya çalışılıyor.
Makinelerin, robotların ve yapay zekânın verimliliği artıp, maliyetleri düştükçe insanların yerlerini almaları yaygınlaşacak gibi görünmektedir.
Uzmanlar, yapay zekanın yepyeni iş alanları açarken, bazı işlerin de otomatikleşmesine neden olacağı ve bu çerçevede var........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play