Doğu Akdeniz’de mevcut durum ve yeni senaryo meselesi 1
Devletlerin egemenlik alanları kara, hava ve deniz olarak üç ana kısma ayrılır ve her biri farklı uluslararası ve ulusal hukuki rejimlere tabidir.
Kara ülkesi, toprak, toprağın altı, nehirler ve gölleri; deniz ülkesi, iç sular ile karasularını; hava ülkesi ise devletin kara ve deniz ülkesi olarak nitelendirilen alanların üzerinde yer alan atmosfer katmanından meydana gelmektedir.
Devlet ülkesi içerisinde tüm yetkileri konusunda tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Denizlerin karaya bitişik olan bölümü (karasuları 12 deniz miline kadar), coğrafi açıdan bir bütün teşkil eder ve devletin egemen olduğu deniz ülkesini oluşturur. Devlet, kara ve hava ülkesi üzerinde tam hükümranlık haklarına sahip iken, deniz ülkesi üzerindeki egemenlik hakları bir ölçüde sınırlıdır. Bu konuda diğer ülkelere ait gemilerin zararsız geçiş hakları bulunmaktadır.
Devletlerin bazı egemen haklara sahip olduğu kabul edilen ve uluslararası deniz alanını oluşturan ‘yetki alanları’ vardır. Bunlar, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeler (MEB) olarak ifade edilmektedir.
Kıta sahanlığı, ‘ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki (tabandaki) uzantısına denilmektedir.’ Kıta sahanlığına sahip olan devletlerin 200 deniz mili mesafeye kadar kıta sahanlığı hakkı vardır. 1958 Cenevre Deniz Hukuku Konferansı’nda kabul edilen Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’nin 4. Maddesine göre, ‘sahil devleti, kıta sahanlığı üzerinde araştırma yapmak ve doğal kaynakları işletmek bakımından egemen haklarını kullanır’ denilmektedir.
Münhasır Ekonomik Bölge(MEB) ise ‘karasularının ötesinde ve bu sulara bitişik, belirlenen özel hukuki rejime tabi sahildar devletin hak ve yetkileri ile diğer devletlerin........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein