(Geçtiğimiz haftadan devam)

ABD merkezli Arapça haber sitesi Al-Monitor, konuya ilişkin 6 Ekim 2022 tarihli haberinde şu bilgileri aktarıyor:

1 Şubat 2021’de Filistin Yönetimi ve Mısır, Gazze Marine gaz sahasının geliştirilmesine ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladı. Anlaşmaya göre, Mısır Doğal Gaz Holding Şirketi ve Filistin Yönetimi gaz sahasını geliştirmek, gazı Filistin bölgelerine aktarmak ve muhtemelen Mısır’a satmak için işbirliği yapacak. Mısırlı yetkili, İsrail’in kendi güvenliğini sağlamak için Gazze sahalarından gaz çıkarmaya yönelik pratik önlemlerin 2024 yılı başında başlatılması gerektiğini açıkladı.

Batı Şeria’daki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) yetkilisi, anlaşma kapsamında Mısır ve İsrail’in çıkarma sürecini denetleyeceğini, gazın bir kısmının Mısır’a ihraç edileceğini, büyük kısmının ise İsrail tarafından Yunanistan ve Kıbrıs üzerinden Avrupa’ya ihraç edileceğini söyledi. Filistin’e ise gaz ihracatı evrelerinde elde edilen mali gelirler kalacak. Plana göre Filistin gazının ihraç edilmesi sürecinden elde edilen mali gelirler Filistin Yönetimi hazinesine dönecek ve bu gelirlerin bir kısmı Gazze ekonomisini desteklemek için tahsis edilecek. Yani Gazze’nin bu gaz dolayısıyla ekonomik refaha kavuşacağı iddiası gerçeği yansıtmıyor. Gazın işlevselliğini kazandıktan sonra dahi ancak ihracattan elde edilen küçük bir gelir Gazze’ye ayrılacak.

Londra merkezli yayın yapan Arapça haber sitesi The New Arab’da (TNA) 20 Haziran 2023 tarihinde yayınlanan habere göre Hamas, gelirden pay karşılığında Filistin Yönetimi’nin Gazze’nin doğal gaz sahasını geliştirmesine izin vermeyi kabul etti.

Gazze Şeridi’ni yöneten Hamas, El Fetih liderliğindeki Filistin Yönetimi’nin kıyı bölgesi açıklarında doğal gaz sahası geliştirmesine izin vereceğini açıkladı.

İsmi açıklanmayan Hamas’a yakın bir kaynağın TNA’ya şu bilgileri verdiği aktarıldı: “Hamas, Gazze deniz sahasını geliştirmek ve doğal gaz çıkarmak için uygulama planlarını başlatmak üzere Filistin Yönetimi, Mısır ve ortak şirketler tarafından kabul edilecek nihai prosedürleri bekliyor. Mısırlılarla yapılan müzakerelere göre, Filistin Yönetimi uluslararası alanda tanınan tek Filistinli varlıktır ve Gazze’deki gaz denizinden gelir elde edecektir. Bu nedenle Gazze’deki durumun iyileştirilmesi adına deniz taşımacılığının geliştirilmesine izin vermeyi kabul etmeye karar verdik.”

Hamas yetkilisi İsmail Radwan ise şunları söyledi: “Gazze’nin gazı Gazze’deki bütün Filistinlilerin mülkiyetindedir ve yalnızca onların yatırım yapma hakkı vardır (…) İsrail işgali, kendi gerekliliklerini ve kısıtlamalarını bizim yeteneklerimize ve doğal zenginliklerimize dayatamaz.”

İsrail, Mısır ve ortak şirketlerin dahil olduğu ABD aracılı müzakerelerin başarıyla sonuçlanması üzerine prensip olarak ABD’nin aracılık ettiği İsrail, Mısır ve ortak şirketlerle yapılan müzakereler böylelikle son safhaya geldi. Aynı dönemde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden de açıklama yapıldı. Gazze kıyısı açıklarında deniz doğal gaz sahasının geliştirilmesine onay verildiği duyuruldu. Gaza Marine projesine ilişkin hamleyi duyuran Netanyahu’nun ofisi, ilerlemenin “İsrail Devleti’nin güvenlik ve diplomatik ihtiyaçlarının korunmasına” bağlı olacağını belirtti.

İsrailli basın kuruluşları, İsrail’in yeni kararının İsrail, Mısır ve Filistin Yönetimi arasındaki yoğun ve karmaşık müzakerelerin ardından, Hamas’ın gaz gelirlerinden kendi silahlarını geliştirmek için kullanmayacağına dair iddia edilen garantileri aldıktan sonra geldiğini söyledi. Hamas’a yakın bir kaynak bunu yineleyerek TNA’ya şunları söyledi: “İsrail, Hamas’ın İsrail ile uzun vadeli bir ateşkes imzalamaya hazır olduğuna dair Mısır’dan gerçek garantiler aldıktan sonra kararını açıkladı.”

Mevcut Durum

Kendi münhasır ekonomik bölgesinde yer alan Marine-1 ve Marine-2 isimli sahalardaki doğal gazı, İsrail’in uyguladığı izolasyon politikası nedeniyle kullanamayan Filistin büyük bir enerji krizi yaşamaktadır. Özellikle Gazze’de Hamas’ın yönetime gelmesiyle 2007’den beri uygulanan abluka nedeniyle bu bölgede yaşayan Filistinlilerin enerji sıkıntısı had safhaya ulaşmıştır. Hem Batı Şeria hem de Gazze için İsrail’den kısmen de olsa sağlanan elektriğin muhtelif gerekçelerle sık sık kesilmesi yaşamı olumsuz etkilemektedir. Zaruri ihtiyaçlar bile ancak Türkiye, Katar ve bazen de Mısır gibi ülkelerin yakıt yardımlarıyla çalıştırılan jeneratörlerden sağlanmaktadır.

2000 yılında Gazze Merine sahasından çıkarılacak gazın İsrail elektrik şirketine satılmasıyla Filistin yönetiminin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelire kavuşması planlanırken bugün kurgu tersine dönmüş ve İsrail diğer sahalardan çıkardığı gazı Filistin yönetimine satar hâle gelmiştir. Enerji tedariği konusunda yürütülen görüşmelerde İsrail’in öne sürdüğü imkansız koşullar nedeniyle, 2014 yılında İsrail ile imzaladığı Batı Şeria’ya elektrik verilmesini sağlayacak anlaşmadan vazgeçmek zorunda kalmıştır. Filistin yönetiminin mevcut durumda ihtiyacını karşılayacağı sürekli bir tedarikçisi ve bunun maliyetini karşılayacağı yeterli bir bütçesi de bulunmamaktadır.

Filistin, gelinen nokta itibariyle fosil yakıt tedariğinde %100, elektrik tedariğinde ise %90 oranında İsrail’e bağımlıdır. Dolayısıyla Doğu Akdeniz’deki gaz İsrail’in enerji bağımlılığından kurtarıp doğal gaz ihracatçısı konumuna getirirken, İsrail’in baskıcı politikaları yüzünden bu kaynaklardan istifade edemeyen Filistin, enerji kıtlığı çekmektedir. Filistin yönetimi tarafından 2011 yılında hazırlanan ulusal enerji strateji planına göre bu bağımlılığı azaltmak için diğer komşu devletlerden gaz ve enerji ithal edilmesi öngörülse de mevcut konjonktür buna müsaade etmemiştir. Filistin’in bir devlet olarak tanınmaması nedeniyle, uluslararası hukuka göre kendi münhasır ekonomik bölgesi olan deniz sınırlarında tasarrufta bulunma hakkı da elinden alınmaktadır. 1982 BMDHS’ye göre devletlere tanınan bu egemenlik hakkı, İsrail tarafından keyfiyet durumuna göre itibar edilen Oslo anlaşmaları gerekçe gösterilerek kısıtlanmaktadır. İsrail, Marine sahasındaki gazın çıkarılması ve kullanımı ancak Filistin ile İsrail arasında sorunun çözümü hâlinde mümkün olabileceğini dile getirerek muhtemel bir iki devletli çözümde Filistin Devleti’nin sahip olacağı hakları muğlaklaştırmaktadır.

Filistin’in Doğu Akdeniz’deki menfaatleri konusunda kapsamlı bir plan ve uygulama yapılamamasının sebeplerinden biri de mevcut siyasi belirsizliktir. Zira deniz sınırına sahip olunan Gazze’nin yönetiminin Hamas’ta olmasına rağmen, uluslararası temsil görevini üstlenen Filistin yönetiminin Batı Şeria’da bulunması ve iki kesim arasında uzun süreden beri devam eden anlaşmazlık, Filistin’in nu konudaki etkinliğini azaltmaktadır. İki başlı yönetim Filistin’in uluslararası temsilinde olduğu kadar Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgelerin belirlenmesi ve bu bölgelerdeki kaynakların kullanılması aşamasında muhataplar nezdinde karışıklığa yol açmaktadır. Zira temsil yetkisi Ramallah’taki hükümetteyken, Gazze’deki yönetim ise hem seçilmiş hükümet olmak hem de askerî güçleri bulunması hasebiyle yetkiyi paylaşmak istememektedir.

Filistin’in kıyıdaş olduğu Doğu Akdeniz’deki kaynaklardan istifade edebilmesi için ise öncelikle iki başlı yönetime bir son vererek, taraflar arasında uzlaşma sağlanması gerekmektedir. İstikrarlı ve meşru bir yönetimle, İsrail’in kullanmasına izin vermediği kaynaklar üzerindeki iddiasını, konuyu uluslararasılaştırarak devam ettirmelidir. Oslo anlaşmalarıyla başlayan süreçte gelinen noktada, özellikle deniz sınırlarının belirlenmesi gibi konulardaki anlaşmaların Filistin’in çıkarlarını gözetmediği ortaya çıktığından bu hususların yeniden gözden geçirilmesinde de fayda vardır.

QOSHE - Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleri İsrail’in Arap komşuları ile ilişkilerini nasıl etkiledi? - Cemal Aslan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleri İsrail’in Arap komşuları ile ilişkilerini nasıl etkiledi?

5 0
14.12.2023

(Geçtiğimiz haftadan devam)

ABD merkezli Arapça haber sitesi Al-Monitor, konuya ilişkin 6 Ekim 2022 tarihli haberinde şu bilgileri aktarıyor:

1 Şubat 2021’de Filistin Yönetimi ve Mısır, Gazze Marine gaz sahasının geliştirilmesine ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladı. Anlaşmaya göre, Mısır Doğal Gaz Holding Şirketi ve Filistin Yönetimi gaz sahasını geliştirmek, gazı Filistin bölgelerine aktarmak ve muhtemelen Mısır’a satmak için işbirliği yapacak. Mısırlı yetkili, İsrail’in kendi güvenliğini sağlamak için Gazze sahalarından gaz çıkarmaya yönelik pratik önlemlerin 2024 yılı başında başlatılması gerektiğini açıkladı.

Batı Şeria’daki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) yetkilisi, anlaşma kapsamında Mısır ve İsrail’in çıkarma sürecini denetleyeceğini, gazın bir kısmının Mısır’a ihraç edileceğini, büyük kısmının ise İsrail tarafından Yunanistan ve Kıbrıs üzerinden Avrupa’ya ihraç edileceğini söyledi. Filistin’e ise gaz ihracatı evrelerinde elde edilen mali gelirler kalacak. Plana göre Filistin gazının ihraç edilmesi sürecinden elde edilen mali gelirler Filistin Yönetimi hazinesine dönecek ve bu gelirlerin bir kısmı Gazze ekonomisini desteklemek için tahsis edilecek. Yani Gazze’nin bu gaz dolayısıyla ekonomik refaha kavuşacağı iddiası gerçeği yansıtmıyor. Gazın işlevselliğini kazandıktan sonra dahi ancak ihracattan elde edilen küçük bir gelir Gazze’ye ayrılacak.

Londra merkezli yayın yapan Arapça haber sitesi The New Arab’da (TNA) 20 Haziran 2023 tarihinde yayınlanan habere göre Hamas, gelirden pay karşılığında Filistin Yönetimi’nin Gazze’nin doğal gaz sahasını geliştirmesine izin vermeyi kabul etti.

Gazze Şeridi’ni yöneten Hamas, El Fetih liderliğindeki Filistin Yönetimi’nin kıyı bölgesi açıklarında doğal gaz sahası geliştirmesine izin vereceğini açıkladı.

İsmi açıklanmayan Hamas’a yakın bir kaynağın TNA’ya şu bilgileri verdiği aktarıldı: “Hamas, Gazze deniz sahasını geliştirmek ve doğal gaz çıkarmak için uygulama planlarını başlatmak üzere Filistin Yönetimi, Mısır ve ortak şirketler tarafından kabul edilecek nihai prosedürleri bekliyor. Mısırlılarla yapılan müzakerelere göre, Filistin Yönetimi uluslararası alanda tanınan tek Filistinli varlıktır ve Gazze’deki gaz denizinden gelir elde edecektir. Bu nedenle Gazze’deki durumun iyileştirilmesi adına deniz taşımacılığının geliştirilmesine izin vermeyi kabul etmeye karar verdik.”

Hamas yetkilisi İsmail Radwan ise şunları söyledi: “Gazze’nin gazı Gazze’deki bütün Filistinlilerin mülkiyetindedir ve yalnızca onların yatırım yapma hakkı vardır (…) İsrail işgali, kendi........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play