İbrahim Erkan Manavoğlu “Kıbrıs’ta iki halk olarak İç içe yaşamayı 1957’de Rumlar planlı ve programlı olarak bitirdiler. Bizi semtlerinden kovdular. Biz de onları semtlerimizden kovduk… Karma köylerin çoğunu boşaltmak zorunda kaldık… Rum köyleri arasına sıkışmış Türk köylerini de boşalttık. 1964-1974 yılları arasında ise bizi kuşatmaları altındaki gettolara sıkıştırdılar bizi… Yan yana yaşamayı da tümden bitirdiler. Şimdi ancak aklını peynir ekmekle yemiş bir Türk onlarla iç içe yaşayabilir… Ama bir Türk gibi yaşayarak değil!..”
*
Yücel Dolmacı: “Ahmet Bey;
1.KKTC’nin ilanı bildirgesine o ‘Federasyon’ kelimesi yazılmasaydı keşke. Uzun süre bağlayıcı oldu.
2. Federasyonu Rum tarafı 17 defa 0Xi diyerek engelledi.
3. Çözüm isteyen taraf cezalandırıldı, istemeyen taraf ödüllendirildi. ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN esas sebebi bu.
4. Biz Federasyondan, iki devlete geçişteki, haklı gerekçelerimizi dünyaya anlatamadık. Lobiciliği hiç bilmeyiz. Sarayönü’de hep biz çaldık, biz oynadık.
5. Bir anekdot: Schindler Şirketi’nin Merkez İsviçre, Avusturya, İspanya, Çin, TC müdürleri ile toplantıyı burada yaptık. Bunu başardık… Verdiğimiz akşam özel yemeğine, Cumhurbaşkanımızı, Başbakanımızı ve Ulaştırma Bakanımızı da davet ettim. Daveti yaparken ‘Sizin için bir mahsuru olur mu?’ diye sordum konuk müdürlere… ‘Niye olsun, olmaz’ dediler. ‘Biz ticari bir şirketiz, politikacı değiliz ve KKTC küçük bir ülke olmasına rağmen, yürüttüğümüz işbirliğimizden memnunuz’ diye açıkladılar… Hatırlarım, o yemeğe sadece dönemin Ulaştırma Bakanı Ersan Saner Bey geldi. Bir konuşma yaptı. Dikkatle dinlediler.
6. Proaktif organize propagandayı bilmiyoruz. Oysa Rumlar bunu YALANA dayalı başarıyla ve devamlı yapıyorlar. Selamlar…”
*
Yılmaz Hakkı Hakeri: “Sayın Ahmet Tolgay; Devletimizin 42’nci kuruluş yıl dönümünde İtalya’dan içten selamlar ve kutlamalar… Kıbrıs Türk halkının, özgür bir halkın iradesine bağlı bir devletinin varoluşu bugün tüm engellemelere karşın devam ediyor ve edecektir de… Bu konuda........

© Kıbrıs Gazetesi