Akademia yolsuzlukları, reçete yolsuzluklarını toplumsal gündemin geri planına iten patlama oldu… Kelepçelenmiş akademisyenleri de mahkeme koridorlarına savuran bu patlama, toplumdaki çürümüşlüğün kokularını daha bir yoğunlaştırırken, kayıt dışı ekonominin hiç de sır olmayan vergi kaçakçısı yolsuzlarının da üzerine gidilip gidilmeyeceği genel bir meraka dönüştü… Çünkü kayıt dışında at oynatanlar tarafından devlet hazinesinin acımasızca soyulduğunun belirtileri milletin gözü önündedir…
Tüm bu sarsıcı gelişmelerin ışığında altı çizilen şu ki, sivil devletsel mekanizma içinde yapılması gereken rutin teftiş ve denetimlerin yıllardır ihmali sonucu polisiye teftiş ve denetim kaçınılmaz biçimde devreye girmiş oldu…
Gazimağusa’daki bir üniversite yolsuzluğunun ihbarla üzerine gidilmesinden sonra, akademia suçlarının su yüzüne çıkması çorap söküğü misali gündem oluşturmaya başladı… Şimdi bu olayı gündemin geri planına itecek daha başka nelerin sivrileceği merak konusudur… Zincir boşandı bir kere…
***

Bir ayrıntıya değinmenin zamanı olduğunu düşünüyorum bu arada… Güncel platformdan siyaset tarihimize de bir göz atarak yapalım bunu…
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından görevden alınma çalışması başlatılan YÖDAK Başkanı Turgay Avcı, yıllar önce siyaset tarihimizdeki ünlü ÖRP olayıyla toplumsal gündemde yankı yaratmıştı… Şimdi de akademia bunalımının gündem yaratan kimliği oldu, kadere bakınız… ÖRP olayının başrolünü oynamasından sonra Turgay Avcı’nın siyasal yaşamı bitmişti… Ayrıntıları ve gelişmeleri artık herkes tarafından bilinmekte olan “bastiç olayı”ndan sonra şimdi de akademik yaşamı büyük bir dramın sarmalında…
***
Hafıza-i beşeri nisyan ile malûl olmayanların malûmudur ki, siyasal tarihimizin ÖRP olayı 2006 yılında yaşanmıştı…
O günleri bir anımsayalım… İktidarda CTP – DP koalisyonu var… Derviş Eroğlu UBP genel başkanlığından istifa etmişti… Eroğlu’nun bıraktığı boşlukta, muhalefete düşmüş UBP içinde bir güç yarışı başlar… Salih Miroğlu UBP’de genel sekreterken, Hüseyin Özgürgün de genel sekreter yardımcısıydı. Genel Başkanlığa hazırlanan Miroğlu yaşama bir kalp kriziyle aniden veda edince, Özgürgün hem genel sekreterliğe, hem de genel başkanlığa vekâlet eder duruma gelir… İki ay içinde olağanüstü kurultay yapılır… Özgürgün genel başkan seçilir. Boşalan genel sekreterlik makamı için yapılan seçimde üç aday vardı: Hasan Taçoy, Turgay Avcı ve Enver Öztürk.
UBP’nin ağır toplarından Mehmet Bayram, Genel başkan Lefkoşa’dan olduğu için, genel sekreterin de Mağusa’dan olması gerektiği yönünde bir hareket başlatır… Hareket gittikçe yayılır… Taçoy, partinin gençlik kollarından gelen ve milletvekili olarak da uzun süre görev yapan bir kimliktir… Buna rağmen UBP milletvekillerinin çoğu “genel sekreter Mağusa’dan olsun” düşüncesinde birleşirken, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün de Taçoy’un genel sekreterliğine sıcak bakmaması dikkati çekmekteydi… Bu ortamda genel sekreterlik yarışını kazanan Turgay Avcı olur…
1959 Larnaka doğumlu Avcı, 2003 Aralık genel seçimine Genel Başkan Derviş Eroğlu’nun kontenjan adayı olarak girmiş ve seçimi kazanmıştı… Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde “Doçent Doktor” unvanıyla öğretim üyeliği yapıyordu o sıralar… UBP’nin güçlü lideri Eroğlu’nun çocukluğundan beri tanıdığı ve Mağusa’nın köklü bir ailesine mensup popüler kimlikti… Eroğlu’nun DAÜ’deki çevresi de karizmatik genç akademisyen Avcı’nın siyasette başarılı olacağı konusunda güvence veriyordu…
Çok çalışkan ve zeki bir genç olan akademisyen Turgay Avcı 2003’te milletvekili seçildikten sonra UBP iktidarı alamaz… UBP içinde “Dokuzlar Hareketi” oluşur ve DP kurulurken Avcı partiye sadık kalır… Lider Rauf Denktaş’ın da desteğiyle CTP – DP koalisyonu kurulur… Bir yıl kadar süren bu koalisyon hükümeti, meclis çoğunluğunu kaybedip istifa eder. 20 Şubat 2005’te erken seçim yapılınca Turgay Avcı UBP’den yeniden milletvekili seçilir… Ama UBP yine muhalefettedir. Genel Başkan Hüseyin Özgürgün Genel Sekreter ise Turgay Avcı… Bir yandan da UBP genel başkanlığı için sondajlar yapmakta olan Avcı’nın olası iktidarda başbakanlık peşinde olduğunu gelişmeler gösterecektir…
Bu arada Parti Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldığı resmi davete giderken yanında Turgay Avcı ile Enver Öztürk’ü de götürür. Onları Erdoğan’a “genel sekreter ve yardımcısı” olarak takdim eder. Avcı’ya Ankara ile siyasal diyalog olanağı da böylece yaratılmış olur.
***
CTP – DP hükümetinin yeniden çatırdamaya başladığı günlerdir. TC’nin AKP iktidarının Denktaşlar’dan kurtulmak istediğinin çok net belirtileri de görülmektedir… DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın siyasetiyle çelişen CTP de, DP ile olan ortaklığını bozma eğilimindedir… Bir günlüğüne Ankara’yı ziyaret eden Başbakan Ferdi Sabit Soyer oralarda koalisyonun yürümediğini ve UBP ile de, tabanlarının itirazı gereği, koalisyon kuramayacaklarını anlatır… Aslında CTP’li Başbakan Soyer’in niyeti, diğer partilerden milletvekili transfer ederek yeni bir hükümet oluşumuna gitmektir.
Partilerinden istifa etmeleri ve yeni bir hükümet oluşumuna katkı koymaları için UBP milletvekillerine öneriler yapıldığı söylentileri dilden dile dolaşmakta, gazetelere manşetlik konu olmaktadır…
Yeni bir koalisyon arayışlarında, UBP’nin hemen hemen tüm milletvekillerinin üzerine gidildiği bir operasyon gözlemlenir… Ve sonuçta üç kişiyle anlaşmaya varılır. Bunlar partinin Genel Sekreteri Turgay Avcı, Genel Sekreter Yardımcısı Enver Öztürk ve Erdoğan Şanlıdağ’dır… Bu 3 milletvekilinin UBP’den koparılmasıyla, ÖRP (Özgürlükçü Reform Partisi) diye bir oluşum yaratılır.
Avcı, parti genel başkanlığı için UBP tabanında yoğun biçimde nabız yoklarken, genel sekreteri olduğu partisini bir anda bırakıp gider, ÖRP’nin genel başkanı olarak CTP ile koalisyon oluşturur… Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak koalisyon koltuğuna oturur… Tarih, 2006’nın Eylül ayı…
***
KKTC demokrasisine vurulan bu darbenin sonuçları CTP için de, ÖRP’nin kahramanları üç silahşor için de acı olur… Ülkede büyük bir siyasal kaos oluşur ve Mecliste UBP ve DP boykotları başlarken, “temiz toplum, temiz siyaset” mottosunun sahibi CTP de karizmayı fena halde çizer..
ÖRP, büyük rüşvetler iddialarının da dolaştırıldığı oldukça dedikodulu bir ortamda, aslında “Türkiyeli – Kıbrıslı” ayrımını pompalayacak bir parti olarak kurgulanmıştı. Ama bu kurgulama ve bu maya tutmadı. Ömrü uzun olmayan ÖRP, kurucularıyla birlikte KKTC siyasetinden silinip gitti.
Oysa ki Turgay Avcı, UBP Genel başkanı ve belki KKTC Başbakanı olabilecek kadar da zeki, çalışkan ve donanımlıydı. Kısa sürecek bir makam için siyasi geleceğini riske atmış oldu… Siyasette çok çalkantılı bir dönemin yaşanmasına vesile olan bu olaydan sonra “temiz toplum, temiz siyaset” mottolu CTP de, seçim kaybederek iktidardan uzaklaştı…

QOSHE - Güncelden siyaset tarihimize bakış - Ahmet Tolgay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Güncelden siyaset tarihimize bakış

6 5
12.03.2024

Akademia yolsuzlukları, reçete yolsuzluklarını toplumsal gündemin geri planına iten patlama oldu… Kelepçelenmiş akademisyenleri de mahkeme koridorlarına savuran bu patlama, toplumdaki çürümüşlüğün kokularını daha bir yoğunlaştırırken, kayıt dışı ekonominin hiç de sır olmayan vergi kaçakçısı yolsuzlarının da üzerine gidilip gidilmeyeceği genel bir meraka dönüştü… Çünkü kayıt dışında at oynatanlar tarafından devlet hazinesinin acımasızca soyulduğunun belirtileri milletin gözü önündedir…
Tüm bu sarsıcı gelişmelerin ışığında altı çizilen şu ki, sivil devletsel mekanizma içinde yapılması gereken rutin teftiş ve denetimlerin yıllardır ihmali sonucu polisiye teftiş ve denetim kaçınılmaz biçimde devreye girmiş oldu…
Gazimağusa’daki bir üniversite yolsuzluğunun ihbarla üzerine gidilmesinden sonra, akademia suçlarının su yüzüne çıkması çorap söküğü misali gündem oluşturmaya başladı… Şimdi bu olayı gündemin geri planına itecek daha başka nelerin sivrileceği merak konusudur… Zincir boşandı bir kere…
***

Bir ayrıntıya değinmenin zamanı olduğunu düşünüyorum bu arada… Güncel platformdan siyaset tarihimize de bir göz atarak yapalım bunu…
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından görevden alınma çalışması başlatılan YÖDAK Başkanı Turgay Avcı, yıllar önce siyaset tarihimizdeki ünlü ÖRP olayıyla toplumsal gündemde yankı yaratmıştı… Şimdi de akademia bunalımının gündem yaratan kimliği oldu, kadere bakınız… ÖRP olayının başrolünü oynamasından sonra Turgay Avcı’nın siyasal yaşamı bitmişti… Ayrıntıları ve gelişmeleri artık herkes tarafından bilinmekte olan “bastiç olayı”ndan sonra şimdi de akademik yaşamı büyük bir dramın sarmalında…
***
Hafıza-i beşeri nisyan ile malûl olmayanların malûmudur ki, siyasal tarihimizin ÖRP olayı 2006 yılında yaşanmıştı…
O günleri bir anımsayalım… İktidarda CTP – DP koalisyonu var… Derviş Eroğlu UBP genel başkanlığından istifa etmişti… Eroğlu’nun bıraktığı boşlukta, muhalefete düşmüş UBP içinde bir güç yarışı başlar… Salih Miroğlu UBP’de genel sekreterken, Hüseyin Özgürgün de genel sekreter yardımcısıydı. Genel Başkanlığa hazırlanan Miroğlu yaşama bir kalp kriziyle aniden veda edince, Özgürgün hem genel sekreterliğe, hem de genel başkanlığa vekâlet eder duruma gelir… İki ay içinde olağanüstü........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play