SAİT ERKİN HAKKINDA: Liyakat erdeminin yoğun biçimde konuşulduğu bugünlerde liyakatin has örneklerinden birini daha geçen hafta sonsuzluğa uğurladık… Kimi mi?.. Emekli Dışişleri ve Savunma Bakanlığı Müsteşarı Sait Erkin’i… İsmail Safa Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Lefkoşa Mezarlığı’nda 86 yaşında toprağa verilen Sait Erkin, gerçi bürokraside Dışişleri Bakanlığı görevlisi iken emekli olmuştu… Ne ki, o çok yönlü ve çok birikimli ve donanımlı bir değerimizdi… Tam bir rol model Kıbrıs Türkü…

Onun kaybı milli eğitimimiz ve medyamızla da yakından ilintilidir… Öğrencilerinin unutamadığı bir öğretmen, izleyicilerin belleğini hâlâ başarısıyla etkileyen bir İngilizce ve Yunanca televizyon spikeri idi… BRTK müzesinde fotoğrafı var mı bilmem… Yoksa eğer, büyük eksiklik, büyük vefasızlık, zor günlerimizdeki o BRTK hizmetkârı için…
Baf Esentepe doğumlu olan bu değerimize herkes “hocam” diye hitap ederdi ve bu hitaba da fazlası ile layık idi… Her konudaki genel kültürü ile çevresinde saygınlık ve albeni yaratan bir kimlikti… Danışmanlığına ve bilgisine başvuranları fazlasıyla mutlu eder ve aydınlatırdı… Tam bir gönüllükle… Donanımından ve zekâsından çağıl çağıl gelen sohbeti de doyumsuz idi… Rauf Denktaş’ın maiyetinde de yıllarca çalışan Erkin’in, Dışişleri Bakanlığı’ndaki brifinglerine çok katıldım ve her brifinginden zenginleşerek ayrıldım bürokrat ve gazeteci olarak…
Onunla en son görüşmemiz, pandemi döneminden önce bir kitap evinde rutin kitap seçmelerini yaparken olmuş ve bana demişti ki; “Dijital hamle, kâğıdın defterini dürmeden biraz daha kitabın enfes kokusunu alalım…” Pandemi döneminin ruhsal sarsıntısı o güçlü adamın sağlığını da etkilemiş ve sosyal çöküntüde hafıza sorunları yaşamaya başlamıştı…
Ruhu şad, mekânı cennet, tüm sevenleri kaybına sabırlı olsun Sait Erkin Hocamızın…
***
YDÜ SAHNE SANATLARI FAKÜLTESİ KAPATILDI: Yakın Doğu Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesi’nin kapatıldığını emektar sanatçımız Çetin Özen’den aldığım kısa mektuptan öğrendim… Özen’in adresime attığı ve bir dönemin kapandığını hüzünle vurgulayan mektubunu paylaşıyorum:
“Değerli Ahmet Tolgay abim; 2005 yılında duayen sanatçı, ustam, hocam sizin de tanıdığınız, hayranı olduğunuz ve sohbet etme şerefine nail olduğunuz Devlet Sanatçısı Prof. Bozkurt Kuruç öncülüğünde açıp eğitime başladığımız YDÜ Sahne Sanatları Fakültemiz, nice usta ve duayen hocalarımızın eğitmenlikleriyle 65 oyuncu, 12 dramaturg yazarı öğrencisi mezun etmiştir. Çok üzgünüm, çünkü Fakültemiz, YDÜ üst yönetimi tarafından üretilen kararla Şubat 2024 itibariyle kapanmıştır. Tedrisattaki tüm öğrencilerimiz mezun olmuş ve tüm değerli hocalarımızın görevleri sona ermiştir.
Geminin kaptanı durumunda olan ben de 1 Mart 2024 tarihi itibariyle Üniversitemizden ayrılma kararını vermiş bulunmaktayım. Bu nedenle artık KKTC’de oyuncu ve de dramaturg yazar yetiştirecek hiçbir fakülte kalmamıştır. Üzgünüm ve buruğum.
Bu bilgiyi sanatsever kişiliğinizle bizlere her zaman destek veren siz yazar büyüğümle paylaşmak istedim. Bana gelince, bundan sonraki emeklilik yaşamımızın sağlık ve huzur içinde geçmesi dileğiyle sevgiler saygılar…”
***
HAYIRSEVER PAKİSTANLI İŞ ADAMI: Sosyal sorumluluk projelerini gelenekselleştiren ve son olarak da Sağlık Bakanlığı’na 2 adet ambulans ile tekerlekli sandalyeler bağışlayan “China Bazaar” sahibi Mazhar Choudhry’ye buradan selam olsun… Sormadan da edemiyorum: Mazhar Bey sosyal sorumluluk projelerini arka arkaya sunarken, ihtiyaçlı kurumlarımıza hibelerini cömertçe yaparken, diğer bazı iş insanlarımızın hamiyet duyguları acaba ne zaman harekete geçecek?.. Alkışlarımız, ayrıca bu ateş pahasında mağazalarında halka ucuz ürün olanakları sunan ve halktan kazandıklarını hem yeni yatırımları ve hem de sosyal sorumluluk hibeleriyle halkla paylaşan, spor kulüplerinin devamlı arkasında duran, gelir vergisi listelerinin de her yıl ön sıralarında yer alan Mazhar Bey’e…
Özgeçmişine özetle bakacak olursak, Mazhar Bey 1974 Mutlu Barış Harekâtı’ndan sonra çalışmak amacıyla aramıza gelen, çekirdekten yetişme Pakistanlı bir süper girişimci… İş hayatına Lefkoşa Yenişehir’deki Binbir Çeşit Mağazası’nda tezgâhtar olarak başlar… Sıcak müşteri ilişkileri ve ticari vizyonu dikkat çekicidir… Zaten var olan İngilizcesinin yanında Türkçesini de kısa sürede geliştirir… Çalıştığı iş yerinin sorumlu pazarlamacısı konumuna gelirken, sempatik kişiliğiyle dost çevresini de gittikçe geliştirir… Mal seçme ve mal alma işlerinde patronu Nazım Bey’le Uzakdoğu pazarlarına kadar gider, o pazarlardaki yeteneklerini kanıtlar… Binbir Çeşit Mağazası’daki başarılı deneyimlerinden sonra Lefkoşa’da Ortaköy’deki, geçmiş yıllarda ciddi bir de yangın felaketi geçiren ilk mağazasını açarak kendi özel iş yaşamını, çevresine de sürekli destek vererek geliştirir… Lefkoşa’daki popüler mağazasını diğer bölgelerde açtığı yeni mağazalar izlemektedir… Ülkemizin ticaret yaşamında katma değer kapsamını geliştirirken, İçten başarı dileklerimiz onunla…

QOSHE - Güncel çeşitleme - Ahmet Tolgay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Güncel çeşitleme

10 0
05.03.2024

SAİT ERKİN HAKKINDA: Liyakat erdeminin yoğun biçimde konuşulduğu bugünlerde liyakatin has örneklerinden birini daha geçen hafta sonsuzluğa uğurladık… Kimi mi?.. Emekli Dışişleri ve Savunma Bakanlığı Müsteşarı Sait Erkin’i… İsmail Safa Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip Lefkoşa Mezarlığı’nda 86 yaşında toprağa verilen Sait Erkin, gerçi bürokraside Dışişleri Bakanlığı görevlisi iken emekli olmuştu… Ne ki, o çok yönlü ve çok birikimli ve donanımlı bir değerimizdi… Tam bir rol model Kıbrıs Türkü…

Onun kaybı milli eğitimimiz ve medyamızla da yakından ilintilidir… Öğrencilerinin unutamadığı bir öğretmen, izleyicilerin belleğini hâlâ başarısıyla etkileyen bir İngilizce ve Yunanca televizyon spikeri idi… BRTK müzesinde fotoğrafı var mı bilmem… Yoksa eğer, büyük eksiklik, büyük vefasızlık, zor günlerimizdeki o BRTK hizmetkârı için…
Baf Esentepe doğumlu olan bu değerimize herkes “hocam” diye hitap ederdi ve bu hitaba da fazlası ile layık idi… Her konudaki genel kültürü ile çevresinde saygınlık ve albeni yaratan bir kimlikti… Danışmanlığına ve bilgisine başvuranları fazlasıyla mutlu eder ve aydınlatırdı… Tam bir gönüllükle… Donanımından ve zekâsından çağıl çağıl gelen sohbeti de doyumsuz idi… Rauf Denktaş’ın maiyetinde de yıllarca çalışan Erkin’in, Dışişleri Bakanlığı’ndaki brifinglerine çok katıldım ve her brifinginden zenginleşerek ayrıldım bürokrat ve gazeteci olarak…
Onunla en son görüşmemiz, pandemi döneminden önce bir kitap evinde rutin kitap seçmelerini yaparken olmuş ve bana demişti ki; “Dijital hamle, kâğıdın defterini dürmeden biraz daha kitabın enfes kokusunu alalım…” Pandemi döneminin ruhsal sarsıntısı o........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play