menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tek ülkede demokrasi çok ülkede otokrasi

38 27
08.11.2025

Tek ülkede sosyalizm tartışmaları vardı bir ara Marksistler arasında. Lenin sonrasında enternasyonalist devrimcilik yerine Sovyet (Rus) devletinin milli çıkarlarını gözeten bir dış politika izlenmesini öngören Stalin’in görüşüydü tek ülkede sosyalizm.

Aslında bu yolla dünyadaki tüm sosyalist hareketlerin Rus kontrolü altına alınması hedefleniyordu. Devrimci yapılar kendi ülkelerindeki durum ne olursa olsun öncelikle Rusya’daki rejime destek olma yükümlülüğü altına sokuluyordu.

Tek ülkede sosyalizm yaklaşımı başta Troçkistler olmak üzere çeşitli gruplar tarafından Marksist teoriye aykırı diye hep eleştirildi. Yalnızca Marksist teoriye değil eşyanın tabiatına da aykırı olan söz konusu doktrin tek ülkede kapitalizm olsun demek kadar saçmaydı ve Rus devletinin gerçek ideolojisinin sosyalizm olmadığının da kanıtıydı.

Bu tartışmalarla geçen 70 yılın ardından Sovyetlerin dağılmasıyla “tek ülkede sosyalizm” görüşü de iflas etti.

Bahse konu tartışmayla doğrudan alakası yok ama “tek ülkede demokrasi”den veya “tek ülkede otokrasi”den de söz edemeyiz. Zira şu veya bu yönetim tarzına yalnızca belirli yerlerde ilgi gösterilmiyor. Bir ülkede olan başka ülkelerde de oluyor. Hatta bir tür salgın şeklinde yayılıyor siyasi rejimler. Moda gibi.

Denebilirse, şu ya da bu ülkedeki siyasi rejimlerin karakteri ister istemez dünya üzerindeki cereyanlardan etkilenerek şekilleniyor. Çünkü, tabiri caizse, her ülke diğerine örnek oluyor. Bilhassa küresel çağda.

İkincisi, toplumsal yapılar da tek ülkeye özgü olmadığından benzer toplumsal sorunlara sahip ülkelerde benzer toplumsal tepkilere ve benzer siyasi beklentilere rastlanabiliyor.

İşte bu yüzden, demokratik yönetim talebi de totaliter rejimlere destek de tek ülkede görülebilen eğilimler değil.

1930’lu yılların dünyasını ve bilhassa Avrupa’yı hatırlayın. Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini, İspanya’da Franco, Portekiz’de Salazar o dönemde totaliter rejimlere adını vermiş olan en bilinen örnekler. Bu listeye Macaristan, Polonya ve Romanya’nın ve tabii komünist ülkelerin de eklenmesi durumunda o günkü Avrupa haritasında totaliter modellerin ne derecede baskın bir renk oluşturduğu görülecektir.

Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında çekilen ekonomik sıkıntıların,........

© Karar