menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Memleket yangın yeri yangını çıkaran biziz

13 22
30.10.2025

Yaşadıklarımız âfet ama tabiî âfet değil. Âfetlere karşı tedbir düşünmek insanlığın savunma refleksinin gereğidir. Hayret ki bizi o tedbirlerden de alıkoyan âfet yaratıcılığın fren mekanizmaları var. Derin düşüncelere gerek yok. Yüzünden bakınca bile yaradılışa ters bir durum var. Nehrin suyu tersine akıyor.

Savunmasız görünüşümüzün sebeplerini düşünmek zorundayız. Ne oldu da böyle oldu? Sözü doğrudan söylemenin zamanıdır diyorum ya, benim senin üslubumla söylenmesi yetmez. Ne yaşadığımızın anlaşılması ve topluma en kısa yollardan anlatılması lazım.

Şimdiki hipnozcuların kullandığı üstün güç dindir. Dikkatinizi isterim, korkuya dayanan bir dinden geçinenler tam bir korku iklimi yarattılar. Cehennem ve zebani dini ancak cehennemler yaratabilirdi. Dünyada da, bizde de öyle oldu. Bunu konuşmadık, tartışmadık. Beşerî bilimlerin binlerce akademisyeni, aydınlar olanı biteni analiz etmediler. Taraf olduk. Ya orada ya burada saf tuttuk.

Kör taraftarlıklar canımıza okuyor. Bakın şimdi Cumhuriyet kutlamalarına, kamplardan sloganlar bağırılıyor. Ya Atatürk’ü ve getirdiği Cumhuriyet rejimini kutsuyoruz, ya da karşısında lanetler yerde duruyoruz. İkisi de yanlışın yanlışı. Olumlu düşünceye yer kalmıyor. Yalnız kısır çekişme doğuruyor. Cumhuriyetçiler de dinciler gibi aynı dar kafada donup kalmışlarsa ilerilik bunun neresinde? Bu toplum düzelebilir mi? Burada hak hakikat yeşerir mi?

Birbirini besleyen ve katıksız zarar doğuran bakışlarla çevriliyiz. Erdoğan devrinde olanlar yakın tarihlerde hiç görülmedi, diyoruz. Evet bu derecesi hiç yaşanmadı. Doğru da neden böyle olduğuna bakacaksınız. Görünen ilk sebep belli: Kendi din........

© Karar