Oldukça yokluk ve açlık dolu günlerden gelen hatta ailesinden biri açlıktan vefat eden Türk sinemasının değerli isimlerinden rahmetli Cüneyt Arkın'ın ünlü olduktan sonra yani parayı bulup şöhret olduktan sonra başucunda ekmekle uyumasının verdiği mesaj çok derin ve anlamlı. Bu geçmişini unutmama, geçmişine sahip çıkma bilincidir. Ekmek namustur, ardır. Namus bilinci olan ve geçmişiyle barışık olanlar geldikleri yeri unutmazlar.

Mazlum çocukların sığındıkları çadırlarda canlı canlı yakılmalarına,

Masum çocukları o korku dolu anlarına,

Çadır kampa düzenlenen hava saldırısında 46 canın yok edilmesine,

Utanmadan yanlışlıkla oldu diyenlere,

Bu denli sessiz kalınması…

Bu soykırıma, Meksika, Fransa, Afrika, İspanya, İngiltere, Amerika ve Almanya’daki duyarlı halklar ve sanatçılar sessiz kalmazken,

Bizim ülkemizdeki sanatçıların, aydınların ve yazarların Gazze soykırımına karşı ölüm sessizliği halindeki duruşları ne kadar ahlaklı…

Çocuklar canlı canlı yakılıyor, sessiz kalacak kadar psikopat mısınız?

7 Ekim’de Gazze’de başlayan katliama bazı kesimler "Bize ne Araplardan" ya da "Filistinliler toprak sattılar, hainler..." şeklide propagandaya başladılar.

Ortada bir soykırım var, hiçbir şey bu yapılanı meşru gösteremez., Masum çocukların ve mazlum kadınların bombalarla paramparça edilmesinin meşru gerekçesi olamaz. Safsatalar ve propagandalardan geriye sadece utanç kaldı.
Bu oyuncular, yazarlar, aydınlar insanlığa bu denli uzak olamazlar. Böyle bir soykırım Müslümanlara değil de farklı din mensuplarına yapılsaydı tüm dünya ve bizdeki duyarsızlaşmış taban reaksiyon verirdi.

Burada kendi kültürüne, kendi dinine yabancılaşan derin bir açlık var. Bu açlık Cüneyt Arkın açlığından farklı. Fizyolojik değil, beyinsel.

Bu kadim coğrafya, Müslüman sosyolojisine duyarlılık ve insan olabilmek ritüellerini kayıtsız şartsız sunar. Ama alabilene…

İsrail'in Gazze soykırımına BM de cesurca karşılık veren, moderatörün engellemelerine karşın devam eden sessiz kalmayan Haluk Levent, Doğu Demirkol, Sinan Akçıl, İsmail Hacıoğlu, Murat Kekilli, Deniz Uğur'a ve kalemiyle destek veren tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Oturduğu evini satıp Gazze’ye çadır gönderen o güzel insana sonsuz teşekkür ediyorum. Bu insanlar var olduğu sürece Hak galip gelecektir.

AK Parti’yle Halk Arasındaki Makas Dahada Açıldı!!!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tasarruf tedbirleri konusunda basın açıklaması yaptı ve uyardı. Ancak bu uyarı bazı kesimlerde karşılık bulmadı.

AK Partinin kendi eliyle paylar verdiği kişi, kurum ve kuruluşlar tasarruftan muaf görülüyor. Bir masa, beş-on maaş sistemi birileri için devam ediyor. Makam araçlarının yakıtları devletin kasasından ödeniyor, yedikleri içtikleri devlete fatura ediliyor.

AK Partinin güçlendirip, palazlandırdığı enerji, maden ve inşaat tekelleride tasarruftan muaf.

Ama asgari ücretle çalışanların; servisi, fazla mesai ücreti, ikramiyesi, çayı, çorbası tasarruf kapsamında.

İşçilerin, memurların, emeklinin, esnafın, çiftçinin ve asgari ücretlinin tasarruf etmesi bekleniyor.

Diğer yanda kahvaltılar, yemekler, geziler tam kadro tam gaz devam.

Oysaki tasarruf tedbirleri;

AK Partinin üst düzey yönetimine,

AK Partinin “elitlerine” sıkı sıkıya uygulanmalı. Çünkü onlar 21 yıldır besleniyor. Besin fazlaları var. AK Parti içinde alt gelir grubunda, emektarlarda ve sade vatandaşta uygulanan bu tasarruf tedbirleri adil değildir, hakkaniyetli değildir. Siz tasarrufu zaten tasarruflu yaşamak zorunda olan insanlara uyguluyorsunuz. Onların ikramiyesini vermeyerek, maaş zammını minimalde tutarak. O insanlar asgari ücretle tam bir ay yani 30 gün hayatta kalma mücadelesi verirken, diğer taraftaki elitler, üst düzey kişiler o asgari ücretin kaç katını bir akşam yemeği parası olarak veriyor. İşte bu açılan makas son seçimde AK Partiyle arayı açmıştı. Bu gidişle daha da açacak.

Bedel ödemesi gerekenler;

Ankara’da yüzde 30,

İstanbul’da yüzde 10,

Bursa, Balıkesir, Manisa ve Denizli’yi kaybedenler,

İstanbul’un 39 ilçesinde 14 olan CHP’li belediye sayısını 26’ya çıkmasını sağlayanlar,

21yıllık iktidarı ikinci lige indirenler,

Seçim kaybettiren belediye başkanları ve çalışmayan teşkilata bedel ödetilmeli

QOSHE - Bu açlık Cüneyt Arkın açlığı değil - Tülin Türkoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bu açlık Cüneyt Arkın açlığı değil

10 0
31.05.2024

Oldukça yokluk ve açlık dolu günlerden gelen hatta ailesinden biri açlıktan vefat eden Türk sinemasının değerli isimlerinden rahmetli Cüneyt Arkın'ın ünlü olduktan sonra yani parayı bulup şöhret olduktan sonra başucunda ekmekle uyumasının verdiği mesaj çok derin ve anlamlı. Bu geçmişini unutmama, geçmişine sahip çıkma bilincidir. Ekmek namustur, ardır. Namus bilinci olan ve geçmişiyle barışık olanlar geldikleri yeri unutmazlar.

Mazlum çocukların sığındıkları çadırlarda canlı canlı yakılmalarına,

Masum çocukları o korku dolu anlarına,

Çadır kampa düzenlenen hava saldırısında 46 canın yok edilmesine,

Utanmadan yanlışlıkla oldu diyenlere,

Bu denli sessiz kalınması…

Bu soykırıma, Meksika, Fransa, Afrika, İspanya, İngiltere, Amerika ve Almanya’daki duyarlı halklar ve sanatçılar sessiz kalmazken,

Bizim ülkemizdeki sanatçıların, aydınların ve yazarların Gazze soykırımına karşı ölüm sessizliği halindeki duruşları ne kadar ahlaklı…

Çocuklar canlı canlı yakılıyor, sessiz kalacak kadar psikopat mısınız?

7 Ekim’de Gazze’de başlayan katliama bazı kesimler "Bize ne Araplardan" ya da "Filistinliler toprak sattılar, hainler..." şeklide propagandaya başladılar.

Ortada bir soykırım var, hiçbir şey bu yapılanı meşru gösteremez., Masum çocukların ve mazlum kadınların bombalarla paramparça edilmesinin meşru gerekçesi olamaz. Safsatalar ve propagandalardan geriye sadece........

© Internethaber


Get it on Google Play