menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ölen Hep Biz mi Olacağız?

15 0
02.10.2025

Ölen hep biz mi olacağız?

Bu cümle, artık sadece bir soru değil; bir halkın, bir annenin, bir çocuğun boğazında düğümlenmiş, her bombanın patlamasında yeniden göğe savrulmuş feryadıdır.

Dünya tarihi, zulmün ve adalet arayışının bitmeyen bir mücadelesidir. Her dönemde zalimler farklı yüzlerle, farklı bayraklarla, farklı sloganlarla karşımıza çıktılar. Ama ne gariptir ki, zulmün hedefi çoğu kez hep aynı insanlar oldu: sesi kısık olanlar, toprağı elinden alınanlar, kimliği inkâr edilenler, inancı hor görülenler…

Tarih boyunca zulmün sahnesi değişti ama dekor hep aynı kaldı: yıkılmış evler, dağılan sofralar, yetim kalan çocuklar, sessizleşen şehirler… Ve hep aynı nakarat: ölen biz, kalan onlar.

Zalimler değişiyor gibi görünse de zulmün rengi hiç değişmedi: kibir, güç tutkusu ve vicdansızlık. Mazlumlar da değişmedi: umutla yaşayan, direnmeye çalışan, çoğu kez ölümü hayatının doğal bir parçası gibi kabullenmek zorunda bırakılan insanlar.

Ölen hep biz mi olacağız?

Bu soruyu mazlumlar defalarca sordu: Bosna’da, Ruanda’da, siyahilerin zincirlerinde… Şimdi bu çığlık en çok Gazze’nin göğünde yankılanıyor.

Evet, şu an yine ölen biziz; Gazze’de, Kudüs’te, Batı Şeria’da… Ama bu, ebedî bir kader değil. Bir gün bu döngü kırılacak. Zulüm, tarihin çöplüğüne atılacak.

Gazze’de bir çocuk, geceleri bombaların ışığında büyüyor. O ışıkları yıldız sanıyor; annesi ise her ışıkta bir evin daha yok olduğunu biliyor. Babalar, yıkılmış binaların enkazında ailelerinin adlarını fısıldıyor; belki bir ses, belki bir nefes duyabilmek için. Kadınlar, çocuklarının kanlı defterlerini saklıyor; yarım kalmış ödevlerin arasında yarım kalmış hayatlar gizleniyor.

Gazze, dünyanın gözleri önünde her gün yeniden ölürken, biz hâlâ aynı soruyu soruyoruz: Ölen hep biz mi olacağız?

1948’de başlayan zulüm, hâlâ sürüyor. Köylerinden koparılanların torunları hâlâ geri dönemiyor. Bir çocuğun kimliği, doğmadan sürgünle mühürleniyor. Haritalar değişiyor ama mazlumun kaderi değişmiyor. Bir gün tankların altında, bir gün bombaların gölgesinde, ama hep aynı ölümler, aynı suskunluklar.

Bugün Gazze, dünya........

© İnsaniyet