Karıncanın Lokması
Karınca tan yeri henüz söz ile hemhal olmamışken uyanır; toprağın koyuluğu ile gökyüzünün mavisi arasında, küçük bir yol çizer. Adımları önemli bir sorumluluk taşır; taşın altı, yaprağın kıvrımı, salyangozun bıraktığı iz onun dünyasında ayrı bir anlam taşır. Sakin ve dikkatli; aklını düşlerin koca boşluklarına bırakmadan, güneşin altın parmaklarının oyununa aldırmadan devam eder yoluna, karınca.
Nesîmî’nin dediği gibi: “Şöyle mestim tâ kıyâmet dahi huşyâr olmazam / Çün beni vahdet meyinden eyledi ol yâr mest.” Karınca da böyledir; görünürde ayık, lakin başka bir bilincin içindedir. Onun “mestliği” ne rüzgârın uğultusundandır ne de toprağın rehavetinden. O, bir lokma ekmeğin, bir buğday tanesinin peşinde, evrenle kurduğu o sessiz anlaşmanın coşkusunu yaşar. Nesîmî’nin “vahdet meyi” dediği o ilahî birlik şarabı, karıncanın dünyasında ter damlalarıdır; toprağa karışırken hakikati hisseder. Bu, onun küçük âleminde bir tür bilinçli coşkuyu temsil eder. Çekim güçlerinin ve birbirine çarpan yıldızların ahengli dansı, göklerin karmaşası, bulutların aceleci sürüklenişi, fırtınalar; görünmez ağırlıkların sürüklediği izler… Tüm bu âlem kendi telaşında, kendi yarışında. Karınca, tüm bu karmaşadan bağımsız, sadece bir kırıntının peşinde kendi dingin yolunu çizer, diğer varlıkların telaşını duyduğu durumların hiçbiri onun ilgisini çekmez. Karınca, tıpkı Nesîmî’nin meyinden mest olan insan gibi, tüm dikkatiyle tek bir lokmanın peşindedir; önüne çıkan taş, kocaman kaya ve toprağın pürüzü onun yolunda birer engel değildir. Küçük bedeninde taşıdığı bu ağırlık, ironik bir şekilde taşıdığı yük, etrafındaki her türlü karmaşadan bağımsız ama aynı derecede önemlidir; zira onun mikrokosmosu sadece küçük bir kırıntıdır. Çünkü onun galaksisi yalnızca bir kırıntıdan ibarettir.
Kendi gölgesinin ardına saklanır, toprağın serin dokunuşunda akciğerinden alamadığı nefesi gövdesinden çeker, küçük bir sevinçle durur; düşen bir yaprak, bir o kadar sessiz bir o kadar da bütün bir dünyanın ağırlığını taşır gibi içini titretir. Oysaki tek istediği bir lokma. Bu tek lokma, bir buğday tanesi peşindeki çaba ona garip bir yalnızlık, hem de mecazî bir bilgelik sunar; çünkü evrende koca........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein