Öğretmenler Gününe Not Düşelim
1964-70 yılları arasında talebesi olduğum İstanbul İmam Hatip Okulu’nda çok değerli insanların öğrencisi oldum: Bekir Topaloğlu, Hayrettin Karaman, Tayyar Altıkulaç, İsmail Erünsal, Saim Yeprem, Müzekkâ Gürbüz, Hayati Ülkü, L. Sami Akalın, Halil Ziya Erce, Ahmet Topaloğlu…
Bu okulda ruhuma dokunan hocalarımdan biri de Adil Teymur idi. 1931 yılında Gaziantep’te doğan ilk orta tahsilini bu şehirde, üniversite tahsilini ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars bölümünde tamamlayan Adil Teymur, farklı okullarda öğretmenlik yaptıktan sonra Üsküdar İmam Hatip Lisesi’nden emekli olmuş, 24 Temmuz 2009 tarihinde âlem-i cemâle intikal etmiş, Çengelköy mezarlığında defnedilmiştir.
Bilindiği gibi tüzükler, talimatnameler, yönetmelikler aynı ise de her insanın meşrebi ve görev ifa etme üslubu farklıdır. Onun için her öğretmenin öğretmenlik çizgisi, bilgi aktarma metodu farklı olmaktadır. Altmış sene sonra o yılları düşündüğümde otuzlu yıllarını yaşayan Adil Teymur Hoca’yı, sınıftaki zamanı çok iyi değerlendiren, yeri geldiğinde parantez açarak mütebessim edasıyla önemli tecrübelerini aktaran, ufuk açıcı cümleler nakleden, jest-mimikleriyle konuşan, heyecanlanan, bazen sinirlenen bazen gözleri dolan bir kişi olarak hatırlıyorum.
Doğal olarak hocalarımızın medenî durumlarını bilmez, çocuklarını tanımazdık. Fakat onun evli ve çocukları olduğunu biliyorduk. Çünkü evi, yatılı okulumuzun hemen yanı başında idi. Bir detayın daha canlı şahidi idik: Eşi, Alanur Teymur yazardı, kitapları vardı. (Çocuklarının yedi tane olduğunu çok sonra öğrendim. Kitaplarımdan yedi tane imzalayıp oğlu Osman Teymur’a gönderdim.)
O yıllarda okulumuz son sınıf öğrencilerinin, öğretmenlerin rehberliğinde İstanbul’da veya Edirne gibi yakın şehirlere geziler yapma geleneği vardı. 1970 mezunlarının ziyaret ettiği mekânlardan ikisini hatırlıyorum: Biri Hahambaşılık diğeri Heybeliada Ruhban Okulu idi. Beyoğlu’nda bulunan Hahambaşılık ziyaretinde rehber öğretmenimiz Adil Teymur idi. Randevu alındıktan sonra ziyaret öncesi bilgiler verdi, ziyaret sonrası birlikte değerlendirme yaptık. Hahambaşı ile olan sohbetin bir bölümünde tüm din mensuplarının hızla yayılmakta olan dinsizliğe/ateizme karşı ortak bir tavır göstermelerinin gereği üzerinde durulmuştu. Gezi sonrası değerlendirmesinde hocamız bu ortak düşmana karşı birlik atmosferini şöyle değerlendirmişti: “Bu tip toplantılar insanları, farklılıkları en aza indirerek değişik bir noktaya taşır. Ocakta kızan demir parçasının çok farklı bir hâl alması gibi…”
O yıllarda Emin Işık ile Hocamın ikili ilişkileri nasıldı, tam bilemiyorum. Ama benim gönül telime dokunanlardan biri de Emin Işık idi. Şu anda birkaç bin tane imzalı kitabım var. Bu koleksiyonun birinci kitabı Adil Teymur’a, ikincisi Emin Işık’a aittir. Yıllar sonra 1993’te kaleme aldığım Niyâzî-i Mısrî kitabımı Teymur Hocama, Bursa’da Tarikatlar ve Tekkeler isimli eserimin ikinci cildini Işık Hocama ithaf........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein