Almanya Başbakanı Olaf Scholz Türkiye'deki 6 Şubat depremlerinden hemen sonra bir video yayımlayarak "iyi dost kötü günde belli olur" diyerek en zor zamanında Türkiye'nin yanında olduklarını açıkladığında içimde ona karşı bir sıcaklık olmuştu, içimden "aldığın oyu hak ettin" demiştim.

Zira pek çok gurbetçi Türk gibi ben de seçimlerde oyumu sosyal demokratlara, dolayısıyla Herr Scholz'a vermiştim.

Ama İsrail'in Gazze'de uyguladığı vahşet karşısında Herr Scholz'un başında bulunduğu Alman hükümetinin aldığı tavır beni derin bir hayal kırıklığına uğrattı.

Zira şansölye Scholz ikide bir "İsrail'in kendini savunma hakkı"ndan söz ederken, Yahudi devletinin Gazze'de uyguladığı sivil katliamı es geçiyor.

Onunla da kalmıyor Bay Scholz, herkesin gözlerinin içine baka baka alay eder gibi, İsrail'in demokratik bir hukuk devleti olduğunu ve Gazze'de uluslararası hukuka riayet ettiğini söylüyor.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu sözlerin düpedüz yalan olduğunu artık tüm dünya biliyor. İnsan hakları kuruluşları, sivil toplum örgütleri, demokrasi, insan hakları, yaşama hakkı, özgürlük gibi değerlere yürekten inanan hemen herkes, İsrail'in Gazze'de sivil katliam ve soykırım gerçekleştirdiğini, Netanyahu'nun da bir savaş suçlusu olduğunu haykırıyor.

Batı'da Netanyahu'yu Lahey Adalet Divanı'nda savaş suçundan yargılatmak için 3 binden fazla avukat seferber olmuş durumda.

Avrupa'nın üç başat ülkesinden ikisi Fransa ile İngiltere İsrail'e olan desteğini gevşetip Tel Aviv'e eleştiri oklarını yönelttiği halde Almanya Yahudi devletine toz kondurmuyor, bu şekilde tarihinden, geçmişinden gelen en karanlık sayfanın diyetini ödemeyi sürdürüyor.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da geçen cuma günü Şansölye Scholz ile gerçekleştirdiği basın toplantısında "İsrail'e borcu olanlar rahat konuşamıyor" diyerek adeta Almanya'nın yarasına parmak bastı.

Avrupa'dan ABD'ye, Latin Amerika'dan Afrika'ya ve Uzakdoğu'a kadar dünyanın pek çok ülkesinde insanlar Gazze'deki soykırımın durdurulması için harekete geçmişken ve meydanlar, sokaklar "Free Palestine" (Filistin'e özgürlük) nidalarıyla yankılanırken, Herr Scholz'un pişkin bir suretle sivil katliamı es geçip sadece "İsrail'in kendini savunma hakkı"ndan söz etmesi, sicili bozuk Almanya'nın demokrasi karnesine yazılan bir utanç notu olmuştur.

Bana göre, bu andan itibaren Almanya'nın demokrasi adına söz söyleme, başkalarına nutuk çekme hakkı bitmiştir.

Alman hükümetinin tutumu, sadece bu ülkede yaşayan müslümanları değil, milyonlarca yerli Alman'ı da hayal kırıklığına uğratmıştır.

Nitekim Alman kentlerinde yapılan Filistin yanlısı gösterilere katılan Almanların sayısı giderek artıyor.

Zira, her ne kadar Alman medyası göstermese de Gazze'de parçalanan bebek cesetleri, ölü bebeklerine sarılıp ağlayan annelerin görüntüleri sosyal medya aracılığıyla Almanların evlerine ulaşıyor.

Alman devletinin ve toplumunun şunu bilmesi lazım: geçmişte Almanya toplum olarak Nazi yönetimini desteklediği için savaş sonrasında hem ülke hem halk olarak çok zor bir durumda kaldı.

Almanlar uzun yıllar tarihin en korkunç soykırımlarından birini desteklemenin cezasını çektiler ve utancını yaşadılar.

Ve o zamanlar Alman büyükleri bir daha asla böyle bir hataya düşmeyeceklerine dair yemin üstüne yemin ettiler.

Ama bugün Almanya yine aynı hatayı işliyor.

21'inci yüzyılın ilk soykırımına kayıtsız şartsız arka çıkarak hem kendisini hem de Avrupa'nın insancıl değerlerine inanıp burada yeni bir yuva kumaya çalışan benim gibi göçmenleri utandırıyor.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

QOSHE - Utandıran Almanya - Esedullah Oğuz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Utandıran Almanya

8 0
20.11.2023

Almanya Başbakanı Olaf Scholz Türkiye'deki 6 Şubat depremlerinden hemen sonra bir video yayımlayarak "iyi dost kötü günde belli olur" diyerek en zor zamanında Türkiye'nin yanında olduklarını açıkladığında içimde ona karşı bir sıcaklık olmuştu, içimden "aldığın oyu hak ettin" demiştim.

Zira pek çok gurbetçi Türk gibi ben de seçimlerde oyumu sosyal demokratlara, dolayısıyla Herr Scholz'a vermiştim.

Ama İsrail'in Gazze'de uyguladığı vahşet karşısında Herr Scholz'un başında bulunduğu Alman hükümetinin aldığı tavır beni derin bir hayal kırıklığına uğrattı.

Zira şansölye Scholz ikide bir "İsrail'in kendini savunma hakkı"ndan söz ederken, Yahudi devletinin Gazze'de uyguladığı sivil katliamı es geçiyor.

Onunla da kalmıyor Bay Scholz, herkesin gözlerinin içine baka baka alay eder gibi, İsrail'in demokratik bir hukuk devleti olduğunu ve Gazze'de uluslararası hukuka riayet ettiğini söylüyor.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu sözlerin düpedüz yalan olduğunu artık tüm dünya biliyor. İnsan hakları kuruluşları, sivil toplum örgütleri, demokrasi, insan hakları, yaşama hakkı, özgürlük gibi değerlere yürekten inanan hemen herkes, İsrail'in Gazze'de sivil........

© Independent Türkçe


Get it on Google Play