Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Taliban'ın atadığı büyükelçinin güven mektubunu kabul etmesiyle diasporadaki Afganlar özellikle de eski rejimin üst düzey yöneticileri birbirlerine başlıktaki soruyu sormaya başladılar.

Soru yersiz değil. Zira dünya her ne kadar Taliban'ı tanımıyorum dese de Kabil'den gönderilen beyaz sarıklı şalvarlı mollalar Putin'nden Şi Cinping'e, Özbekistan Devlet Başkanı Mirziyayev'den dışişleri bakanımız Hakan Fidan'a kadar pek çok devlet başkanı ve dışişleri bakanı ile görüşüyor ve bağımsız bir devletin temsilcisi olarak muamele görüyor.

İktidarını iyice oturtan Taliban'ın diplomatik alandaki atakları, sürgünde zor koşullarda yaşayan eski Afgan rejiminin yöneticileri ve Afgan aydınları arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratmış durumda.

Zira onlar, modern dünyanın demokrasi ve insan hakları konusundaki vaatlerine ve söylemlerine yürekten inanmışlardı.

Günün birinde bu dünyanın bir parçası olacaklarına, eski karanlık günleri ve hiç bitmeyecek gibi görünen savaşı geride bırakıp huzur dolu mutlu bir geleceğe yelken açacaklarına bel bağlamışlardı.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bugün, cumhuriyet rejiminin çökmesinden sonra yurt dışına çıkan Afgan aydınlarının büyük bir kısmı bir tür depresyon döneminden geçiyor.

Konuştuğum ve görüştüğüm pek çok Afgan aydınının ruh sağlığı yerinde değil. Okuyan, yazan, düşünen her Afgan olan biteni anlamakta zorlanıyor.

Batı'da kendilerine yeni bir düzen kurmuş, rahatı yerinde olanların bile gönülleri kırık, ruhları yaralı.

Ukrayna savaşı, Gazze'deki çatımalar ve ABD-İran gerginliği gibi daha büyük sorunlarla uğraşan dünya kamuoyunun gündeminde Afganistan diye bir konu yok.

Dünyanın başını ağrıtacak bir şey yapmadığı sürece Taliban'ın içeride neler yaptığı, kendi halkına nasıl davrandığı kimsenin umurunda değil.

ABD'nin bölgeden çekilmesinden büyük bir memnuniyet duyan Çin, İran, Pakistan ve Rusya gibi ülkeler Taliban'la dostça ilişkileri geliştirmek için sıraya girmiş durumda.

Özellikle Çin, Taliban'la yakından ilgileniyor ve ona türlü teknik ve teknolojik desteği sağlıyor.

Çinli firmalar, bu ülkede iç çatışmalar sırasında yıkılan, tahrip olan okul, hastane, yol, köprü gibi pek çok inşaat projesinin yapım ve onarım işlerini üstlenmiş durumda.

Taliban'ın iktidarını sürdürmesi, başta Çin, Rusya ve İran olmak üzere, ABD hasmı pek çok ülkenin işine geliyor.

Afgan muhalefeti ise Batı yanlısı ve Batı'nın adamı olarak bilindiği için bu ülkelerin nezdinde gözden ve gönülden düşmüş durumda.

Artık ne İran ne Özbekistan ne de Rusya eski Kuzey İttifakı liderlerine ilgi gösteriyor.

Afgan halkı da durumdan memnun gibi görünüyor. 40 yılı aşkın savaş ve çatışmalardan bıkıp usanan sıradan Afganlar için Kabil'de kimin iktidarda olduğunun pek bir önemi yok. Yeter ki savaş olmasın.

Ülkenin içinde bulunduğu durumdan en çok ıstırap duyanlar, eğitimli Afganlar. Bu kesim arasında herkesin birbirine sorduğu soru şu:

Taliban nasıl gider veya gitmesi için neler yapılmalı?


Şu an için kimse bu sorunun cevabını tam olarak bilmese de herkes şu durumun farkında;

Afganistan sorunu henüz köklü bir şekilde çözülmüş değil. Ülkede yapay, sahte bir barış hüküm sürüyor.

Halının altına süpürülen Afganistan'daki sorunlar yumağı şu an için kimsenin pek dikkatini çekmese de kalıcı bir çözüm bulunmadığı takdirde ileride herkesin başını ağrıtacak büyük bir probleme dönüşme ihtimali yüksek.

Afganistan şu an için sönük gibi görünen bir yanardağa benziyor. Ama yanardağın er geç patlayacağını herkes bilir. O yüzden geç olmadan önlemek almak şart.

"Önlem nedir" derseniz, bu ülkede geniş tabanlı yeni bir yönetimin kurulması, kadınların eğitim hakkının verilmesi ve Afganistan'ın yeniden medeni dünyanın bir parçası olması.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

QOSHE - Dünya Taliban'ı tanıyor mu? - Esedullah Oğuz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünya Taliban'ı tanıyor mu?

13 0
07.02.2024

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Taliban'ın atadığı büyükelçinin güven mektubunu kabul etmesiyle diasporadaki Afganlar özellikle de eski rejimin üst düzey yöneticileri birbirlerine başlıktaki soruyu sormaya başladılar.

Soru yersiz değil. Zira dünya her ne kadar Taliban'ı tanımıyorum dese de Kabil'den gönderilen beyaz sarıklı şalvarlı mollalar Putin'nden Şi Cinping'e, Özbekistan Devlet Başkanı Mirziyayev'den dışişleri bakanımız Hakan Fidan'a kadar pek çok devlet başkanı ve dışişleri bakanı ile görüşüyor ve bağımsız bir devletin temsilcisi olarak muamele görüyor.

İktidarını iyice oturtan Taliban'ın diplomatik alandaki atakları, sürgünde zor koşullarda yaşayan eski Afgan rejiminin yöneticileri ve Afgan aydınları arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratmış durumda.

Zira onlar, modern dünyanın demokrasi ve insan hakları konusundaki vaatlerine ve söylemlerine yürekten inanmışlardı.

Günün birinde bu dünyanın bir parçası olacaklarına, eski karanlık günleri ve hiç bitmeyecek gibi görünen savaşı geride bırakıp huzur dolu mutlu bir geleceğe yelken açacaklarına bel bağlamışlardı.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bugün, cumhuriyet rejiminin çökmesinden sonra yurt dışına çıkan Afgan aydınlarının büyük bir kısmı bir tür depresyon döneminden........

© Independent Türkçe


Get it on Google Play