Almanya'yı tanımayanlar, daha doğrusu uzaktan tanıyanlar 30 yıl öncesinin bilgilerini tekrarlayıp dururlar.
Durmadan Alman disiplininden, çalışkanlığından ve dakikliğinden söz eder ki, bunların hepsi için artık sizlere ömür demek mümkün.
Zira eski Almanya'nın yerinde yeller esiyor.
Günümüz Almanya'sı büyük yapısal ve konjonktürel sorunlarla karşı karşıya ve bunu aşmak için hiçbir şey yapmıyor veya yapsa da sonuç alamıyor.
Konjonktürel sorunlarla başlarsak, teknoloji yarışında ABD, Çin ve Güney Kore'nin gerisine düşen Almanya'da korona salgınıyla başlayan ekonomik sorunlar Ukrayna savaşı ile katlanarak büyüdü.
Zira 2022'nin ilk günlerinde başlayan Rusya'nın Ukrayna işgalinden sonra savaştan kaçanların ilk hedefi, Almanya idi ve ülke 1 milyondan fazla Ukraynalı göçmeni almak zorunda kaldı.
Irak, Suriye ve Afganistan gibi üçüncü dünyadan gelenlerle birlikte mülteci sorunu içinden çıkılmaz bir hâl aldı.
Zira kırsal bölgeler dahil ülkenin tamamında boş yerler doldu ve yer kalmayınca göçmenler spor salonlarına ve konteyner evlerine yerleştirildi.
Mesela başka yer kalmayınca, Münih'in Ottobrunn semtinde kullanılmayan askeri bir havaalanının bir kısmına Ukraynalı göçmenler için konteyner mahallesi kuruldu.
Daha pek çok kent ve bölgede böyle geçici çözümlere gidildi.
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bir başka sorun, son günlerde Almanya'da sıkça rastlanan gösteriler ve grevler.
Önce çiftçiler dev traktörleri ile yollara döküldü, ardından binlerce kişi Berlin'de ırkçı AfD Partisi'ne karşı gösteri yaptı.
Onu da devlet demiryolları, metro ve havaalanı çalışanlarının düzenlediği grevler izledi.
Bu grevler ve gösteriler bir süre daha ara ara devam edecek gibi görünüyor.
ABD geçen yıl yüzde 3 büyürken Alman ekonomisi yüzde 0,3 küçüldü.
Bunun sonucunda Almanya'nın ihracatı da azaldı.
Bunun başlıca nedeni, Almanya'nın başta bilişim olmak üzere birçok alanda Çin ve ABD ile rekabet edemeyerek geriye düşmesi.
Mesela Alman otomotiv sanaii Çin karşısında zor günler yaşıyor.
Alman otomotiv sanayii bırakın dünya pazarlarını, Alman pazarında bile Çin'le rekabet etmekte zorlanıyor.
Mesela Alman otomotiv devi BMW elektrikli araç pazarında Çinli rakipleri ile rekabet edebilmek için Çin'deki fabrikasına bel bağlamış durumda.
Yani Alman firması Çinli rakipleriyle ancak Çin'de üretim yaparak rekabet edebiliyor.
Dolayısıyla Alman firmalarının kendi ülkelerindeki üretim maliyetleri ile Çin'le rekabet edebilmesi imkânsız.
Almanya'nın bir de giderek ağırlaşan yapısal sorunları bulunuyor.
Bunlardan biri yaşlanan nüfus, diğeri ise eskiyen ve günümüzün ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan altyapı.
Çin, Güney Kore ve Japon demiryolları arka arkaya hız rekorları kırarken Alman demiryollarında sıkça yaşanan gecikmeler, medyanın manşetlerini süslüyor.
Frankfurt, Münih ve Stuttgart gibi büyük Alman kentlerinde Hauptbahnhof olarak adlandırılan ana tren garları bir inşaat şantiyesini andırıyor.
Ülkede ağır bir bürokrasi olduğu için altyapı çalışmaları yıllarca sürüyor.
Almanya, yaşlanan nüfusunu dışarıdan kalifiye eleman alarak çözmeye çalışıyor.
Son yıllarda başta Hindistan olmak üzere pek çok ülkeden yüz binlerce kalifiye eleman gelse de sağlıktan eğitime, ulaşımdan inşaata kadar her alanda eleman açığı sürüyor.
Yaşlanan, emekliye ayrılan nüfusun oranı giderek yükselirken Alman toplumu, kendisini ihtiyacı karşılayacak şekilde yenileyemiyor.
Bu ülkede kimse kendi keyfinden taviz vermek istemiyor ve çocuklara bireysel özgürlükleri kısıtlayan birer külfet olarak bakılıyor.
Bu tür aileler genelde karşılıklı maddi çıkarlara dayandığı için en ufak bir sorunda kumdan kaleler gibi dağılıyor.
Bir zamanlar Osmanlı imparatorluğu için kullanılan Avrupa'nın hasta adamı tabiri, bugün Almanya için kullanılıyor.
Almanya gerçekten hasta mı, tartışılır. Ancak hasta olmasa bile epey yaşlandığı ve eski gücünden eser kalmadığı bir gerçek.
Yabancıların sayısının artmasıyla Almanya'nın toplumsal yapısı da değişiyor.
85 milyon nüfuslu Almanya'da bugün her dört kişiden biri, yabancı kökenli.
Bu ülkede artık televizyon sunucusundan dizi oyuncusuna, yazardan akademisyene, doktordan mühendise, savcıdan belediye başkanına kadar her görevi layıkıyla yerine getiren göçmen kökenli insanlara rastlamak mümkün.
Gidişat bu şekilde sürerse, yakın bir gelecekte şansölye Scholz'un koltuğunda esmer tenli bir göçmenin oturması, ihtimal dahilinde görünüyor.
Tıpkı bugünkü İngiltere'de veya İskoçya'da olduğu gibi.
O zaman da Almanya, bildiğimiz Almanya olmaktan çıkmış olacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
visit website
