menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mülteci Sebahattin Ali ve onu öldüren insan kaçakçısı

16 14
26.11.2025

Pazartesi günü bir kargo emekçisi işyerimize gelerek adımı çağıdı. Edebiyatımızın çınarı, öykü ustası Adnan Özyalçıner’den gelen kargo paketi elindeydi. Paketi açtım, içinde iki adet imzalı kitap vardı. “Sabahattin Ali Yazmayı Nasıl Öğrendi?” Kitaplardan birinin adı buydu ve yazarı Adnan abiydi. Diğer kitap ise özlemle andığım Sennur Sezer’in “Nezih Meriç Yazmayı Nasıl Öğrendi?” İsimli kitabıydı. Vapur Yayınları tarafından basılmış.
Her iki kitabı da bir solukta okudum.

Sanırım beni en çok Sabahattin Ali’nin ölümünü anlatan sayfalar etkiledi. O sahneleri okurken Edirne Pazarkule’yi, sınır kapısını hatırladım. Orada haberini yaptığım mültecilerin yaşadığı drama benzer sahnelerdi bunlar. Aradan üç çeyrek asır geçmiş fakat insanlara yaşatılan zorunlu göç zulmü pek değişmemiş.
Sabahattin Ali’nin, Türkiye’de tespit edilebilen ilk kayıp vakası olduğunu duymuştum. Bedeni bir biçimde kaybedilmişti. Oldukça hüzünlü, dramatik ve insanın içinde öfke uyandıran bir bilgiydi bu. Onun aynı zamanda bir mülteci veya mülteci adayı olduğu gerçeğini ise ancak Adnan Özyalçıner’i okuduktan sonra fark edebildim.
Noktasına, virgülüne dokunmak haddime düşmez. Bu nedenle Adnan abinin kaleminden bir bölümü olduğu gibi aktarıyorum:

“Sabahattin Ali, 28 Mart 1948 günü Adalet Cimcoz ve Mehmet Ali Cimcoz’la........

© İlke TV