Tıkanıklıkları aşmak
Geçenlerde bir yazımda demiştim ki: “İstanbul’un yolları bu zenginliği kaldırmıyor. Trafiğin hemen her saat tıkalı olması bunu anlatıyor zaten!”. Aslında bu cümleyi çok daha genel bir hale getirip şöyle de diyebiliriz: Türkiye’nin varolan bütün kurumsal alt yapısı ülke insanının ulaştığı seviyeyi kaldırmıyor. Bunu anlamak için ekonomik hayata ve yargı kararlarına bakmak yeterli. Hepsi tıkalı.
Peki millet bunu farkında mı derseniz benim cevabım farkında. Özgür Özel’in her toplantısında binlerce insanın toplanmasından tutun, yine binlerce insanın Bahçeli ve Öcalan’ın her sözünün arkasından barış için umutlanmasına kadarki gelişmeler aslında insanlarımızın bu tıkanıklığın aşılması talebinde olduğunu gösteriyor.
Ama bu gelişmelere rağmen siyasetin hareket etmesi ve yeniyi yaratması da o kadar kolay olmuyor. Zaman istiyor. Sabır istiyor.
Hele hele “Kürt sorunu” adı verilen sorunun etrafında siyaset şimdiye kadar öyle bariyerler oluşturdu ki bu bariyerleri aşmak özel çabalar gerektiriyor. Tabii siyaset diyorum ama onun vücut bulmuş hali olarak kurumsallaşmış devlet demek daha doğru olur. Yani devletin neredeyse başlangıçtan bu yana Kürtlerle bir sorunu var gibi. Ve aslında var olmaya da devam ediyor.
Zaten “Ne mutlu........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein