Değerli okurlarım,

Bir an duralım ve bütün duyu organlarımızla algıladığımız olaylara bir bakalım. Aslında her şey etrafımızda olup bitiyor ama her şey o kadar hızlı ki etrafımızda olup bitenin üzerinde anlayacak kadar duramıyoruz. O kadar zamanımız yok zaten.

Şimdi neler olup bittiğine zaman algımızı yavaşlatarak bakmaya ve anlamaya çalışalım.

İyi seyirler diliyorum.

Aslında bu halimize sebep olan birinci etken internet teknolojisinin insanlığın kullanımına yine bir takım mucit insanlar tarafından sunulmasıyla başladı.

Diğer bir etkili sebep de iletişim ve ulaşım araçlarının çoğalması ve hızının artması da ciddi bir gelişme oldu.

Bir diğer etken tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişin hızlı ve ciddi bir potansiyelle gerçekleşmesi vesilesiyle insanlık yoğun olarak şehirlerde yaşamaya başladı.

Kapitalizmin öğretisi olan maddecilik anlayışı neticesi topluma sınırsız bir tüketim anlayışı enjekte edildi. Bu yüzden bütün insanlık kapitalizmin işçisine dönüştürüldü. Herkes çok çalışmalı ki herkes çok harcasın.

Daha başka sosyo-psikolojik ve ekonomik sebepler de sayılabilir ama sanırım bu bir tez konusu olur ya da olmuştur zaten. Akademik gözlükle daha bilimsel yorumlar ve tespitler yapılabilir.

Atalarımızın dediği gibi eskiden ayıplar da kabahatlerde gizliydi. Toplumun iç disiplini, mahalle baskısı çalışıyordu. Kötü olan şeylerin birçoğu ya duyulmuyordu ya da çok hızlı bir şekilde kapatılıyordu. Yani kötülüğün reklamı yapılamıyordu. Duyulsa da özendirici bir tepkiyle topluma yayılamıyordu.

Şimdi kötülüğün karakterinden dolayı bütün şeytanlar ve şeytanlaşmış insan ve organizasyonlar saniyeler içinde her bir insanın cebine ulaştırıyorlar. Toplumda düşünülüp yargılanmadan insanların kabul hanelerine düşüyor.

Yadırganmayan kötülüklere yavaş yavaş alışıyoruz ve artık olumsuz tepki verecek gücümüz bile kalmıyor.

Bütün haramları, haksızlıkları legalleştirmek, hoşgörüyle karşılamak, normalmiş gibi değil normal olduğunu kabul etmek bütün dünyada başarıyla gerçekleştirilen bir çalışma oldu.

Artık utanan neredeyse kalmadı. Dini disiplin sahibi olanların ezici çoğunluğu da bu furyanın talebesi oldu. Bilhassa ahlaklı ve karakterli olan insanlarda da direnecek ve itiraz edecek güç bile kalmadı.

-Haksızlık hak! oldu haksızlar için.

-Hırsızlık normal oldu aç gözlü tembeller için.

-İnsanlığı sömürmek için çıkarılan papyonlu kanunlar, anlaşılamayan yönetmenlikler, matruşka tipli kurgular her şart altında bütün dünyada tedavüle sokuldu aç gözlüler için.

-Evlilik kurumu çağ dışı! bir adet olarak kabul edildi sorumsuzlar ve şehvet düşkünleri için.

-Din disiplini gerici ve gereksiz bir yortu kabul edildi sınırsız hürriyet için.

-Sözüm ola dindar görünenlerin çoğunluğu da Allah’ın dinine razı olmadılar ve insanların şekillendirdiği dini Allah’a rağmen piyasaya sürdüler menfaatleri için.

-İnsan öldürme adi vaka bile kabul edilmiyor, Devletler öldürdüğünde güçlünün hukuk dili konuşuyor eşkıyalıklarını kabul ettirebilmek için.

-Adalet, insanlık, ahlaklı olmak, merhamet duygusu, cömertlik, başkalarını da düşünmek, kanaatkâr olmak gibi insanı şerefli kılan davranışlar bir avuç aptalın! Özelliği gibi ilan ediliyor cahil halkı kandırmak ve sömürmek için.

-İnsanları kandırmak için kullanılamayacak hiçbir değerin ya da gücün olmadığı gerçeğine iman ederek zalimliği kendilerine din yapan bir zümre dünyayı esir almak üzere artık.

İnsanlık can çekişiyor. Bu şekilde bu dünya çok uzun süre yaşayamaz. İnsanlar rahat uyuyamaz. Kimse kendini güvende hissedemez.

Utanma duygusu insana çok yakışıyordu. Onun sayesinde af dileniliyor, özür beyan ediliyordu. Haksızın ve suçlunun başı eğik olup yüzü kızarıyordu. Şu an bu duyguyu da tabuta koymuş musallada bekletiyoruz gömmek için.

Ama bir taraftan da gerekçelerimiz var. Bu zamanda başkası mümkün değil. Zaman değişti biz hala eskisi gibi mi kalalım. Kim yapmıyor ki. Herkes öyle diye.

Bu ve benzeri bahanelerimiz bol. Söyleyenin bile inanmakta zorlandığı gerekçeler piyasada iş yapmıyor değil, aksine çok da becerikli olduklarını kanıtlıyorlar.

Şunu kesinlikle söyleyebilirim. Bizim nesil eskileri gördü, yakın geçmişi de gördü, şimdiyi de yaşıyoruz. Yarın hakkında öyle ya da böyle fikrimiz var. Bu kadar farklı bir zaman diliminin insanı olmak gerçekten çok zor bir işmiş. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Bütün bu anlattıklarım insanı ve dünyayı değiştirme değil, aksine dönüştürme projesidir. İnsanlığı sefalete sürükleme projesidir. Ne için? Bir avuç azgın azınlık için.

Bütün bu şer taarruzuna karşı biraz da kişilik ve prensip sahibiyseniz, Dini kimliğiniz ve kişiliğiniz de aktifse Rabbimizin şu uyarı sözü kulağınızdan gitmiyordur. ‘’Fe eyne tezhebuun--- Nereye Gidiyorsunuz’?’’

Sahi biz nereye gidiyoruz böyle?

Acilin kişisel iman ve ahlak rehabilitasyonu çalışmasına başlamalıyız. Tahrip olan yönlerimizi acilen tespit edip acil eylem planı yapmalıyız.

Kendini kurtaramayan kimseyi kurtaramaz. O yüzden ilk düzelme bizden başlamalı ki etrafımıza örnek olarak konuşabilelim.

Rabbimiz bu düşüncede olanların yar ve yardımcısı olsun.

Hoş Olunuz, Hoşça kalınız, Allah’a emanet olunuz.

İbrahim Doğru

29.11.2023

Germersheim

QOSHE - NASIL BİR ZAMANI YAŞIYORUZ? - İbrahim Doğru
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

NASIL BİR ZAMANI YAŞIYORUZ?

16 0
29.12.2023

Değerli okurlarım,

Bir an duralım ve bütün duyu organlarımızla algıladığımız olaylara bir bakalım. Aslında her şey etrafımızda olup bitiyor ama her şey o kadar hızlı ki etrafımızda olup bitenin üzerinde anlayacak kadar duramıyoruz. O kadar zamanımız yok zaten.

Şimdi neler olup bittiğine zaman algımızı yavaşlatarak bakmaya ve anlamaya çalışalım.

İyi seyirler diliyorum.

Aslında bu halimize sebep olan birinci etken internet teknolojisinin insanlığın kullanımına yine bir takım mucit insanlar tarafından sunulmasıyla başladı.

Diğer bir etkili sebep de iletişim ve ulaşım araçlarının çoğalması ve hızının artması da ciddi bir gelişme oldu.

Bir diğer etken tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişin hızlı ve ciddi bir potansiyelle gerçekleşmesi vesilesiyle insanlık yoğun olarak şehirlerde yaşamaya başladı.

Kapitalizmin öğretisi olan maddecilik anlayışı neticesi topluma sınırsız bir tüketim anlayışı enjekte edildi. Bu yüzden bütün insanlık kapitalizmin işçisine dönüştürüldü. Herkes çok çalışmalı ki herkes çok harcasın.

Daha başka sosyo-psikolojik ve ekonomik sebepler de sayılabilir ama sanırım bu bir tez konusu olur ya da olmuştur zaten. Akademik gözlükle daha bilimsel yorumlar ve tespitler yapılabilir.

Atalarımızın dediği gibi eskiden ayıplar da kabahatlerde gizliydi. Toplumun iç disiplini, mahalle baskısı çalışıyordu. Kötü olan şeylerin birçoğu ya duyulmuyordu ya da çok hızlı bir şekilde kapatılıyordu. Yani kötülüğün reklamı yapılamıyordu. Duyulsa da özendirici bir tepkiyle topluma yayılamıyordu.

Şimdi kötülüğün karakterinden dolayı bütün şeytanlar ve şeytanlaşmış insan ve organizasyonlar saniyeler içinde her bir insanın cebine ulaştırıyorlar. Toplumda düşünülüp yargılanmadan insanların kabul........

© İleri


Get it on Google Play