Değerli okurlarım, her şeyin hızla değiştiği bir zaman tünelindeyiz. Dünden bugüne diyeceğimiz kadar hızla değişiyor değişmekte olanlar.

İnsanoğlunun yüz yıllardır biriktirdikleri, uyguladıkları ve düşünce tarzları bir dönüşüm, ya da başkalaşım sürecini yaşamaktayız.

İki senede bir yeni nesil yeni alışkanlıklarıyla oluşuyor. Yirmi yıl öncesine kadar on yılda bir yeni nesilden bahsederdik. Şimdi on yıla beş nesil sığdı.

-Giyim-kuşam şekilleri,

-Gıda tüketimi,

-Siyasi düşünce,

-Dini hayat ve uygulamaları,

-Müzik,

-İnsan ilişkileri,

-Kültürel faaliyetler,

...ve hayatın içindeki her şeyde bir değişim, hatta başkalaşım mevcut. Bu rüzgârı tam olarak kimle ve nasıl üretiyorlar geçekten tam olarak anlamak mümkün değil. Birkaç komplo teorisini biliyoruz. Bu odaklar bu kadar güçlü olabilirler mi diye soruyoruz ve aklımız işlevsiz kalıyor.

Bu teorilerin patronları ya da üretim merkezleri bu kadar güçlüyse insan dene bu muhteşem yaratığın eşsiz melekeleri işe yaramıyor demektir.

Bu durum normal insan ve insanlık için çok acı, çok üzüntü verici, bir o kadar da gülünç. Yeni dildeki tabiri ile tirajı komik.

İradeli, şuurlu ve akıllı bir canlı olan insan, yine kendisi gibi özellikleri olup onları daha fazla çalıştıranların karşısında kendini savunamayacak kadar aciz ve çaresiz kalması kolay anlaşılacak bir şey değil.

Oyun konsollarına benzedik. Ustalar bizim duyu organlarımızı ellerindeki oynatıcılarla istedikleri gibi yönlendiriyorlar. Aslında insanlık bu azınlık ustalarının saha elemanlarına, laboratuvar eşyalarına ya da deneklere döndürülüyor.

Dünyanın çoğunluğu bu durumun kıskacında hayatını sürdürüyor. Sadece kırsallarda ve şehirlerin uzağında hayatlarını sürdüren kabileler ya da toplumlar bu baş döndüren değişimden çok az etkileniyorlar.

İnsanoğlu bu yüzyılda ilk etapta öz kültürünü terk etme ya da kısmi olarak uzaklaşmaktadır. Kültürün dil bölümü hâkim dillerin istilası ile zayıflıyor ve aynı zamanda anlam kaymalarına maruz kalıyor.

Bütün ana dilleri tehdit eden en önemli gelişmelerden birisi de teknolojide kullanılan yeni dildir. Teknolojik kelimelerin herhangi bir milletin ya da kültürün duygusal kodlarını taşımaması insanın iç dünyasına katkı sağlamamaktadır. Bu dilin insan fıtratını mekanik bir hale dönüştüren bir etkiye sahip olduğu anlaşılmıştır.

Din duygusunun ve inancının etkisini de çok hızlı kaybettiği konusu da çok bilinen bir gerçektir. İslam ülkelerinin dışındaki coğrafyalardaki din etkisi neredeyse sadece bir kimlik ifadesine dönüşmüş durumda.

İslam dünyasındaki manzara ise nesillerin dini hayatlarının çok farklı oranlarda seyrettiği görülmektedir. En genç jenerasyonun dünyayı sarak mekanik ve duygusuz akımlardan çok etkilendiğini söylemek için artık uzman olmaya gerek yoktur.

Maddeciliğin ve teknolojinin rüzgarlarının çok sert estiği bu zamanda insanların günübirlik yaşamayı seçtikleri görülmektedir. Mümkünse yarına daire bugünden bir şeyler düşünmemektedirler. Hatta geleceğin her çeşidi düşünmek için anlamsız gelmeye başlamış.

İçten içe kaynayan bir volkanı andıran bir sosyal toplumu görüyoruz.

En yaşlı gurubun bu olup bitenlere karşı tepkisi ya da tepkisizliği dillere destan bir durum. Ya şiddetli bir muhalefet sadece itiraz şeklinde, ya şaşkın bir edayla olaylara uyum sağlamaya çalışma, Ya da kendisini bütün olup bitenlerden soyutlama şeklinde pozisyon almaktalar. Başkasına istese de gücü yetmiyor. Yani mecburen ve kerhen bir değişim söz konusu bu nesilde de.

Bir ömre bu kadar farklı hayat çeşitliliği girmek zorunda mıydı? Bir kucak çaresizlikle boğuşmak bizim neslin en önemli uğraşı ve de gönül yarası oldu. Tabi şuurlu kimseler için bu cümleleri kurdum.

Adetlerin, geleneklerin, düğünlerin, bayramların ve sosyal yaşamın her bir karesindeki değişim ve dönüşüm konusunu da sizler gözlemleyin ve düşünün artık. Bu değişim ve dönüşüm köksüz bir nesil projesinin parçalarıdır.

Şuurlu insanlara kolay gelsin. Şuurluların sayısı artsın ki en azından yozlaşmanın hızını yavaşlatabiliriz.

Haydi bakalım kolay gelsin.

Hoş olunuz, Hoşça kalınız, Allah’a Emanet olunuz.

QOSHE - DEĞİŞİMİN FARKINDA MIYIZ? - İbrahim Doğru
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DEĞİŞİMİN FARKINDA MIYIZ?

12 1
16.04.2024

Değerli okurlarım, her şeyin hızla değiştiği bir zaman tünelindeyiz. Dünden bugüne diyeceğimiz kadar hızla değişiyor değişmekte olanlar.

İnsanoğlunun yüz yıllardır biriktirdikleri, uyguladıkları ve düşünce tarzları bir dönüşüm, ya da başkalaşım sürecini yaşamaktayız.

İki senede bir yeni nesil yeni alışkanlıklarıyla oluşuyor. Yirmi yıl öncesine kadar on yılda bir yeni nesilden bahsederdik. Şimdi on yıla beş nesil sığdı.

-Giyim-kuşam şekilleri,

-Gıda tüketimi,

-Siyasi düşünce,

-Dini hayat ve uygulamaları,

-Müzik,

-İnsan ilişkileri,

-Kültürel faaliyetler,

...ve hayatın içindeki her şeyde bir değişim, hatta başkalaşım mevcut. Bu rüzgârı tam olarak kimle ve nasıl üretiyorlar geçekten tam olarak anlamak mümkün değil. Birkaç komplo teorisini biliyoruz. Bu odaklar bu kadar güçlü olabilirler mi diye soruyoruz ve aklımız işlevsiz kalıyor.

Bu teorilerin patronları ya da üretim merkezleri bu kadar güçlüyse insan dene bu muhteşem yaratığın eşsiz melekeleri işe yaramıyor demektir.

Bu durum normal insan ve insanlık için çok acı, çok üzüntü verici, bir o kadar da gülünç. Yeni dildeki tabiri ile tirajı komik.

İradeli, şuurlu ve akıllı bir canlı olan insan, yine kendisi gibi özellikleri olup onları daha fazla çalıştıranların karşısında kendini savunamayacak kadar aciz ve çaresiz kalması kolay anlaşılacak bir şey........

© İleri


Get it on Google Play