menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türk Yargı Etiği Bildirgesi Rehberine Dair

6 1
24.10.2025

Hakim ve Savcılar Kurulu Türk Yargı Etiği Bildirgesi’nin şerhi mahiyetinde bir Rehber metni kabul ettiğini ilan ederek ilgili çalışmayı kendi sitesinde yayınladı. (https://www.hsk.gov.tr/turk-yargi-etigi-bildirgesi-rehberinin-kabulu)

Üzerinde şerh ve haşiye yazan hemen her şey bendenizin dikkatini çeker. Başta İsmail Kara’nın İlim Bilmez Tarih Hatırlamaz: Şerh ve Haşiye Meselesine Dair Birkaç Not isimli eseri olmak üzere şerh ve haşiye geleneğinin nasıl bir akışa ve canlılığa sebep olduğunu birçok makale ve çalışmadan okuyup öğrenmeliyiz. Cumhuriyet öncesinde takip edilen bu usul, cumhuriyet sonrası hukuk yazınında da çeşitli şerh çalışmaları ile olgun örneklerine kavuşmuştur. Maalesef son 10-15 yılda kesintiye uğradığını düşündüğüm bu metodun tekrar ihya edilmesi hem okur hem de çalışmacılar için çift taraflı olumlu etki doğuracak esaslı bir faaliyet olacaktır.

Hemen her hukukçunun Türkiye’deki hukuk kültürünü kendisine dert edinmesi ve buna dair mesai ayırması gerekmektedir. Bu çerçevede Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yayınlamış olduğu bu şerh niteliğindeki Rehber metnin dikkate değer olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’de hukukî kültürde avukatlar sıklıkla yargının işleyişine yönelik eleştirel bir tavır sergiler. Ancak eleştiri kadar, başarılı uygulamaların takdir edilmesi ve özenli emeklerin teşekkürle karşılanması da büyük önem taşır. Nitekim Yargı Etiği Bildirgesi Rehberi’nde, hâkim ve savcıların meslektaşlarının başarılarını takdir etmelerinin mesleki gelişim ve motivasyon açısından kritik olduğu vurgulanmıştır. Kültürün yapısal dinamikleri ve bu dinamiklere bağlı sorunların çözümü ayrı ve uzun bir bahistir ancak her ilerlemenin başı maziyi değerlendirmek ve mevcudu bilip takdir etmekten geçer. Bu niyet ile yayınlanan rehbere dair kısa da olsa bir inceleme yazısı kaleme almanın faydalı olacağını düşündüm.

Rehber ve Bildirgenin Amacı, Kapsamı ve Yapısı

Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 7. maddesinin 2/ (d) bendine göre, hâkim ve savcıların uyması gereken etik ilkelere Genel Kurul karar verir. Bu doğrultuda HSK Genel Kurulu 6 Mart 2019’da Türk Yargı Etiği Bildirgesi’ni kabul etmiş ve Resmî Gazete’de yayımlamıştır. Bildirge, hâkimlerin ve savcıların meslekî ve özel yaşamlarında uymaları gereken temel etik ilkeleri (insan onuruna saygı, bağımsızlık, tarafsızlık, dürüstlük, toplumsal güven vb.) ortaya koymaktadır.

Bir rehber hazırlanması kararı ise, bildirgede yer alan kuralların tespitinde birçok farklı kaynağın kullanıldığı bilgisinden hareketle alınmıştır. Bu kapsamda HSK 15 Ekim 2025’te yeni “Türk Yargı Etiği Bildirgesi Rehberi”ni kabul etmiştir. Rehber, bildirgede benimsenen etik ilkelerin bir şerhi niteliğinde; hâkimlere/savcılara yol gösterici açıklamalar ve somut örnekler içermektedir. HSK duyurusuna göre rehber, hâkimlerin ve savcıların toplum nezdindeki itibarlarını, bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlük ilkelerine uygun davranmalarını güvence altına alan bir yorum metnidir.

Yapı itibarıyla rehber giriş bölümü ve etik kavramlar tartışmasından sonra “İlkeler, Açıklamalar ve Somut Uygulama Örnekleri” başlıklı kısımlarla ilerler. İçindekilerde görüldüğü üzere sekiz temel ilke başlığı altında (örneğin “İnsan Onuruna Saygılı Olmak”, “Bağımsız Olmak”, “Tarafsız Olmak”, vb.) her bir ilkenin gerekçesi, ilkeleri ve uygulama örnekleri ele alınmıştır. Rehberde hem genel kavramsal çerçeveye hem de pratik durumlara vurgu yapılmış olması, kapsamlı ve öğretici bir düzenlemeye işaret eder ve gösterilen bu gayret umut vericidir.

Etik Kavramının Felsefesi ve Normatif Dayanakları

Rehberin temelini oluşturan etik ilkelerin felsefi kökeni, insan onuruna ve ortak insani değerlere dayanır. Rehberin girişinde, etik ilkelerin salt mesleki kurallar değil; yargı görevini onurlandıran bir yaşam biçimi olduğu vurgulanmıştır. Nitekim “etik ilkeler, sadece mesleki kurallar bütünü değil, aynı zamanda yargı görevinin onuruna yaraşır bir yaşam biçiminin ifadesidir” denilerek, her ilkenin adaletin kutsallığını ve tarafsızlığını korumaya yönelik olduğu kaydedilir. Etik teriminin kökeni Yunan “ethos”una dayanır ve “davranış biçimini anlatan karakter” olarak tanımlanır.

Buradaki “yaşam biçimi” ifadesi Mecelle’nin 1792 maddesindeki şu tanımı hatırlatır mahiyettedir ki şöyle :

Hakim; hakim, fehim, müstakim, emin, mekin ve metin olmalıdır.

Devamındaki maddelerle bu ifadeler kısmen somutlaştırılmışsa da Mecelle’nin sadece bu maddesinin taşıdığı kilit kavramlar dikkatle incelenip şerh edildiğinde - Türkçe ve farklı dillerdeki geniş izahları da göz önünde tutarak söylüyorum ki müstakil bir yazı konusudur- yoğun bir teorik ve pratik hacme sahip olduğu anlaşılacaktır.

Normatif açıdan bakıldığında ise, Türk yargı sisteminin etik temelleri hem iç hukuk hem uluslararası belgelerle belirlenmiştir. Rehber girişinde hatırlatıldığı üzere; hukuk devletinin garantilerinden biri olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, anayasa ve kanunlarla güvence altına alınmıştır. Anayasa temel hak ve özgürlükleri güvenceye almış, yargının bağımsızlığı Anayasa m.138’de düzenlenmiştir. Ayrıca yargıya özgü uluslararası metinler (BM Bangalore İlkeleri, Avrupa Savcılar/Yargıçlar Konseyi Bildirileri vb.) benimsenmiş ve Bildirgede de öncü olarak benimsenmiştir.

Örneğin CCPE’nin görüşlerinde “savcıların bağımsızlığı görevlerini yerine getirmeleri için vazgeçilmezdir” ifadesi yer alırken, Bangalore İlkeleri, dürüstlüğün yargı görevinde esas olduğunu vurgulamaktadır. Özetle, yargı etiği ilkeleri hem evrensel hukuk değerleriyle (insan hakları, eşitlik, dürüstlük gibi) hem de Türkiye’nin kendi anayasası ve HSK Kanunu ile çerçevelenmiştir. HSK Kanunu’nun 7/2-(d) maddesi de Genel Kurul’a hâkim ve savcıların uyması gereken etik ilkelere karar verme yetkisini vermektedir. Bu normatif temeller üzerine inşa edilen Bildirge, bildirgenin rehbere dönüştürülmesi kararıyla somutlaştırılmıştır.

Bağımsızlık, Tarafsızlık ve Hesap Verebilirlik Açısından Rehberin İçeriği

Rehberde öne çıkan etik ilkelere bakıldığında, bağımsızlık, tarafsızlık ve hesap verebilirliğin yargı etiğinde merkezî olduğu görülür.

Bağımsızlık: Rehberde “Bağımsızdırlar” başlığı altında, “yargı bağımsızlığı, adil yargılamanın ve hukuk devletinin temel güvencesidir” ifadesi yer alır. Yargı bağımsızlığı, hâkim ve savcının hiçbir baskı veya etki olmadan, salt hukuka ve vicdanına göre karar verebilmesine imkân sağlar. Rehbere göre bu ayrıcalık değil, adil yargılamanın........

© Hukuki Haber