Aylardır süren siyasi papatya falı sona erdi ve Murat Kurum, AK Parti ve tabii Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu. Murat Kurum, AK Parti ile gözünü açmış ve büyümüş bir isim: AK Parti, iktidara geldikten üç yıl sonra TOKİ’de uzman olarak çalışmaya başladı. Bir yıl içinde TOKİ’nin Avrupa Yakası Müdürü oldu. TOKİ’de çalışmaya başladıktan dört yıl sonra, TOKİ’nin ortağı olduğu Emlak Konut Genel Müdürlüğü’ne atanmıştı bile.
AK Parti ile yol yürüdüğü 15. yılda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olmuştu bile…
Murat Kurum, diğer konuşulan AK Parti adaylarından çok daha fazla iktidarın aradığı İBB Büyükşehir Belediye Başkanı profiline uyuyor. Diğer bir deyişle, AK Parti’nin adayı zaten aylardır gözümüzün önündeymiş…
“İktidarın İstanbul adayı kim olursa olsun, TOKİ olacak” derken yanılmıyormuşum; TOKİ’nin İstanbul adaylığının fiziksel olarak vücut bulacağı daha ideal bir isim olamazdı. Kurum, tam da arzulanan “kurumsal” profile oturuyor.
AK Parti’de bundan sonra siyasetçilerin ön plana çıkması zor: Başkanlık sistemine geçişten bu yana, danışmanlıklar ve kabinede Cumhurbaşkanlığı’nın seçtiği “teknokrat” profiller ortaya çıktı. Bundan sonra da, AK Parti’yi Erdoğan sonrasında devralacak “veliahtın” dönemi başlayana kadar, teknokratlarla yola devam edilir. Teşkilatlar ve Meclis’te, AK Parti’nin vitrinlerde bulundurduğu bir avuç siyasetçiden bahsedebiliriz ama artık onları ön plana çıkan görevlerde, makamlarda görmek zor. Başkanlık sisteminin doğası gereği, Cumhurbaşkanlığı’nın yakın çalışma ekibi, kendi tabanı olmayan ve görevi yerine getirme odaklı isimler olmak mecburiyetinde.
İstanbul: aşk mı, iş mi?
Her ne kadar, iktidar tarafında İstanbul, bir “aşk” meselesi olarak çerçevelense de, TOKİ’nin bu kadar ön planda karşımıza çıkması, zihinlerdeki planı da açıkça ortaya koyuyor. İstanbul, iktidar için bir aşk değil; iş meselesi…
AK Parti’nin adayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri kazansın kazanmasın, bu mega kentin devasa bir şantiyeye döndürülmeye çalışılacağını söyleyebiliriz.
“AK Parti kazansa da, kaybetse de” dedim; Kurum seçilemese de, “kurumsal” planın İstanbul için işletilmeye çalışıldığını gözleyeceğiz. Ankara’nın, Cumhurbaşkanlığı’nın tüm gücü kullanılarak, İstanbul’a dair projeler yine de hayata geçirilmeye çalışılacak.
İstanbul’un TOKİSTAN(BUL) olmasına karşı mücadele edenler ve etmeyenler arasında çekişme, ne olursa olsun sürecek.
Türkiye’nin popülist otoriter sisteminde, 2024-2028 döneminin seçimsiz, sandıksız geçebilecek olmasının, nasıl bir ortam yaratacağı hala tam olarak anlaşılamıyor. Sadece tüm muhalefetin varlığını koruması için değil; herkesin kalan haklarını da koruma sınavından geçeceği, geçmişte tanık olmadığımız türden bir döneme doğru ilerliyoruz.
Muhalefetin tüm partilerinin yapacağı en doğru iş, her yerde ortak adaylarda değilse bile; “birlikten güç doğuran” bir ortaklıkta birleşmekti.
Şimdi, yine de muhalefetten siyasetçilerin yapabileceklerinin en iyisini yapabilmesini ummaktan başka çare yok. Başka biçimde ifade edersek, yerel seçimlerde muhalefetin başarısı, artık aday siyasetçiler ve partilerinin genel merkezlerinden örgüt/teşkilatlarına yapabileceklerinin en iyisini yapmasına kalmış durumda.
İktidarın İstanbul kampanyasından beklenebilecekler
AK Parti, ilk etapta, Murat Kurum’un İstanbul ve Türkiye genelinde, tanınırlığını yükselten bir çalışmayı hedefleyen bir kampanya çalışması yürütüyor. Kurum’un farklı seçmen gruplarından ve iktidara oy vermeyen ya da kararsız seçmenlere sempatik gözükmesi hedefleniyor diyebiliriz. Bu açıdan bakınca, Ali Yerlikaya’nın aday olmasına hiç gerek yokmuş; Kurum’dan Ali Yerlikaya çıkarmak da mümkün. İktidara oy vermeyenlerin hassasiyetlerine hitap eden sosyal medya paylaşımları, icraat odaklı imaj ve “sakin” tavırlarla, Kurum’a “Ali Yerlikaya filtresi” uygulamak mümkün.
Kurum’un ilk günlerdeki konuşmaları, açıklamaları üzerine sıkı çalışılmışa benziyor. Daha da açmak gerekirse; Kurum, derinlemesine mülakatlardan oluşan kamuoyu araştırmalarının bant çözümlemelerini seslendiriyor gibi. Benim de içinde olduğum farklı araştırmalardaki saha çalışmalarında, odak gruplarında, seçmenlerin siyasetçilerden duymak istedikleri sorulduğunda söylenenlerden alıntıları dinliyoruz sanki Kurum’un ağzından…
Bu tanıtma ve tanışma faslı bittikten sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı İstanbul’un sahasında görmek mümkün. 2019’da farklı araştırmalarda, Erdoğan’ın sahaya inmeye başladığı dönemlerde AK Parti’nin İBB adayı Binali Yıldırım’a desteğin arttığını görmüştük. Bu nedenle, Erdoğan’ın yerel seçimler yaklaştıkça özellikle İstanbul’a odaklı çalışacağını öngörebiliriz.
AK Parti’nin, 7 Ocak’ta Kurum ile beraber açıklanan belediye başkanlıklarının önemli bir kısmının (26’da 16), halihazırda zaten yerel yönetimde görevde başındaki isimler olması da, o kentleri adaylara delege ettiğine işaret ediyor. Ve tabii, Erdoğan’ın İstanbul ve Cumhurbaşkanlığı odaklı çalışmak istediğini de gösteriyor.
İstanbul başta olmak üzere, seçmenlere “tarihin en büyük paketi” diye, kentsel dönüşüm odaklı vaatler sunulacak. Seçim ekonomisi bu kez, “cebe girenle” değil; satılan hayalle gerçekleştirilecek: İstanbul ve Türkiye’nin en büyük korkusu olan “depreme”, kentsel dönüşüm desteği, konut edindirme teşvikleri, vatandaşın ödeyemediğini devletin ödemesi gibi vaatlerin önümüzde geldiğini göreceğiz.
Öte yandan, Türkiye genelinde de, “hayaller” sahnede yerini alacak: 18 Ocak’ta, Uluslararası Uzay İstasyonu’na Albay Alper Gezeravcı’nın gönderilmesiyle, “İlk Türk uzayda” haberleriyle, hayallerin resmi geçidi başlayacak. Sonrasında, ilk yerli savaş uçağı KAAN’ın uçtuğunu görebiliriz.
Uluslararası Uzay İstasyonu’na, kişi başı 55 milyon dolar masrafla, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, uzay yolcularını yollamıştı. Ki, Suudi Arabistan yolcu tercihlerinden birini, kök hücre araştırmacısı Rayyana Barnavi’den yana kullanmıştı.
KAAN projesinde de, asıl mesele bir uçağı uçurmak değil; bu uçakların TSK’nın envanterinde yer alabilmesi, hava kuvvetlerinin gücü bünyesinde yer almasını sağlamak.
Bakalım, yerel seçimlere kadar ne hayaller gelip geçecek önümüzden.

QOSHE - “Kurum”sal Bir Aday - Sezin Öney
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Kurum”sal Bir Aday

11 4
11.01.2024

Aylardır süren siyasi papatya falı sona erdi ve Murat Kurum, AK Parti ve tabii Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu. Murat Kurum, AK Parti ile gözünü açmış ve büyümüş bir isim: AK Parti, iktidara geldikten üç yıl sonra TOKİ’de uzman olarak çalışmaya başladı. Bir yıl içinde TOKİ’nin Avrupa Yakası Müdürü oldu. TOKİ’de çalışmaya başladıktan dört yıl sonra, TOKİ’nin ortağı olduğu Emlak Konut Genel Müdürlüğü’ne atanmıştı bile.
AK Parti ile yol yürüdüğü 15. yılda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olmuştu bile…
Murat Kurum, diğer konuşulan AK Parti adaylarından çok daha fazla iktidarın aradığı İBB Büyükşehir Belediye Başkanı profiline uyuyor. Diğer bir deyişle, AK Parti’nin adayı zaten aylardır gözümüzün önündeymiş…
“İktidarın İstanbul adayı kim olursa olsun, TOKİ olacak” derken yanılmıyormuşum; TOKİ’nin İstanbul adaylığının fiziksel olarak vücut bulacağı daha ideal bir isim olamazdı. Kurum, tam da arzulanan “kurumsal” profile oturuyor.
AK Parti’de bundan sonra siyasetçilerin ön plana çıkması zor: Başkanlık sistemine geçişten bu yana, danışmanlıklar ve kabinede Cumhurbaşkanlığı’nın seçtiği “teknokrat” profiller ortaya çıktı. Bundan sonra da, AK Parti’yi Erdoğan sonrasında devralacak “veliahtın” dönemi başlayana kadar, teknokratlarla yola devam edilir. Teşkilatlar ve Meclis’te, AK Parti’nin vitrinlerde bulundurduğu bir avuç siyasetçiden bahsedebiliriz ama artık onları ön plana çıkan görevlerde, makamlarda görmek zor. Başkanlık sisteminin doğası gereği, Cumhurbaşkanlığı’nın yakın çalışma ekibi, kendi tabanı olmayan ve görevi yerine getirme odaklı isimler olmak mecburiyetinde.
İstanbul: aşk mı, iş mi?
Her ne kadar, iktidar tarafında İstanbul, bir “aşk” meselesi olarak çerçevelense de, TOKİ’nin bu kadar ön planda karşımıza çıkması, zihinlerdeki planı da açıkça ortaya koyuyor. İstanbul, iktidar için bir aşk değil; iş meselesi…
AK Parti’nin adayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri kazansın kazanmasın, bu mega kentin devasa bir şantiyeye döndürülmeye........

© HalkTV


Get it on Google Play