Geçtiğimiz gün CHP Şişli Belediye Başkan Adayı Emrah Şahan’ın proje lansmanındaydım. Bilindiği üzere Şahan, İmamoğlu’nun yakın çalışma ekibinden. Öte yandan kendisi bir şehir plancısı. Şişli gibi plansızlığın ceremesini yıllardır çeken bir kentte Şahan gibi bir adayın tercih edilmesi CHP’nin yeni dönemde hem liyakata olan yaklaşımına hem de bir CHP belediyeciliğinin doğuşuna dair umut veriyor… Nitekim içinde bir bütün olarak tarih barındıran Fatih’te Mahir Polat gibi tarih mirasına önem veren birinin tercih edilmesi de…

Konumuza dönecek olursak, lansman, önceki yıllardaki CHP lansmanlarına göre çok daha profesyonel bir biçimde organize edilmişti… Projeler de son derece yerinde ve Şişli’nin gerçekliğine uygundu… Üstelik altı başlığa ayrılmış projelerin temeline de bu ilkelerden biri olan demokrasi ve şeffaflık yerleştirilmişti. Şişli’nin ana sorunlarından biri olan sınıfsal kutuplaşmanın yurttaşların yaşam giderlerini azaltacak sosyal projelerle aşılması planlanırken, diğer yandan ise kentsel dönüşüme kâr odaklı değil, yaşam odaklı bakan bir yaklaşım benimsenmişti…

Tüm bunların yanında belediye meclis listesi hazırlanırken cinsiyet dengesine özen gösterilmişti… Bu özen, Şahan’ın konuşmasında belirttiği “İktidar demokrasinin alanını daralttıkça biz ise bu alanı genişleteceğiz” vurgusuna uygun düşüyordu. Bu vurgular ve pratikteki tutum önemliydi, çünkü CHP’nin de Türkiye’deki demokratikleşme iddiasının da bir hikayeye ihtiyacı var. Merkezi yönetim otoriterleştikçe yerel yönetimlerin demokrasinin faziletlerini belediyelerde, yani pratikte göstermesinden daha iyi bir hikaye üretmek de kurumların bağımsızlığını yutan bu rejimde pek mümkün değil.

Unutmamak gerekir ki toplumumuz arkadan gelen bir başarı hikayesine önem verir… Bu Ecevit için “Kıbrıs fatihliği”, Özal için “Ekonomi uzmanlığı” ve Erdoğan için “İyi belediyecilik”tir. İmamoğlu, İBB örneğinde uyguladığı başarılı belediyecilik örneğini imza projeleriyle (kreşler, kent lokantaları vb.) ilçe belediyelerine de yayabilirse sosyal adalete dayalı demokratik bir hikaye yazabilir. Bu da karizmatik liderliğinde tecessüm eden “yönetebilir” algısını “çok daha iyi yönetir” noktasına getirir.