Ne yaparsak yapalım İstanbul’daki seçim yarışının dışına çıkmak kolay değil. Pek çok haklı gerekçeyle de olsa, İstanbul’un yerel seçim sürecinde bu denli merkezde olması, Türkiye’nin dört bir yanından gelen sitemlere neden oluyor.

Bu gündemi biraz olsun farklı kılabilmek için yola çıktım. Bu dönemin ilk yazısında söz verdiğim üzere size farklı bölgelerden seçim notları aktarabilmek için.

İlk durağım Mardin oldu.

Her gidişimde daha da güçlenen bir kanaatim var. Mardin, “eski Mardin” diye bildiğimiz kadim güzellikler bir yana; “yeni” diye bilinen tarafıyla şehirleşme hikayemizin yazık ki en üzücü örneklerinden birisi. Akılalmaz yükseklikte evler, nefes alınamayacak mesafede, deyim yerindeyse güneşi görmemeniz için dikilmiş tuhaf yapılar.

Unutmadan; muhteşem güzelliğine rağmen Eski Mardin’de sağından solundan sızıp sokulan yeni yapıların ve düzenlemelerin gelecek için verdiği sinyaller çok parlak değil. Buna rağmen kimsenin bir diğerinin güneşine engel olmadığı bir mimariyle kurulan şehrin havası, ruhu bambaşka.

ŞEHRİN TALEPLERİ

Aziz Sancar Havalimanı’nda beni karşılayan sevgili Aydın Gümüş, Midyatlı bir işadamı. Yakın bir tarihte Bursa’ya yerleşmiş, ama seçim döneminde şehirde. Şehri enine boyuna gezdirdi, eskisinden yenisine Mardin’in, Midyat’ın hikayesini ondan dinledim. Kuşkusuz onun da bir siyasi tercihi var. Fakat kendi şehrine dair endişesi olan insanlar görmek bir bakıma umut verici.

AK Parti İl Başkanlığı hareketli. İl Başkanı Vahap Alma, sürekli sahada ve ilçeler arasında mekik dokuyor. Teşkilat başkanı Niyazi Akgül, inanılmaz bir tempoda sürecin yönetimini takip ediyor. Bir yandan da gelip taleplerini ileten insanları dinliyor.

Şehrin gerçek sorunuyla tam olarak burada yüzleşmeye başlıyorsunuz. Öylesine çok iş talebi ve beklentisi var ki, Mardin’in doğal avantajlarını düşündüğünüzde bu tablo çok şaşırtıcı geliyor. Fakat gerçek bu, işsizlik çok önemli ve ağır bir sorun olarak herkesin önünde duruyor.

Önce şehrin yeni tarafında, ardından kadim sokaklarda uzunca dolaşıp özellikle esnafla sohbet imkanı buldum. Ekonomik tabloya tekrar döneceğim.

Önce seçim notları aktarayım sizlere.

AK PARTİ BÜYÜKŞEHİRDE İDDİALI

Elbette siyaset bir iddia işi; fakat AK Parti’nin Mardin Büyükşehir adayı Abdullah Erin şehirde ciddi bir karşılık bulmuş görünüyor. Açıkça oy vermeyeceğini beyan eden seçmende bile beklenti oluşturmuş. Projelerini anlattığı toplantı oldukça büyük ilgi görmüş. Bu tabloyu biraz aktarmak istiyorum.

Kaymakamlıktan mülkiye başmüfettişliğine, Dicle Kalkınma Ajansı’nın kurucu genel sekreterliğinden, Adıyaman ve Şanlıurfa valiliklerine kadar 33 yılı aşan bir kamu hizmeti bulunuyor. Şanlıurfa’daki Göbeklitepe hikayesinde çok büyük rolü var. Kendi şehriyle bağı hiç kopmamış. Aile bağlarının ötesinde toplumun geniş kesimleriyle irtibat kurabilmiş.

Dolayısıyla öngörüm, Erin’in ilçelerdeki ortalamanın hayli üzerinde oy alabileceği. Politik tutumlarıyla kendisini farklı görüşlere kapalı tutan kesimlere ulaşabiliyor, diyalog kurup dinleyebiliyor. Önemli avantajlar.

Başkan adayı Abdullah Erin’i takip ederken, Çelebioğlu ailesi tarafından verilen bir yemeğe katıldım. Tanrıverdi mahallesinde Hıdır ve Şeyhmus Çelebioğlu’nun misafiriydik.

Büyük bir köy odasında hayli kalabalık bir ortamda yapılan sohbetleri dinledim. İnsanların taleplerini dinledikçe doğrusu ne diyeceğimi bilemedim. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylerde ciddi bir su sorunu var mesela. “Su yok” deyince zaten diğerlerini konuşmak bile anlamsız geliyor insana.

KAZANMAYA YETER Mİ?

Mardin’de özellikle büyükşehirde tabloyu değiştirmeye yeter mi tüm bunlar?

Açıkçası hiç kolay değil.

Fakat daha ilginç bir tablo var. DEM seçmeni, sandığa gitme konusunda belli bir isteksizlik içinde. Bunda İstanbul’da yaşanan ve nihayetinde Başak Demirtaş’ın “vazgeçmesi”yle sonuçlanan sürecin ciddi etkisi var.

2023 seçimlerinde YSP (HDP)’nin açık farkla önde olmasını dikkate alırsak kapanması güç bir mesafe var. Ancak 2019 yerel seçimlerinin gösterdiği tabloyu da dikkate almak gerekiyor. O seçimde fark, 2023 genel seçimlerine oranla daha azdı.

O nedenle yerel seçimde DEM’le AK Parti arasındaki farkın daha az olduğu bir zeminden söz edebiliriz. DEM adayı Devrim Demir (ve Ahmet Türk), bölgedeki bazı illerde olduğu gibi “Seçmen bizden vazgeçemez” rahatlığı içinde olsalar da, Mardin sürprize açık duruyor.

Tüm bunların ötesinde asıl soru şu.

Şehri, insanları ve onların en temel ihtiyaçlarını öteleyen bu kısır döngü nasıl değişecek. Hizmet, proje ve yerel yönetimlerin sorumluluklarının dikkate bile alınmadığı yarışların, Mardin ve benzer durumdaki şehirlere getirdiği ağır hasar nasıl giderilecek.

Abdullah Erin ve ekibi, her ilçeye 47 proje başlığı altında yüzlerce proje hazırlamış. Ulaşımdan konut sorununa, çarpık kentleşmenin yerine planlı bir şehirleşmeye, tarım ve sanayiden yeni istihdam alanlarına, özellikle şehrin acil ihtiyacı olan ve ticari hayatın lojistiğini sağlayacak hamlelere kadar pek çok proje.

Bunları yapabilecek misiniz sorumuza “Bunların hepsi, ama inanın hepsi yapılabilecek projeler. Biz hizmete, tertemiz bir çevre içinde geleceğe bakacağımız bir şehrin inşasına oy istiyoruz.” cevabını veriyor Abdullah Erin.

YAPILMASI GEREKEN ÇOK İŞ VAR

Başka notlar da aktaralım.

Esnafın bir bölümünün durgunluktan şikayeti var elbette. Önemli ölçüde turizmdeki tabloya göre inişli çıkışlı bir hareketlilik var.

Şehrin tarihi, dokusu ve özellikleri turizm için elbette büyük bir avantaj. Ancak merkezi yönetimin yatak kalitesinden (sayısından değil) tanıtıma, uçuş sayısından ulaşıma kadar her alanda yeniden turizmi planlaması ve bunu yerelde belediyeleri ortak kılarak uygulamaya koyması gerekiyor.

Mardin’in su ve dolayısıyla sulama alanında sorunları var. Bu da tarımda ciddi bir verimsizliğe yol açıyor. İkinci organize sanayi bölgesinin acilen tamamlanması gerekiyor. Kalifiye eleman sıkıntısı çok fazla. Gençler için kültür ve spor hayatına dair imkanlar yetersiz.

İHRACAT NASIL ARTABİLİR?

Şehre dair farklı pencereler açabilmek için Sanayi ve Ticaret Odası Genel Sekreteri Çetin Sasa’yı ziyaret ettim. Onunla sohbetimizden aldığım notları özetleyeyim.

Şehrin ikinci organize sanayi bölgesinin hızla tamamlanması, ciddi bir katkı sağlayacak. Mardin’in yıllık 1 milyar doları aşan bir ihracatı var ve burada tekstilin ciddi bir ağırlığı var. Önemli ölçüde Kuzey Irak’a yönelik bu ihracat. Bu rakamlar önemli, ama çok daha hızlı biçimde artabilir.

Turizm pandemi sonrasında toparlanmaya başlamış ve şehre katkısı önemli. Ancak her sektördeki hareketliliği artırmak için çevre yollarının artırılması, mevcutların gözden geçirilmesi ve ulaşımla ilgili süreçlerin hızlanması gerekiyor.

Çetin Sasa’nın değerlendirmelerine bir noktayı da ben eklemek istiyorum. Bölgenin kaderinde sınır kapılarının ne denli kritik olduğu malum. Şu anda Nusaybin ve Şenyurt kapıları kapalı. Elbette bunun güvenlik açısından önemli gerekçeleri var.

Yeri gelmişken, güvenlik ve beka konusundaki söylemleri gereksiz bulanlara bir hatırlatma yerinde olacak. Türkiye güvenliği konusunda adım atarken, aynı zamanda ekonomik refahının da önüne açacak bir vizyonla hareket ediyor. O nedenle güvenlikle gelecek arasındaki bağ çok yönlü ve bunu dikkate almadan değerlendirme yapmak hep eksiklik oluşturuyor.

QOSHE - Mardin'de tablo değişebilir mi? - Nasuhi Güngör
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mardin'de tablo değişebilir mi?

49 1
27.02.2024

Ne yaparsak yapalım İstanbul’daki seçim yarışının dışına çıkmak kolay değil. Pek çok haklı gerekçeyle de olsa, İstanbul’un yerel seçim sürecinde bu denli merkezde olması, Türkiye’nin dört bir yanından gelen sitemlere neden oluyor.

Bu gündemi biraz olsun farklı kılabilmek için yola çıktım. Bu dönemin ilk yazısında söz verdiğim üzere size farklı bölgelerden seçim notları aktarabilmek için.

İlk durağım Mardin oldu.

Her gidişimde daha da güçlenen bir kanaatim var. Mardin, “eski Mardin” diye bildiğimiz kadim güzellikler bir yana; “yeni” diye bilinen tarafıyla şehirleşme hikayemizin yazık ki en üzücü örneklerinden birisi. Akılalmaz yükseklikte evler, nefes alınamayacak mesafede, deyim yerindeyse güneşi görmemeniz için dikilmiş tuhaf yapılar.

Unutmadan; muhteşem güzelliğine rağmen Eski Mardin’de sağından solundan sızıp sokulan yeni yapıların ve düzenlemelerin gelecek için verdiği sinyaller çok parlak değil. Buna rağmen kimsenin bir diğerinin güneşine engel olmadığı bir mimariyle kurulan şehrin havası, ruhu bambaşka.

ŞEHRİN TALEPLERİ

Aziz Sancar Havalimanı’nda beni karşılayan sevgili Aydın Gümüş, Midyatlı bir işadamı. Yakın bir tarihte Bursa’ya yerleşmiş, ama seçim döneminde şehirde. Şehri enine boyuna gezdirdi, eskisinden yenisine Mardin’in, Midyat’ın hikayesini ondan dinledim. Kuşkusuz onun da bir siyasi tercihi var. Fakat kendi şehrine dair endişesi olan insanlar görmek bir bakıma umut verici.

AK Parti İl Başkanlığı hareketli. İl Başkanı Vahap Alma, sürekli sahada ve ilçeler arasında mekik dokuyor. Teşkilat başkanı Niyazi Akgül, inanılmaz bir tempoda sürecin yönetimini takip ediyor. Bir yandan da gelip taleplerini ileten insanları dinliyor.

Şehrin gerçek sorunuyla tam olarak burada yüzleşmeye başlıyorsunuz. Öylesine çok iş talebi ve beklentisi var ki, Mardin’in doğal avantajlarını düşündüğünüzde bu tablo çok şaşırtıcı geliyor. Fakat gerçek bu, işsizlik çok önemli ve ağır bir sorun olarak herkesin önünde duruyor.

Önce şehrin yeni tarafında, ardından kadim sokaklarda uzunca dolaşıp özellikle esnafla sohbet imkanı buldum. Ekonomik tabloya tekrar döneceğim.

Önce seçim notları aktarayım sizlere.

AK PARTİ BÜYÜKŞEHİRDE İDDİALI

Elbette siyaset bir iddia işi; fakat AK Parti’nin Mardin Büyükşehir adayı Abdullah Erin şehirde ciddi bir karşılık bulmuş görünüyor. Açıkça oy vermeyeceğini beyan eden seçmende bile beklenti oluşturmuş. Projelerini anlattığı toplantı........

© Habertürk


Get it on Google Play