Türkiye 31 Mart gecesi kelimenin tam anlamıyla olağanüstü bir seçim yaşadı. “Böyle olmasını bekliyordum” diyenlere hak veremeyeceğim. Bu kadarını kimse beklemiyordu ve öyle anlaşılıyor ki bu seçimin sonuçları uzun süre tartışılacak.

Başından beri konuştuğumuz gibi kendisi yerel, dili genel bir seçim yaşadık. Sadece İstanbul özelinde değil, neredeyse tüm ülkede oy tercihlerinin genel seçim atmosferinden etkilendiğini gördük dün gece.

Ekrem İmamoğlu açık bir farkla seçimi kazandığı gibi, onun düzenlediği İstanbul’un ilçelerinde de CHP büyük bir üstünlük sağladı. İmamoğlu’nun kazanmasında kuşkusuz İYİ Parti’nin oylarının tamamına yakınını almış olması; ayrıca DEM Parti’den gelen desteğin de önemli rolü oldu. Her durumda bunları da aşan bir ittifak oluşturdu İstanbul’da.

Benzer bir durum Ankara için de geçerliydi ve Mansur Yavaş neredeyse % 30 farkla seçimi kazandı. Yanı sıra Ankara’nın ilçelerinde ve dolayısıyla da belediye meclisinde de çoğunluğu sağladı.

SÜRPRİZLER

Dün geceden itibaren seçimin sürpriz sayılan sonuçlarına ekranlarda yeterince baktığınızdan eminim. CHP, 2019’da 11’e çıkardığı büyükşehir sayısını bu kez 15’e yükseltti. Balıkesir, Bursa, Manisa ve Denizli’yi kazandı. Ayrıca Afyon ve Kütahya’da sürpriz yaptı.

Belki de seçim gecesinin en şaşırtıcı sonucu Adıyaman’dan geldi. CHP adayı Abdurrahman Tutdere, seçimi büyük bir farkla kazandı. Adıyaman son seçimler dahil uzun yıllardır AK Parti’nin en yüksek oy aldığı iller arasında yer alıyordu.

AK Parti, kazandığı illerin önemli bir bölümünde ciddi oy kaybına uğradı. Bunların bazılarında Yeniden Refah Partisi rol oynadı. Konya, Kayseri, Kahramanmaraş, Gaziantep sadece birkaç örnek. Şanlıurfa ve Yozgat’ta ise Yeniden Refah adayları kazandı.

AK Parti’nin Hatay’da kazanması bu seçim sürecindeki en önemli başlıklardan birisi. Çünkü Adıyaman örneğinde keskin biçimde ortaya çıktığı üzere deprem bölgesinde hayli oy kaybına uğradı. Hatay’ı kazanması bu yönüyle dikkat çekici.

YENİDEN REFAH VE İSTANBUL

Seçim sürecinde şöyle bir öngörüm vardı. YRP Türkiye genelinde oylarını ciddi oranda yükseltecek, ancak İstanbul’daki oy oranı yüzde 2 civarında kalacak. Çünkü bu partinin kendi yükseliş stratejisinde “İstanbul’da AK Parti’ye kaybettiren olmak” doğru bulunmadı.

Nitekim Murat Kurum’un aldığı sonuç üzerinden bir YRP tartışması yaşanmıyor. Ancak Yeniden Refah’ın Türkiye genelinde aldığı belediyelerin yanı sıra % 6’yı aşması, 2028’e giden yolda kendisine önemli bir alan açacak düzeyde bir başarı.

Bunu nasıl yönetecekleri, iki önemli belediyedeki performanslarına da bağlı elbette.

ÖZGÜR ÖZEL’İN BAŞARISI MI?

Her durumda İmamoğlu ve Yavaş’ın aldığı sonuçlar, CHP’nin Türkiye genelinde yakaladığı çıkışla ortak bir anlam haritasına sahip. Artık her iki isim de gelecekte cumhurbaşkanlığı için aday. Ancak hangisinin hangi zeminde hareket edeceği, sözgelimi bütün bu hikayenin CHP merkezli olarak gelişip gelişmeyeceği henüz belirsiz.

Kuşkusuz genel tabloda CHP’nin oylarının artması ve birinci parti olması, yeni genel başkan Özgür Özel için bir başarı hikayesi olarak görülebilir. Ancak burada farklı bir yorumum var ve dolayısıyla Özel’in merkezinde olduğu bir başarı hikayesinden söz etmek fazla abartılı.

Pek çok şehirde ve ilçede belediyeler el değiştirdi. Bunların önemli bir bölümü CHP lehine oldu. Ancak burada temel oy verme gerekçesinin, söz konusu belediyelerin başarısı ya da başarısızlığı ile ilgili olduğunu düşünmüyorum.

Seçmen 2023 seçimlerinde AK Parti’ye veremediği mesajları, en net biçimde dün gece ortaya koydu. Dolayısıyla burada ciddi bir tepkiden söz edebiliriz. Katılımın hatırı sayılır düzeyde düşmesinin AK Parti aleyhine gelişmesinin de altı çizilebilir. Ancak iktidarın kayıpları bundan ibaret değil, seçmenin sandıktaki tepki oylarının da önemli rolü var bu tabloda.

CHP’ye doğrudan katkı sağlayan bir başka faktör ise, pek çok yerde İYİ Parti’ye duyulan tepkinin oyları kendisine yönlendirmesi. (İYİ Parti ve DEM’le ilgili değerlendirmeleri yarınki yazıya bırakmak istiyorum.)

Asıl tezim şu. Pek çok ilde seçmenin CHP’ye oy verirken, iki aktörün (İmamoğlu-Yavaş) oluşturduğu değişim sürecine katkı sağlamayı hedeflediğini düşünüyorum. Karmaşık gibi gelebilir, hatta seçmen bunu nasıl yaptı diyebilirsiniz. Ancak bu dinamiğin seçmen zihninde önemli bir yeri olduğunu iddia ediyorum.

2028 ve ERKEN SEÇİM

Peki bu iddiaların muhatabı olan iki siyasi aktör ve genel anlamda CHP süreci bir erken seçime dönüştürebilir mi?

Benim buna cevabım birkaç gerekçeyle hayır.

Birincisi seçim gecesi kazanan tarafın yaptığı açıklamaların tamamında iddialı sözlerden çok temkinin hakim olması. Gayet iyi biliyorlar ki, kazandıkları oyların ne kadarı kalıcı, ne kadarı geçici bunları yönetebilmek için pek çok yeni sürece ihtiyaçları var. O nedenle bir erken seçim tartışması açmak kendileri için yıpratıcı olabilir.

İkincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim gecesi yanına hiçbir partiliyi almadan yaptığı konuşmadaki 4 yıllık süre vurgusu. Seçimlerden yorulan Türkiye’nin kendi gündemine dönmesinin doğru olacağının altını kuvvetle çizdi Erdoğan. Bu nokta önemli. Çünkü seçimde ortaya çıkan tabloyu mutlak bir genel seçim sonucu saymak doğru olmadığı gibi; Cumhurbaşkanı'nın “cesur bir özeleştiri yapacağız” vurgusunun getireceği süreçleri de takip etmek gerekiyor. Erdoğan, bu tabloyu bir anlamda “dip sonuç” kabul ederek, buradan yeni bir çıkış/başarı hikayesi üretmeyi ve topluma sunmayı hedefleyecektir. Dolasıyla gündem üstünlüğünü kolayca terk edeceğini düşünmek çok yanlış.

O kadar çok ayrıntı ve kuyumcu titizliğinde bakılması gereken ayrıntı var ki bu seçimde.

Epeyce konuşup tartışacağız.

QOSHE - Erken seçim kapıda mı? - Nasuhi Güngör
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Erken seçim kapıda mı?

50 0
01.04.2024

Türkiye 31 Mart gecesi kelimenin tam anlamıyla olağanüstü bir seçim yaşadı. “Böyle olmasını bekliyordum” diyenlere hak veremeyeceğim. Bu kadarını kimse beklemiyordu ve öyle anlaşılıyor ki bu seçimin sonuçları uzun süre tartışılacak.

Başından beri konuştuğumuz gibi kendisi yerel, dili genel bir seçim yaşadık. Sadece İstanbul özelinde değil, neredeyse tüm ülkede oy tercihlerinin genel seçim atmosferinden etkilendiğini gördük dün gece.

Ekrem İmamoğlu açık bir farkla seçimi kazandığı gibi, onun düzenlediği İstanbul’un ilçelerinde de CHP büyük bir üstünlük sağladı. İmamoğlu’nun kazanmasında kuşkusuz İYİ Parti’nin oylarının tamamına yakınını almış olması; ayrıca DEM Parti’den gelen desteğin de önemli rolü oldu. Her durumda bunları da aşan bir ittifak oluşturdu İstanbul’da.

Benzer bir durum Ankara için de geçerliydi ve Mansur Yavaş neredeyse % 30 farkla seçimi kazandı. Yanı sıra Ankara’nın ilçelerinde ve dolayısıyla da belediye meclisinde de çoğunluğu sağladı.

SÜRPRİZLER

Dün geceden itibaren seçimin sürpriz sayılan sonuçlarına ekranlarda yeterince baktığınızdan eminim. CHP, 2019’da 11’e çıkardığı büyükşehir sayısını bu kez 15’e yükseltti. Balıkesir, Bursa, Manisa ve Denizli’yi kazandı. Ayrıca Afyon ve Kütahya’da sürpriz yaptı.

Belki de seçim gecesinin en şaşırtıcı sonucu Adıyaman’dan geldi. CHP adayı Abdurrahman Tutdere, seçimi büyük bir farkla kazandı. Adıyaman son seçimler dahil uzun yıllardır AK Parti’nin en yüksek oy aldığı iller arasında yer alıyordu.

AK Parti, kazandığı illerin önemli bir bölümünde ciddi oy kaybına uğradı. Bunların bazılarında Yeniden Refah Partisi rol oynadı. Konya, Kayseri, Kahramanmaraş, Gaziantep sadece birkaç örnek. Şanlıurfa ve Yozgat’ta ise Yeniden Refah adayları kazandı.

AK Parti’nin Hatay’da kazanması bu seçim sürecindeki en önemli başlıklardan birisi. Çünkü Adıyaman örneğinde keskin biçimde ortaya........

© Habertürk


Get it on Google Play