Geleceği tahmin edebilmek herkes için farklı anlamlar taşır. Ama özellikle devletler, istihbarat örgütleri ve büyük kurumlar için doğru öngörünün değeri çok daha yüksektir.

Bir siyasi parti için “geleceği okumak” çok katmanlı bir çabadır. Yerel teşkilatınızdan merkez yapılanmanıza kadar her aşamada üretilen veriler ve bunların nihayetinde “yönetim katı”nda karara dönüşmesine kadar giden uzun bir süreç. Bunun dışında profesyonel destekler alıyorsanız onların katkısı da önemli elbette.

Bu işleyiş sağlıklı devam etse bile, beklenmedik gelişmeleri tam olarak göremeyebilir. Yukarıda saydığım tüm aktörlerin başına böyle “kazalar” gelebilir. Ancak doğru işleyen bir veri/bilgi üretimi ve karar mekanizması; en azından sizi farklı sonuçlara daha hazır kılabilir.

AK PARTİ NASIL KAZANIYORDU?

Türkiye’de siyasi partilerin böyle bir işleyişe sahip olduğunu gösteren örnekler çok az. AK Parti kuruluş aşamasından itibaren son derece etkin ve bilimsel çalışmalar üreten yapılarla deyim yerindeyse kol kola yürüdü. Uzunca bir süre farklı kuruluşlardan düzenli olarak saha çalışmaları aldı. Üstelik bunları seçim dönemlerine sıkıştırmadı ve her veriyi farklı ekiplerle analiz etti. Doğru ifade etmek için kullanıyorum, kendi tomografisini sürekli masasında tuttu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu üretimlerde ne denli talepkar olduğunu ve her birini bizzat takip ettiğini biliyoruz. Bu yaklaşım partiye kendisini gözden geçirme, hatalarını büyümeden giderme ve hasarlarını hızlı onarma imkanı verdi. Bir kurumsal yapının kendisine dair bu düzeyde bilgi sahibi olmasının, rakipleri karşısında kendisine ne denli avantaj sağlayacağı tartışılmaz. Nitekim AK Parti uzun yıllar boyunca seçim kazanırken, arka planda böyle bir mekanizma ve onu sürekli güncelleyen ekipler vardı.

AK PARTİ'NİN TOMOGRAFİSİ

Kuşkusuz 2024 seçim sonuçlarına dair onlarca sebep ve dinamik üzerinden değerlendirme yapılabilir. Her birinin gerçeğe ışık tutması da mümkün. Ancak asıl konu, tüm bunları çözebilecek bir sürecin harekete geçmesi ise; o zaman olup biteni bütüncül bir bakış açısıyla, geçmişin sonuç vermiş tecrübelerini de dikkate alarak değerlendirmek gerekiyor. Bunun kadar önemlisi, tarif etmeye çalıştığım bu ihtiyacın sahiden hissedilmesi. Siyasi partiler şirket değildir elbette. Ama zaman zaman bir şirketi yönetme soğukkanlılığında karar alınması gereken sorunlar karşınıza çıkabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim akşamı Türkiye’nin önündeki 4 yılı aşan zaman dilimine atfen “hazine değerinde” demesi, elbette öncelikle ülkemizin önündeki önemli sorunları kuşatan bir yaklaşım. Herhangi bir şekilde ara vermeden bu sorunlara dair eylem ve hamlelerin sürdürülmesi gerekiyor.

Bu 4 yıllık zaman diliminde temel sorunlar üzerinde mesafe alınabilmesinin olmazsa olmazı ise, AK Parti’nin yeniden kendi tomografisini çekecek cesareti bulması. Söylemden eyleme, yapılanmadan bilgi üretimine, karar mekanizmalarından yereldeki kılcal damarlara kadar hepsini masaya yatıran bir yaklaşım. Bu zor ve sabır isteyen bir çalışma. Aynı zamanda kararlılık ve devamlılık istiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerden sonraki MKYK toplantısından kamuoyuna ulaşan konuşma notlarında, bu yöndeki kararlılığa dair önemli işaretler var. Kuşkusuz şu anda hem kendisine, hem de en azından şimdilik karar verici pozisyonda bulunan isimlere sayısız mesaj, eleştiri ve öneri geliyor. Bunların bir süzgeçten geçirilerek tasnif edilmesi bile başlıbaşına büyük bir iş. Ama o mesajlara kulak vermeden atılacak her adımın da geçmişin hatalarını büyütmekten başka bir işe yaramayacağı açık.

2024 DEĞİL, BİRİKMİŞ SORUNLAR

Bir hatayı telafi etmenin birden çok yöntemi ve imkanı olabilir. Ancak o hatayı doğuran sebepleri anlamaya çaba göstermediğiniz takdirde, zaman içinde o imkanları da yitirebilirsiniz. Kitlelere dokunma ve nabzını tutabilme anlamında gerçekten herkesin takdirle karşıladığı özelliklere sahip bir lider, onlarla arasına duvarlar örüldüğünü söylüyorsa, onunla birlikte siyaset yapan herkesin burada kendisine pay çıkarması gerekir. Kuşkusuz liderin kendisi de dahil gerçek, samimi ve derinlikli bir muhasebe olmadan çözüme giden yolu açmak da imkansız.

Mevcut tabloyu 2024 yerel seçim sonuçlarından ibaret sayarak atılacak her adımın, eksik ve sonuç itibarıyla gerçeklerden uzak olacağını düşünüyorum. Birikmiş sorunlar yığını ilk bakışta ürkütücü, bezdirici ve umut kırıcıdır. Ancak bir yerden başlayıp düğümleri çözmeye başladığınızda, yeni imkanların, yöntemlerin ve yolların açıldığını görmek mümkündür.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki 4 yıla dair ana fikrini biliyoruz. Ülke gündeminin yakıcı başlıkları ve kesintisiz bir sorun yönetimi. Partinin, hükümetin ve mevcut tüm araç ve zeminlerin ele alınacağı yenilenme sürecinin hızlıca harekete geçmesi, Türkiye’nin gerçek gündemi açısından da çok önemli.

QOSHE - AK Parti neye cesaret etmeli? - Nasuhi Güngör
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

AK Parti neye cesaret etmeli?

54 0
09.04.2024

Geleceği tahmin edebilmek herkes için farklı anlamlar taşır. Ama özellikle devletler, istihbarat örgütleri ve büyük kurumlar için doğru öngörünün değeri çok daha yüksektir.

Bir siyasi parti için “geleceği okumak” çok katmanlı bir çabadır. Yerel teşkilatınızdan merkez yapılanmanıza kadar her aşamada üretilen veriler ve bunların nihayetinde “yönetim katı”nda karara dönüşmesine kadar giden uzun bir süreç. Bunun dışında profesyonel destekler alıyorsanız onların katkısı da önemli elbette.

Bu işleyiş sağlıklı devam etse bile, beklenmedik gelişmeleri tam olarak göremeyebilir. Yukarıda saydığım tüm aktörlerin başına böyle “kazalar” gelebilir. Ancak doğru işleyen bir veri/bilgi üretimi ve karar mekanizması; en azından sizi farklı sonuçlara daha hazır kılabilir.

AK PARTİ NASIL KAZANIYORDU?

Türkiye’de siyasi partilerin böyle bir işleyişe sahip olduğunu gösteren örnekler çok az. AK Parti kuruluş aşamasından itibaren son derece etkin ve bilimsel çalışmalar üreten yapılarla deyim yerindeyse kol kola yürüdü. Uzunca bir süre farklı kuruluşlardan düzenli olarak saha çalışmaları aldı. Üstelik bunları seçim dönemlerine sıkıştırmadı ve her veriyi farklı ekiplerle analiz etti. Doğru ifade etmek için kullanıyorum, kendi tomografisini sürekli masasında tuttu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu üretimlerde ne denli talepkar olduğunu ve her birini bizzat takip ettiğini biliyoruz. Bu yaklaşım partiye kendisini gözden geçirme, hatalarını büyümeden giderme ve hasarlarını hızlı onarma imkanı verdi. Bir kurumsal yapının kendisine dair bu düzeyde bilgi sahibi olmasının, rakipleri karşısında kendisine........

© Habertürk


Get it on Google Play