Siyasi partiler aday listelerini önceki gün teslim ettiler ve seçim yarışı artık farklı bir hareketlilik kazandı.

Seçim sürecindeki adaylık yarışında en büyük ve hararetli tartışmaların yaşandığı CHP’de, yeni genel başkan Özgür Özel hayli zor zamanlar geçirdi. Peş peşe gelen istifalar, ardından farklı siyasi partilerden ya da bağımsız olarak aday olan isimler. Bir de Özgür Özel’in adaylığını kabullenmek zorunda kaldığı Lütfü Savaş.

Özgür Özel, yakın geçmişte parti yönetiminde önemli makamlarda bulundu. TBMM’de sert çıkışlar yapan üslubuyla tanındı. Ancak artık CHP’nin genel başkanı ve yaşanan krizler karşısındaki tavrı ve üslubu, yeni krizler üretmeye hayli kapı aralıyor.

Önce Ankara’daki aday tanıtım toplantısında sürece itirazları olan partilileri şu ifadelerle tanımladı: “Son günlerde bazı televizyonlarda, gazetelerin manşetinde, ilk sayfasında 3, 5 ve 10 memnuniyetsiz arkadaşımızın partiden ayrıldığını ya da başka taraflardan aday olmak istediklerini ve eleştirel açıklamalarını görüyoruz.”

Özel’in “3, 5 ve 10” diye tanımladığı liste her geçen gün kabardı ve muhtemelen belediye meclis üyeleri listesiyle birlikte daha da gergin boyutlar kazanacak. Ancak Özel, yaklaşım ve üslubunu değiştirmiyor. Bu kez aday listelerinin YSK’ya tesliminin ertesi günü TBMM’de meslektaşlarımıza yaptığı açıklamalarda, “seçim sonrasında kurultay olabilir mi” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Biz parti içinde değişimi gerçekleştirdik, ama parti içinde geçen kurultayı hazmedememiş birkaç arkadaş ve onların etkisindeki bir grup medyanın yaratmaya çalıştığı algı ve iktidarın bunu sahiplenen, köpürten tavrı ortada. Parti içindeki birkaç hazımsız da avuçlarını yalar.”

İSTANBUL’DAKİ İTTİFAKIN DERİNLİĞİ

CHP Genel Başkanı'nın şu değerlendirmesi ise her bakımdan ilginç: “Bir önceki seçim ile bu seçim arasında şöyle bir fark var: Bir önceki seçimde HDP hiçbir talebi olmadan AK Parti’ye kaybettirmek için her şeyi yapıyordu.”

CHP ve 6’lı masa ortaklarının açık biçimde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendileriyle ittifak yapan HDP (YSP) konusundaki tutumları hala hafızalarda. Israrla bunun bir ittifak olmadığı yönünde beyanlarla hareket ettiler. Şimdi aynı ittifak süreci “kent uzlaşısı” başlığı altında devam ediyor. Üstelik sadece birkaç ilçe özelinde değil, özellikle İstanbul zemininde genişleyerek devam ediyor.

Nasıl mı? DEM Parti, İstanbul’un 17 ilçesinde aday gösterdi. Başka bir deyişle kalan 22 ilçede ise aday göstermeyecek. Bu tercihler, CHP ile müzakere sonucunda şekilleniyor.

Meseleyi daha net anlatabilmek için size şu değerlendirmeyi aktarmak istiyorum:

“DEM Parti’nin aday gösterdiği ilçelerden kimilerinde AK Parti’nin, kimilerinde ise CHP’nin kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak DEM Parti’nin asıl dikkat çekici hamlesi, Cumhur İttifakı’ndan CHP’ye geçme ihtimali olduğu değerlendirilen 12 ilçede oldu. DEM Parti, daha önceki seçimlerde Cumhur İttifakı ile muhalefet oy toplamları arasındaki farkın az olduğu Üsküdar, Beyoğlu, Eyüpsultan, Bahçelievler, Fatih, Zeytinburnu, Çekmeköy, Sancaktepe, Şile, Tuzla, Silivri, Çatalca ilçelerinde belediye başkan adayı göstermedi.” (serbestiyet.com’da Onur Erkan’ın analizi.)

Bu tabloya sadece belli bir alanda uzlaşı olarak bakmak mümkün değil. Seçimlerde İstanbul’un özgül ağırlığı tartışılmaz. Burada ortaya çıkacak sonuçların Türkiye siyasetini ne kadar etkileyeceği de. Dolayısıyla ittifakı sınırlı gösterme gayreti, 2023 seçimlerinde HDP’yle ilgili tanımların, daha doğrusu tanımsızlıkların bir benzeri sadece.

HATAY ÇIKMAZINDA KAZANAN KİM?

CHP kamuoyunda söz sahibi olan isimler dahil herkesin ortak kanaati, Hatay krizinin son derece kötü yönetildiği. Lütfü Savaş, hiç kuşkusuz kendi cephesindeki ilk zorlu etabı kazandı. Asıl sınavını elbette seçmen karşısında verecek. Genel başkan Özel’in adaylıktan geri çekilmesi yönündeki talebini reddettiği, bir başka adaya destek olması ricasını kabul etmediği yönündeki kulisler Savaş için yolun başında avantaj gibi görünüyor. Yerelde güçlü bir siyasetçinin, bizzat genel başkana ve parti yönetimine karşı verdiği mücadeleyi kazanması ender görülen bir durum.

Peki CHP içinde yaşanan bu tartışmaların dışına çıkıldığında, Hatay’daki seçmen bu karara nasıl bir tepki verecek. Şehirde ciddi bir oya sahip olan TİP’in, Lütfü Savaş’ın içinde olduğu bir dengenin parçası olmak istemediği de ortada. En azından şu ana kadar.

Acaba Özgür Özel’in Hatay konusunu anlatırken “Önümüzdeki günlerde Hatay’da kent uzlaşısı sağlayacak temasları da yaptık” demesi, özellikle TİP’in tavrında bir değişikliğe mi işaret ediyor?

İlginç bir tabloyu hatırlatıp tamamlayalım. Daha kısa bir süre önce Sözcü TV’de İpek Özbey’in “Sayın İmamoğlu da müteahhit, buna karşı mısınız?” sorusu üzerine TİP Genel Başkanı Erkan Baş “Bizden aday olmaz. Gelse kapımıza bizden aday olamaz. Niye olamaz? Müteahhitsin sen arkadaş, belediyeyle iş ilişkisi içerisindesin” cevabını vermişti. Fakat aynı TİP, İstanbul’da aday çıkarmadı.

Çok ilginç bir seçim süreci yaşıyoruz.

QOSHE - "Parti içindeki birkaç hazımsız" - Nasuhi Güngör
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Parti içindeki birkaç hazımsız"

29 0
22.02.2024

Siyasi partiler aday listelerini önceki gün teslim ettiler ve seçim yarışı artık farklı bir hareketlilik kazandı.

Seçim sürecindeki adaylık yarışında en büyük ve hararetli tartışmaların yaşandığı CHP’de, yeni genel başkan Özgür Özel hayli zor zamanlar geçirdi. Peş peşe gelen istifalar, ardından farklı siyasi partilerden ya da bağımsız olarak aday olan isimler. Bir de Özgür Özel’in adaylığını kabullenmek zorunda kaldığı Lütfü Savaş.

Özgür Özel, yakın geçmişte parti yönetiminde önemli makamlarda bulundu. TBMM’de sert çıkışlar yapan üslubuyla tanındı. Ancak artık CHP’nin genel başkanı ve yaşanan krizler karşısındaki tavrı ve üslubu, yeni krizler üretmeye hayli kapı aralıyor.

Önce Ankara’daki aday tanıtım toplantısında sürece itirazları olan partilileri şu ifadelerle tanımladı: “Son günlerde bazı televizyonlarda, gazetelerin manşetinde, ilk sayfasında 3, 5 ve 10 memnuniyetsiz arkadaşımızın partiden ayrıldığını ya da başka taraflardan aday olmak istediklerini ve eleştirel açıklamalarını görüyoruz.”

Özel’in “3, 5 ve 10” diye tanımladığı liste her geçen gün kabardı ve muhtemelen belediye meclis üyeleri listesiyle birlikte daha da gergin boyutlar kazanacak. Ancak Özel, yaklaşım ve üslubunu değiştirmiyor. Bu kez aday listelerinin YSK’ya tesliminin ertesi günü TBMM’de meslektaşlarımıza yaptığı açıklamalarda, “seçim sonrasında kurultay olabilir mi” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Biz parti içinde değişimi gerçekleştirdik, ama parti içinde geçen kurultayı hazmedememiş birkaç arkadaş ve onların etkisindeki bir grup medyanın yaratmaya çalıştığı algı ve iktidarın bunu sahiplenen, köpürten tavrı ortada. Parti içindeki birkaç hazımsız da........

© Habertürk


Get it on Google Play