‘Oscar’ ödülleriyle ilk tanışmam 1987’de ‘Platoon’ filmiyle oldu! Öncesinde de Oscarlı filmler izlemişliğim olmuş ama ben bilmiyormuşum... Platoon, “En İyi Film Oscar’ı almış gideyim” diye gittiğim ilk film demek istediğim. O yıldan sonra bugüne kadar Oscar kazanan 37 filmin hiçbirini kaçırmadım. “Ya Oscar da çok hede hödö” gibi ukalalık yapıp o altın sarısı heykelciğe burun kıvırdığım yıllar çok oldu ama şimdi geriye dönüp baktığımda o ‘hedeler hödöler’ çok saçma geliyor. Kimin Oscar alacağının, En İyi Film’in hangisi olacağının muhabbetini yapmayı, sabaha kadar oturup o ‘şaşalı’ töreni izlemeyi seviyorum.

En “Oscar’ı takip etmiyorum” diyen ‘sinefil’in bile bu yıl 96. kez sahiplerini bulacak ödülleri gözünü kırpmadan izlediğini biliyorum.

“Ödüllerin hiçbir anlamı yok. Hepsi aptalca! Hemen hemen her emlak ofisinin masasında özenle çerçevelenmiş bir ödül duruyor. Hemen her otelin bir konuda altın bilmem ne sertifikası var. Otomobil satanların platin kupaları en nadide köşede. Otel berbat, emlakçı aptal, otomobil satıcısının en iyi olduğu konu cebinizdeki parayı almak. Bizim bu ödülleri almak için böyle şaşalı geceler düzenlemeye ihtiyaç duymamız beni aşıyor. Bu gecelerde bu insanlar ne kadar para kazandıkları konusunda birbirlerinin sırtını sıvazlayıp, dünyanın yarısının canını sıkıyor. Bu salondaki birbirini onurlandırma hissi benim hayatta olmak istediğim şeyin tam zıttı. Burada olmak istemiyorum. Arkalarda bir yerde oturup tüm bu gecenin ne kadar saçma olduğu hakkında komik bir şeyler söylemek istiyorum.” Jerry Seinfeld’e bakmayın siz ‘orada olmak istemediği o gece’ o sahneye çıkıp ödülünü almış işte! Soru, ‘istemem yan cebime koy’ misali biz bu Oscar ödüllerini hem ‘aşağılayıp’ hem neden izlemeden duramıyoruz acaba?

OSCARLARI İZLİYORUZ ÇÜNKÜ SOSYAL HAYVANLARIZ

‘A Path to Sustainable Life Satisfaction’ kitabının yazarı Dr. Jennifer Guttma, “Şöhrete, paraya ulaşmış insanlar bile başkalarının onlar hakkındaki düşüncelerinden etkileniyor. Oscar gibi ödül törenleri heyecan verici ve eğlenceli çünkü insanların dış destekle başarılı olduklarına olan inancımızı pekiştiriyorlar” diyor.

Filmler arasında seçtiğimiz favorilerimiz konusunda içten içe futbol fanatiklerinin tutukları takım için hissettiklerine benzer hisler içine girdiğimiz söylüyor: “Başkalarının da bizim gibi düşündüğüne inanmak güven verici çünkü bu bize seçimlerimiz ve davranışlarımız konusunda 'haklı' olduğumuz hissini veriyor.”

Psikoloji profesörü Stuart Fischoff, Oscar gecelerinden (başka ödül gecelerinden de) gözlerimizi alamamamızın nedenlerinden birinin kısmen sosyal hayvanlar olmamız olduğunu belirtiyor: “Dikkatimizi, ister kraliyet ailesi, ister kahramanlar, ister ünlüler olsun, sürüdeki ‘alfa’ erkek ve kadınlara odaklama olasılığımız daha yüksektir. Bunlar dikkat ettiğimiz insanlar çünkü öyle ya da böyle hayatlarımızı etkiliyorlar. Nasıl giyiniyorlar, nasıl konuşuyorlar, nelerden hoşlanıyorlar, hangi rolleri oynuyorlar; son derece etkililer... Bu insanlar gerçekten de kimin önemli, kimin daha az önemli olduğuna dair kültürel katmanlarımızın bir parçası bu yüzden de onları her yerde takip ediyoruz. Çoğumuz hayatımız boyunca Oscar kazanamayacak olsak da, dolaylı olarak kazanmanın zevkini yaşayabiliyoruz. Bir filmi destekliyorsak veya bir aktörü destekliyorsak ve o kazanırsa biz de kazanıyoruz. Ve insanlar kendi zevklerinin veya kahramanlarının onaylanmasını çok seviyor."

ÜNLÜLER DÜNYASINA AÇILAN KOCAMAN BİR PENCERE

Çok küçük yaşlardan itibaren birçok ünlüyü rol model olarak görmeye başlayanların kendilerinden çok uzak da olsalar hayatlarının ilerleyen yıllarında onları çok iyi tanıdıklarını hissettiklerini söylüyor uzmanlar. İnsanlar ödül gecelerinde bu ‘tanıdık’ insanları filtrelenmemiş (en azından öyle gösteriyorlar) benlikleriyle izlediklerinde, onların daha ‘savunmasız’ ve ‘gerçek’ olduklarını hissettiklerinde kendilerine daha yakın hissediyorlarmış.

Kırmızı halıda sorulara içtenlikle yanıt verdiklerine ve heykelciklerini (görünüşe göre) kendi elleriyle hazırladıkları konuşmalarla kabul ettiklerini düşünmek hoşumuza gidiyormuş: “Bu geceler bize ünlülerin dünyasına bir pencere açıldığı hissini veriyor.”

Son yıllarda her ne kadar TV’deki izleyici sayısı azalsa da Oscar gecelerinin 96 yıl sonra bile hala bu kadar ilgi çekmesinin ardında yatan bir diğer nedeni ise şöyle açıklıyor uzmanlar: “Birçoğumuz yargılayıcı yaratıklarız. Bir ödül töreni bize bütün gece boyunca eleştiri yapabileceğimiz birinci sınıf bir araç sağlıyor; kazananların seçimleri, kıyafetleri, saç stilleri, konuşmalar, yapılan şakalar. Üç saat boyunca arkadaşlarımızla paylaşacağımız bir dedikodu festivali gibi…”

OSCAR KAZANANLAR KAZANMAYANLARDAN 4 YIL UZUN YAŞIYOR

Oyuncu Seth Rogen da sinema sektörünün Oscar'ların izleyici sayısının azalması konusunda neden endişe duyduğunu anlamadığını söylüyor: “Başkaları kendimize hangi ödülleri verdiğimizi neden bu kadar umursadığını anlamıyorum. Otomobil ödüllerini kimin kazandığı benim umurumda değil. Başka hiçbir sektör, herkesin kendilerine yağdırdıkları ödüllerle ilgilenmesini beklemiyor!”

Seinfeld, Rogen ve daha bir dolu ünlü böyle ‘umursamaz’ görünse de Oscarlar onların ömürlerine ömür katıyormuş. Şöyle ki, Oscar kazanan sanatçılar kazanamayanlardan 4 yıl daha uzun yaşıyorlarmış!

Ayrıca sadece ömürlerini uzatmıyor banka hesaplarını da şişiriyor. Duke Üniversitesi'nden sinir bilimci Scott Huettel, "Bir film için Akademi Ödülü kazananı ile Akademi Ödülü adayı olan arasında bile bütçe açısından fark oluyor. Ödül kazananlar bir sonraki filmleri üzerinde daha çok söz sahibi olabiliyorlar. Nobel Ödülü kazanan bir bilim insanı elbette dünyadaki herhangi bir üniversite tarafından hemen işe alınacaktır. Oscar için de bu böyle" diyor.

Sanırım Oscar gecelerine olan tutkumuzu en güzel Prof. Stuart Fischoff’un şu sözleri açıklıyor: “Onlar seksi, güzel insanlar. Biz de seksi, güzel insanları izlemeyi seviyoruz. Bu bir nevi meşru röntgencilik gibi...”

Öyle ya da böyle 10 binden fazla Akademi üyesinin kişisel tercihlerinin sonucunu tüm dünyada milyonlarca insan konuşacak yine. 10 Mart gecesi benim de gözüm Oscar ödüllerinin üzerinde olacak. En başta söylediğim gibi Oscar muhabbeti yapmayı seviyorum.

QOSHE - Oscarları izlemeyi neden seviyoruz? - Kadir Kaymakçı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Oscarları izlemeyi neden seviyoruz?

19 0
29.01.2024

‘Oscar’ ödülleriyle ilk tanışmam 1987’de ‘Platoon’ filmiyle oldu! Öncesinde de Oscarlı filmler izlemişliğim olmuş ama ben bilmiyormuşum... Platoon, “En İyi Film Oscar’ı almış gideyim” diye gittiğim ilk film demek istediğim. O yıldan sonra bugüne kadar Oscar kazanan 37 filmin hiçbirini kaçırmadım. “Ya Oscar da çok hede hödö” gibi ukalalık yapıp o altın sarısı heykelciğe burun kıvırdığım yıllar çok oldu ama şimdi geriye dönüp baktığımda o ‘hedeler hödöler’ çok saçma geliyor. Kimin Oscar alacağının, En İyi Film’in hangisi olacağının muhabbetini yapmayı, sabaha kadar oturup o ‘şaşalı’ töreni izlemeyi seviyorum.

En “Oscar’ı takip etmiyorum” diyen ‘sinefil’in bile bu yıl 96. kez sahiplerini bulacak ödülleri gözünü kırpmadan izlediğini biliyorum.

“Ödüllerin hiçbir anlamı yok. Hepsi aptalca! Hemen hemen her emlak ofisinin masasında özenle çerçevelenmiş bir ödül duruyor. Hemen her otelin bir konuda altın bilmem ne sertifikası var. Otomobil satanların platin kupaları en nadide köşede. Otel berbat, emlakçı aptal, otomobil satıcısının en iyi olduğu konu cebinizdeki parayı almak. Bizim bu ödülleri almak için böyle şaşalı geceler düzenlemeye ihtiyaç duymamız beni aşıyor. Bu gecelerde bu insanlar ne kadar para kazandıkları konusunda birbirlerinin sırtını sıvazlayıp, dünyanın yarısının canını sıkıyor. Bu salondaki birbirini onurlandırma hissi benim hayatta olmak istediğim şeyin tam zıttı. Burada olmak istemiyorum. Arkalarda bir yerde oturup tüm bu gecenin ne kadar saçma olduğu hakkında komik bir şeyler söylemek istiyorum.” Jerry Seinfeld’e bakmayın siz ‘orada olmak istemediği o gece’ o sahneye çıkıp ödülünü almış işte! Soru, ‘istemem yan cebime koy’ misali biz bu Oscar ödüllerini hem ‘aşağılayıp’ hem neden izlemeden duramıyoruz acaba?

OSCARLARI İZLİYORUZ ÇÜNKÜ SOSYAL HAYVANLARIZ

‘A Path to Sustainable Life Satisfaction’ kitabının yazarı Dr. Jennifer Guttma, “Şöhrete, paraya ulaşmış insanlar bile başkalarının onlar hakkındaki düşüncelerinden etkileniyor. Oscar gibi ödül törenleri heyecan verici........

© Habertürk


Get it on Google Play