Bradley Cooper’ın Amerikalı besteci, orkestra şefi Leonard Bernstein ile eşi Felicia Montealegre’nin ilişkisini anlatan yeni filmi ‘Maestro’ bittiğinde kafamın içinde ‘dertleri derya olmuş’ ve şakaklarına kar yağmış İbrahim Tatlıses, ‘Yıkılmışım Ben’ şarkısını söylüyordu.

‘Çaresiz kalmış, gözlerim şaşkın’ bir şekilde Cooper’ı plastik makyajla 70’lerindeki Bernstein’a dönüşmüş izlerken 40 yıl önceye gittim. Şakaklarının beyaz pudrayla ağartılması suretiyle ‘yaşlandırılmış’ Tatlıses, ‘bir ağaç misali kurumuşum ben’ diye şarkı söyleyerek sahilde yürüyordu.

Yaşlandırma makyajı deyince gözümde ilk beliren imaj bu maalesef…

Yaklaşık 10 yıl önce Yeşilçam’ın 100. yılı nedeniyle sinemamızda makyaj konulu bir sergi açılmıştı. Orada neredeyse 1980’lere kadar yapımcıların filmin bütçesini hesaplarken makyajı dahil etmedikleri, oyuncuların kendi makyajlarını kendileri yaptığı, kostümlerini bile çoğu zaman evden getirdikleri anlatılıyordu. Böyle bakınca ne ‘şakakları pudralı ihtiyar Tatlıses’e ne de bugün sinemamızda ‘plastik makyaj’ konusunda gelinen noktaya haksızlık etmeyeyim… Ama geçenlerde TV’de bir dizide ünlü kadın oyuncunun ‘yaşlandırılmış’ haline bakarken yüzüme alaycı bir gülümsemenin gelip oturduğunu da söylemeden edemeyeceğim.

‘Deep fake’ uygulamasıyla 80’li yaşlarını süren Robert de Niro, Harrison Ford gibi usta isimlerin gençliklerine döndürüldüğü günümüz sinemasında ‘genç’ Bradley Cooper’ı yaşlandıran ‘plastik makyajı’nın etkileyiciliği gerçekten inanılmaz…

Doğrusu çok da sevmediğim, her sahnesinde Oscar heykelciğine göz kırpan, afili, janjanlı ama 'kalpsiz', Maestro filminde, Carey Mulligan’ın oyunculuğu dışında, eğer bir ‘usta’ varsa o da Japon makyaj sanatçısı Kazu Hiro!

BURUN YÜZÜNDEN IRKÇLIKLA SUÇLANDI

Maestro’da ilk görseller medyada yayınlandığında herkes Bradley Cooper’ın ‘burnu’nu konuşmuştu. Leonard Bernstein’e dönüşmek için protez bir burun takan Cooper’ın, bu tercihiyle Yahudiler’le ilgili........

© Habertürk