Bir Borges öyküsünde mi vardı yoksa İmkansızlıklar Dedektifi Martin Mystere Borges’le buluştuğu bir macerasında mı şimdi hatırlamıyorum. Borges kafasının içini dev bir kütüphane olarak düşlüyordu. Bir sohbette ya da okuduğu bir metinde karşılaştığı bir olayı, bir kelimeyi kafasının içindeki kütüphaneci bulunduğu raftan alıp onun aklına getiriyordu. Borges’in kütüphanecisi nasıl çalışıyordu bilmiyorum ama benim kafamın içindeki kütüphaneci olur olmaz anlarda olur olmaz hatıralarla beliriveriyor zihnimin orta yerinde!

Beklenmedik anlarda sorulan bir soru sonrası 40 yıl düşünsem aklıma gelmez diyeceğim bir ‘an’ “Bak bu da vardı!” diyerek beynimin duvarlarını dövmeye başlıyor.

Önceki gün de böyle oldu. Yazı işlerindeki arkadaşlarla sohbet ederken Helin, “En iyi dizi finali hangisiydi sizce?” diye soru verdi... Her kafadan bir sesin çıktığı dizi adlarının havada uçuştuğu sırada kafamın içindeki kütüphaneci artık nereden bulduysa bir projeksiyon makinasını zihnimin duvarlarına yansıttı... Arkadaşlarım yok o dizi yok bu dizi diye konuşurken benim kafamın içinde ‘Aliye’ iki çocuğuyla engin denizlere yelken açarken Kıraç da Ahmet Kaya’nın ‘Bir Veda Havası’ şarkısını söylüyordu: “Vakit tamam seni terk ediyorum / bu incecik bir veda havasıdır...”

2004-2006 yılları arasında yayınlanan ‘Aliye’ dizisinin sıkı bir izleyicisi değildim doğrusu ama finalinin çok konuşulduğunu hatırlıyorum. Aliye eski eşi Sinan’ı mı seçecek yoksa doktor Deniz'i mi sorusu 76. bölümde cevap bulmuştu. Aliye iki erkeği de geride bırakıp çocuklarıyla bir teknenin dümeninde denize açılmıştı. O günlerde bu finali beğenenler de oldu beğenmeyenler de ama “En iyi dizi finali hangisiydi sizce?” sorusu karşısında benim kafamın içindeki sersem kütüphaneci nereden ‘o an’ bulup getirdi bilmiyorum. Bildiğim tek şey iki gündür izlediğim diziler arasında en iyi finale sahip olan hangisiydi onu düşündüğüm ama işte benim ‘kütüphaneci’ ona ihtiyacım olan anlarda her zaman olduğu gibi beynimin kıvrımları arasında bir yerlerde uykuya dalmış durumda... Ve ben kafamın içinde başıboş oradan oraya koşturan onlarca final sahnesiyle geziyorum ortalıkta...

FLEABAG'İNKİ GİBİ HARİKA FİNALLER YILLARCA SİZİNLE KALIYOR

Sevilen ve de yıllarca takip edilen dizilerin final bölümlerinin sevenlerinde hayal kırıklığı yaratması çok da şaşılacak bir şey değil... Karakterlerle bağ kurup onlar için kendi kafalarımızın içinde yarattığımız öyküye uymayan bir final için öfkelenmek en doğal hakkımız! Ancak ‘beklenen’ sonla ilgili oluşturduğumuz beklentilerimizi karşılamanın dizinin yaratıcıları için ne kadar zor olduğunu da anlamak gerekiyor sonuçta ‘pizza değiller ki herkesi mutlu etsinler!’

Kendi adıma yakın zamanda sona eren Succession dizisinin finalinin beni memnun ettiğini söyleyebilirim. Ne yapsa da bir türlü babasının gözüne giremeyen garibim Kendall finalde parkta bir bankta batın güneşe karşı acı dolu bakışlarını nasıl unutabilirim ki! Herkesin birbirini sırtından bıçaklaya bıçaklaya geldiği finalde zavallı Kendall ‘yine kaybetti’ ama kim kazandı ki?

Arkadaşlardan biri ‘Breaking Bad’ dedi mesela... İyi bir final miydi sanırım evet! Walter White’ı öyle görmek ister miydim? Başka ne olmasına bekliyordum ki!

Peki ya Fleabag’e ne demeli! Kafamın içindeki şapşal kütüphaneci Aliye’yi değil koşa koşa Fleabag’in insanın ciğerini dağlayan o son sahnesi getirmeliydi aslında. Ama dedim ya işte tuhaf bir espri anlayışı olan tam bir şapşal!

Kendisini değil Tanrı’yı seçen rahibe “Allah kahretsin… Biliyor musun en fenası ne… Seni seviyorum, seni seviyorum” diyen Fleabag’imizin kalbimizin orta yerine bir öküz oturttuğu o bakış nasıl unutulabilir ki! Bakmayın rahibin “Geçecek…” demesine tam da Fleabag’inki gibi harika finaller bir yere gitmiyor yıllarca sizinle oluyor.

Tıpkı 10 yıl boyunca aynı kafeye giden Ross, Monica, Joey, Phoebe, Chandler ve Rachel’ın artık bizim de evimiz olan evlerinden çıkarken “Kahve içmeye ne dersiniz?” sorusuna Chandler’ın “Tabi, nerede?” diye verdiği cevap gibi…

9 yıl boyunca karşılarına çıkan birçok karakterin aleyhlerine tanıklık için mahkeme salonunu doluştuğu Jerry, Geogre, Kramer ve Elaine’in sonlarının cezaevi olması ve bu muhteşem dörtlünün, finalde, demirparmaklıklar ardında gömlek düğmelerinden bahsetmesi ‘hiçbir şey hakkındaki’ ‘Seinfeld’ için daha iyisini düşünemiyorum.

Lost’un birçok soruyu havada bırakan finali konusunu açıp o küllenmiş tartışmayı yeniden alevlendirmek istemiyorum...

Gelmiş geçmiş en güzel televizyon dizileri listemin ilk 3'üne rahatlıkla girecek Northern Exposure'un finali için söyleyecek fazla sözüm yok... 110 bölüm boyunca hissettirdiği o kalp ısıtan duyguyu içimize işleyerek Iris DeMent'in "Hadi kasabamıza elveda diyelim" diyen sesiyle bitti gitti. Ne eksik ne fazla.

AŞK-I MEMNU'NUN "BENİ BENİ BİHTERİ'Nİ" UNUTULUR MU HİÇ!

Maalesef günler süren tanıtım kampanyalarının ardından ne ara yayından kaldırıldıklarını fark etmediğimiz diziler cenneti ülkemizde finalleriyle akıllarda kalan dizilerin sayıları da iki elin parmakları kadar… Tam bu cümleyi yazdığım sırada ‘kütüphanecim’ elinde Aliye ile geldi yeniden zihnimin orta yerine! (Şapşal!)

Herhalde yerli diziler arasında unutulmaz finaller listesi yapılsa ilk sıraya Aşk-ı Memnu koymak gerek. “Beni beni Bihteri’ni” kim unutabilir ki!

İkinci Bahar’ında baba olacağını öğrenen Ali Haydar Usta’nın Samatya meydanında sevinçten havalara uçtuğu finali hatırlayanlar olacaktır eminim…

Peki Binbir Gece'nin 'canlı' yayınlanan finaline ne demeli! Eminim birçok kişi hatırlamıyordur bile ama Onur'la Şehrazat'ın finaldeki düğünü 'canlı' yayınlanmıştı... 'En iyi finaller' arasında mıydı? Sanmıyorum, kötüler arasına bile girebilir ama o günlerde ne çok konuşulmuştu...

"Tadımız kaçmasın" diye Yaprak Dökümü finalinde Ali Rıza Bey'in ailesinin trenin gitmediği Trabzon'a tren bileti almasıyla eğlenmeyecek miyiz? 174 hafta insanları ekran başına çivileyen bir dizinin böyle bir saçmalıkla final yapması unutulur mu!

“En iyi dizi finali hangisiydi?” sorusunun bir cevabı olamaz gibi… Çünkü sonuçta hepimiz kendi yaşadığımız ‘sezon’ dizilerini biliyoruz. Hayal meyal hatırladığım 70’leri ikinci yarısında herhangi bir dizinin finaliyle ilgili hiçbir fikrim yok mesela! The Sopranos’ta iyi final yapan bir dizi belki de 60’larda çekilmiştir. Küçük Ev’in finalinin Buffy daha kötü olduğunu kim karşılaştıracak şimdi!

Bir diğer neden de tıpkı ‘Leyla ile Mecnun’da yaşanan her şeyin evde yatalak olan Mecnun’un aklında geçenler olduğu gibi dizileri de bir süre sonra beklentilerimize, aklımızdan geçenlere göre everiyoruz kafamızın içinde… Sonra bunları ekranda göremeyince kimimiz aldatılmış gibi hissediyoruz: “Kaç bölümdür izliyorum böyle mi bitti şimdi!”

Ama bilmem kaç sezonda, onlarca bölümde bir puzzel’ın parçaları gibi ortalığa dağılmış onlarca konuyu, karakteri toparlayıp herkesi tatmin edecek bir tablo ortaya koymak gerçekten kolay iş değil…

İşte tam da bu yüzden yapılan onca ‘En iyi dizi finali’ ile ‘En kötü dizi finali’ listelerinde aynı dizilere rast geliyoruz.

The End.

QOSHE - En iyi dizi finali hangisiydi - Kadir Kaymakçı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

En iyi dizi finali hangisiydi

20 11
13.03.2024

Bir Borges öyküsünde mi vardı yoksa İmkansızlıklar Dedektifi Martin Mystere Borges’le buluştuğu bir macerasında mı şimdi hatırlamıyorum. Borges kafasının içini dev bir kütüphane olarak düşlüyordu. Bir sohbette ya da okuduğu bir metinde karşılaştığı bir olayı, bir kelimeyi kafasının içindeki kütüphaneci bulunduğu raftan alıp onun aklına getiriyordu. Borges’in kütüphanecisi nasıl çalışıyordu bilmiyorum ama benim kafamın içindeki kütüphaneci olur olmaz anlarda olur olmaz hatıralarla beliriveriyor zihnimin orta yerinde!

Beklenmedik anlarda sorulan bir soru sonrası 40 yıl düşünsem aklıma gelmez diyeceğim bir ‘an’ “Bak bu da vardı!” diyerek beynimin duvarlarını dövmeye başlıyor.

Önceki gün de böyle oldu. Yazı işlerindeki arkadaşlarla sohbet ederken Helin, “En iyi dizi finali hangisiydi sizce?” diye soru verdi... Her kafadan bir sesin çıktığı dizi adlarının havada uçuştuğu sırada kafamın içindeki kütüphaneci artık nereden bulduysa bir projeksiyon makinasını zihnimin duvarlarına yansıttı... Arkadaşlarım yok o dizi yok bu dizi diye konuşurken benim kafamın içinde ‘Aliye’ iki çocuğuyla engin denizlere yelken açarken Kıraç da Ahmet Kaya’nın ‘Bir Veda Havası’ şarkısını söylüyordu: “Vakit tamam seni terk ediyorum / bu incecik bir veda havasıdır...”

2004-2006 yılları arasında yayınlanan ‘Aliye’ dizisinin sıkı bir izleyicisi değildim doğrusu ama finalinin çok konuşulduğunu hatırlıyorum. Aliye eski eşi Sinan’ı mı seçecek yoksa doktor Deniz'i mi sorusu 76. bölümde cevap bulmuştu. Aliye iki erkeği de geride bırakıp çocuklarıyla bir teknenin dümeninde denize açılmıştı. O günlerde bu finali beğenenler de oldu beğenmeyenler de ama “En iyi dizi finali hangisiydi sizce?” sorusu karşısında benim kafamın içindeki sersem kütüphaneci nereden ‘o an’ bulup getirdi bilmiyorum. Bildiğim tek şey iki gündür izlediğim diziler arasında en iyi finale sahip olan hangisiydi onu düşündüğüm ama işte benim ‘kütüphaneci’ ona ihtiyacım olan anlarda her zaman olduğu gibi beynimin kıvrımları arasında bir yerlerde uykuya dalmış durumda... Ve ben kafamın içinde başıboş oradan oraya koşturan onlarca final sahnesiyle geziyorum ortalıkta...

FLEABAG'İNKİ GİBİ HARİKA FİNALLER YILLARCA SİZİNLE KALIYOR

Sevilen ve de yıllarca takip edilen dizilerin final bölümlerinin sevenlerinde hayal kırıklığı yaratması çok da şaşılacak bir şey değil... Karakterlerle bağ........

© Habertürk


Get it on Google Play