AĞLAK MİLLETLER EZİK KÜLTÜRLER İMPARATORLUK KURAMAZLAR
(Bu sebepten dolayı bizim nesil ve bizim yetiştirdiğimiz neslin işi zor. Çünkü bizlerin dedeleri I. Dünya savaşının mağlubiyetini yaşamış insanlar, babalarımız da onların hikayeleri ile büyümüş nesillerdir. -Kurtuluş Savaşı biraz moral verse de - bizim neslin çoğunluğu da çocuklarını “ah biz neler çektik. Ah ne kötü günler yaşadık…” psikolojisi ile büyüttü. Ve bugünün çocuklarının çoğu; (z kuşağı) bir taraftan ebeveynlerinin ah vahları, öbür yandan iletişimin (sosyal medyanın) etkisi ile batıyı ve onun kültürünü iyi ve güçlü, kendine ait değerleri ise küçük gördüklerinden, çekingen, ürkek bir iklimde yetişiyorlar… )
Düşünen, tefekkür eden her insan, tarihte yaşamış İmparatorlukların hem milletlerini hem de İmparatorlarını merak eder. O devletin kurulduğu coğrafyayı, bunu başaran milletlerin ve imparatorların ruh hallerini, sosyal yapılarını, psikolojik özelliklerini merak eder. Bu imparatorlar nasıl bir coğrafyada, nasıl bir sosyal ortamda, nasıl bir inançla yetiştiler; nasıl bir eğitim sisteminden geçtiler ki bu güce eriştiler ve dünyaya hükmedecek kişi haline geldiler? Bu sualin muhteviyatına Roma, Pers, Büyük İskender, Mısır, Cengiz, Emevî, Abbasi, Selçuklu, Gazneli, Osmanlı, Birleşik Krallık, gibi devletler ile; Augustos , Trajan Darius, Büyük İskender, Ramses, Cengiz Han, Harun Reşid, Gazneli Mahmut., Alpaslan, Fatih, Yavuz, Kanuni, Çörçil… Gibi devlet adamları girer.
“BOĞULAN ENİKTEN DAVAR KÖPEĞİ OLMAZ”
Bizlerin ataları yörük insanlardı. Bundan dolayıdır ki Orta Asya bozkırlarından Avrupa’ya kadar millet halinde gidebilmiş, bu büyük coğrafyada onlarca devlet kurmuş cesur, çalışkan, adil insanlardır. Onlar kendi devirlerine göre güçlü bir medeniyete sahiptiler. Kağanların, sultanların, padişahların çocukları daha doğar doğmaz ülkeyi/ devleti yönetecek bir namzet olarak görülür ve ona göre bir........
© Habername
visit website