Uzun uzun kronolojiyi anlatmaya gerek yok.

İki büyük takımımız Fenerbahçe ve Galatasaray…

Süper Kupa finali için Suudi Arabistan’a gitti.

Sonrası skandala dönüştü.

Olayın tartışma kısmı toplumu yeterince gerdi. Şimdi yapılması gereken şey; bu skandala neden olanların hesap vermesi.

Kamuoyunun aklında yanıtlanması gereken sorular var.

En başta yanıt bekleyen soruyu soralım: Ortalık toz duman olmuşken olayın aktörleri TFF ve kulüpler neden hiçbir açıklama yapmadı?

Skandaldan 5 gün sonra birkaç satırlık açıklama yayınlayan TFF kendisini mağdur ilan etmekle kalmadı. Bir skandala daha imza attı.

Metinde şöyle bir ifade var:

“Cumhurbaşkanımızın bu sürece herhangi bir şekilde dahil olduğuna ilişkin bütün iddialar asılsızdır.”

Yahu konu bu mu? Size bunu soran mı oldu? Cevaplanması gereken onca rezalet varken bu cümleyi oraya yerleştirmenin nedeni nedir?

Krizin baş aktörleri olan iki takımın başkanları da şimdilik sus pus!

Ayaküstü uzatılan mikrofonlara birer cümlelik açıklama yaparak bu işten sıyrılmaya çalışmak yarın işgüzarlık olarak adlandırılır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili açıklaması gerçekten dikkat çekici.

Erdoğan: “Burada Türkiye'ye ve Türkiye'nin çıkarlarına yönelik sinsi bir operasyon ve açık bir sabotaj girişimi vardır.'' ifadelerini kullandı.

O zaman bu suni krizin altında yatan başka nedenler bulunmakta.

O zaman “Atatürk” yine birilerinin amacı değil aracı olmuş durumda.

Aslında tam olarak yapılması gereken de bu. Olaya tersten bakmak!

Bu son krizde bir “Atatürk istismarı” yapılmış durumda. Konu bir de bu yönüyle incelenmeli.

Tabi aylar önce bir resepsiyonda gazetecilerin, Süper Kupa finalinin Riyad’da oynanması konusu ile ilgili sordukları bir soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kulüplerin haberi var mıymış?” diye sorması ve ardından haberlerinin olduğunu öğrenince de kendisi açısından sorun olmadığını söylemesi de o günlerden bir şüphe bulunduğunun göstergesi.

Şimdi de bir basamak yukarı çıkalım. Meseleye daha geniş bir perdeden bakalım.

Seçim atmosferine giriyoruz.

Son bir ay içinde ne gariptir ki

+Şehit haberleri geliyor. Terör örgütü nedense hareketlendi.

+PKK ve DEAŞ gibi örgütler eş zamanlı sansasyonel eylemler planlıyor. Yakalanan militanların sayısında artış var.
+Toplum diziler/filmler üzerinden bir ayrışma içinde. Birileri tartışmayı körüklüyor

+Milli ve dini değerlerimize hakaret edilerek nefret körükleniyor.

+Borsa ve piyasalar üzerinden operasyonlar çekiliyor.

+Maça giderken birden “Atatürk” tartışması yaşanıyor.

+Bazı siyasiler her olay sonrasında sokakları işaret ediyor.

+FETÖ'cüler tetikte bekliyor.

+Gazze konusunda Türkiye’yi etkisizleştirmek isteyenler türlü yollara başvuruyor.

Hepsi tesadüf olmasa gerek!

QOSHE - Riyad’taki Maç Skandalının Öğrettikleri - Mustafa Yıldız
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Riyad’taki Maç Skandalının Öğrettikleri

14 0
03.01.2024

Uzun uzun kronolojiyi anlatmaya gerek yok.

İki büyük takımımız Fenerbahçe ve Galatasaray…

Süper Kupa finali için Suudi Arabistan’a gitti.

Sonrası skandala dönüştü.

Olayın tartışma kısmı toplumu yeterince gerdi. Şimdi yapılması gereken şey; bu skandala neden olanların hesap vermesi.

Kamuoyunun aklında yanıtlanması gereken sorular var.

En başta yanıt bekleyen soruyu soralım: Ortalık toz duman olmuşken olayın aktörleri TFF ve kulüpler neden hiçbir açıklama yapmadı?

Skandaldan 5 gün sonra birkaç satırlık açıklama yayınlayan TFF kendisini mağdur ilan etmekle kalmadı. Bir skandala daha imza attı.

Metinde şöyle bir ifade var:

“Cumhurbaşkanımızın bu sürece herhangi bir şekilde dahil olduğuna ilişkin bütün iddialar asılsızdır.”

Yahu konu bu mu? Size bunu soran mı oldu? Cevaplanması gereken onca rezalet varken bu cümleyi oraya yerleştirmenin nedeni nedir?

Krizin baş aktörleri olan iki takımın başkanları da şimdilik sus........

© Haber7


Get it on Google Play