menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mafya değil, aile işletmesi

62 1
19.11.2025

Son yazımızda yeme-içme ve turizm sektöründeki mafyalaşmaya parmak basmıştık. Meğer parmağı bastığımız yerde patlamaya hazır bir cerahat varmış!

Abartmadan söylüyorum, onlarca değil yüzlerce mesaj aldım. Kafeler, lokantalar, eğlence yerleri, oteller, plajlar… Türlü çeşitli mafyavari adamların kontrolünde. Seyyar satıcı tezgahlarında bile mafya var.

Özellikle sektör çalışanlarından gelen mesajların her biri ayrı bir araştırma konusu olur. Her fırsatta zenginliği ile övündüğümüz mutfağımız, dillere destan misafirperverliğimiz yarı-kriminal şebekelerin yağması altında.

Çıkar birlikteliği ile kurulan bu organizasyonlar, daha ziyade hemşeri bağları üzerinde yükseliyor. Aynı memleketten veya aynı aileden/aşiretten gelen tipler belirli bölgeler veya belirli sektörleri parselliyor. Oraya bir “yabancının” girmesinin imkanı ihtimali yok.

Çünkü bu şebekeler hem tedarik zincirinde hem de perakende satış noktalarında tek hakim konumunda. Başka biri girmeye kalktığında ticari olarak aşılmaz engeller ile karşılaşıyor. Diyelim ki bu engelleri aştı; bu sefer tehdit, haraç, kaba kuvvet devreye giriyor!

Tüm bunlardan öte, mafyanın elinde hepsinden daha kuvvetli bir silah var: siyaset.

İzmir’den yazan bir okuyucum “Ege’deki belediye meclislerinde beldenin yerlisi olan üyelerin oranı nedir hiç baktınız mı?” diye soruyor.

Siyasete........

© Haber7