Kalitesizliğin başkenti
İstanbul, hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin yaşam kalitesi en düşük şehirlerinden biri. İstanbulluların kendi hallerine bakmadan Anadolu’daki bazı şehirleri, ilçeleri aşağılamaya kalkmaları gerçekten tuhaf.
Dikkat ederseniz “yaşam kalitesi” diyorum. Tarihi birikim, doğal güzellik, ekonomik büyüklük vb. demiyorum. İstanbul tabii ki tarihsel derinliği olan bir şehir, son derece güzel bir coğrafyada yer alıyor, ekonomisi çok büyük, Türkiye’nin en şöhretli insanları yaşamak için İstanbul’u seçiyor… Ancak tüm bunların “yaşam kalitesi” ile pek bir ilgisi yok.
Yaşam kalitesi başka bir şey…
Dünyada şehirlerin yaşam kalitesini ölçen farklı araştırmalar, endeksler var. OECD, Monocle, The Economist, Mercer, Movingto, Numbeo, IQL, IMD, EGCA vs… Pek çok kuruluş dünya şehirlerinin yaşanabilirliğini veya yaşam kalitesini ölçüp yayınlıyor. Hepsinin kendine özgü bir bakış açısı olsa da belli başlı kriterlerde ortaklaşıyorlar.
Bunlar, kimsenin itiraz etmeyeceği türden ölçütler. Benim de -daha bu endeksler bu kadar yaygın olmadığı zamanlardan beri- yazılarımda en çok vurgu yaptığım konular. Birazdan sıraladığımda siz de bana hak vereceksiniz.
Bir şehrin yaşam kalitesi insanla şehir arasındaki ilişkide gizlidir. Çünkü şehirler insanlar tarafından, insanlar için kurulurlar. Denilebilir ki bir şehir ne kadar insan merkezli ise o kadar kalitelidir, ne kadar insandan uzaksa o kadar kalitesizdir.
Dolayısı ile yaşam kalitesi denilince en önce şehirde yaşayan insanın ihtiyaçları akla gelmelidir. En temel olanlardan başlayıp, toplumsal yaşamla ilgili olanlara ve mümkün olursa eğer, biraz da lüks olanlara doğru, her insanın ihtiyaç duyacağı türden şeyler…
Mesela temiz hava.
İstanbul, coğrafyası sebebi ile bu bakımdan şanslıdır. Sürekli bir hava akımı ve civarında bir miktar ormana sahip. Ancak son dönemde artan trafik ve inşaatlar, hava kalitesini ciddi biçimde düşürdü. Kentsel dönüşüm projelerinde ne yıkım ne de yapım sırasında kurallara uyuluyor. İnşaat molozu, toz toprak apartmanların üst katlarına kadar çıkıyor. Bunu en iyi balkonları, camları temizlerken elinize gelen pislikten görüyorsunuz. Trafiğin oluşturduğu hava kirliliği de başka bir sorun. Hem daha çok araç hem daha çok trafik sıkışıklığı hem de daha az egzoz denetimi var. Yoğun saatlerde bir caddede yürüyün bakalım aldığınız nefeste ne hissedeceksiniz?
Gelelim temiz suya….
İstanbul’da en çok para kazandıran işlerden biri içme suyu ticareti. Çünkü musluklarımızdan akan su kalitesiz ve her geçen gün kalitesi biraz daha düşüyor. Bursa ve İzmir’in durumu bizden daha........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel