Barış mı, adalet mi?
Dünyada Nobel Barış ödülü alamadığı için üzülen tek insan Trump olabilir. Çünkü sabah akşam reklamı yapılan bu ödül, ucuz bir komediyi andırıyor.
Bay Nobel, ödülü dünya barışına hizmet edenleri takdir etmek için koymuş. Vasiyetinde ödülün verileceği kişinin profilini aynen şöyle tarif ediyor: “Milletler arasındaki kardeşlik, orduların dağıtılması veya azaltılması ve barış kongrelerinin toplanması ve geliştirilmesi için en çok veya en iyi çalışmayı yapan kişi”
Ödülün bunca yıllık tarihinde bu tanımla uzaktan yakından ilgisi olmayan çok insan var ama, sadece 2009’da ödül alan “işgaller kralı” Obama bile, amaç ile sonuç arasındaki yaman çelişkiyi gözler önüne sermeye yetiyor.
Aslında Nobel ödüllerinin, özellikle de barış ve edebiyat alanında verilenlerin, kapitalist Batı “uygarlığının” politik hedeflerine hizmet eden yumuşak-güç araçları olduğu herkesin malumu. Dünyaya kendi gözlüğünden bakan Batılı beyaz adam, kısa vadeli amaçlarına uygun profilleri seçiyor. Nobel, ödülü alan kişinin etkisini artırmakla kalmıyor, ona bir koruma kalkanı da sağlıyor. Nobel ile takviye edilen Batı yanlısı muhalifler, kendi ülkelerinde daha şiddetli baş ağrılarına sebep olabiliyor.
Norveç’teki ödül komitesi bu yıl da benzer şekilde hareket etti. Trump, “dünyanın en önemli barış anlaşması benim sayemde yapıldı” diyedursun; komite, ödülü Venezuelalı bir muhalif olan Maria Corina Machado’ya verdi.
Machado, Bolivarcı Venezuela hükümetinin en keskin muhaliflerinden biri. Bütün kariyeri boyunca ABD tarafından desteklenmiş bir sözde sivil toplum lideri. Seçilmiş hükümete üç kez darbe yapmaya kalkan Guiado artık iyice çaptan düşünce, Batılılar onun yerine Bayan Machado’yu parlatmayı tercih ettiler.
ABD, bir........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel