Aşağıdaki süslü, albenili fakat bir o kadar da irite edici kelimeleri sıralı olarak okuyacaksınız:

İfade özgürlüğü,

Farklılıklara saygı,

Hoşgörü,

Çoğulculuk,

Farklı düşüncelere tahammül,

Saygı kültürü,

Çoğulcu toplum,

Ahlaki tutarlılık,

Farklı seslere alan açma,

Demokratik olgunluk,

Değerler çoğulculuğu,

Barışçıl iletişim,

Tahammül kültürü,

Karşılıklı anlayış,

Saygı temelli diyalog...

Hemen hepsi aynı manaya geliyor bu kavramların.

İlk bakışta çok anlamlılar. Fakat ülkemizde, genellikle bu kavramları çiğneyenlerin maskesi olarak kullanılageliyorlar..

Azınlığın çoğunluğa sopa olarak kullanmaya kalkıştığı bu nadide kavramlar, malum azınlığın güçlü olarak köşe başlarını tuttuğu alanlarda ise anında yok hükmüne alınıyor..
Bunun bariz örnekliğini sanat camiası oluşturuyor.

Hoşgörüyü, çoğulculuğu, farklılıklara saygıyı ağzında sakız eden sanat-sepet tayfası, örgütlü olarak bulundukları hiçbir yerde tahammül kültürünü işletmiyor.

Aykırı sesleri anında bastırıyor, yok sayıyor, tecrit ediyorlar..

Bu gerçeklik 27. Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde bağıra çağıra sesini duyurdu bizlere.
Salon ‘ünlü’ doluydu..

Ödül alan Sükun Işıtan’ı sahnede konuştuğuna........

© Haber7