Kuduz
Bundan 11 yıl önce..
İsrail, “dünyanın en büyük açık cezaevi” Gazze Şeridi’ne saldırdı.
Karadan, havadan, denizden vurdu..
Hastaneleri bombaladı..
Yaralıları taşıyan ambulansları bombaladı..
Evleri bombaladı..
Okulları bombaladı..
Pazar yerlerini bombaladı..
Havalimanını bombaladı..
Gazetecileri, doktorları, akademisyenleri vurdu..
Katliam 51 gün aralıksız sürdü..
360 kilometrekarelik Gazze Şeridi’nin en keyfiyetli altyapı ve üstyapısını yok etti..
Sanayi tesislerinin neredeyse tamamı vuruldu..
Hayatta kalan binlerce Filistinli işsiz kaldı..
Gazze Şeridi’nde ekonomi adeta çöktü.
Kullanılan toplam mühimmatın oranı, Gazze Şeridi’ndeki kişi başına 15 kilogram patlayıcı olarak ölçüldü..
İsrail medyasının açıkladığı verilere göre 2014 saldırılarında Gazze Şeridi’nde şehit olan Filistinlilerin yüzde 86’sı sivildi.
Bu denli vahşet, milletlerarası ajansların canlı yayınlarında gözler önüne serildi..
Dünya çıt çıkarmadı.
7 Ekim 2023 sonrasındaki duruma ne kadar benziyor değil mi?
Dahası var.
11 yıl öncesinden devam edelim...
2014 yılındaki saldırılarda İsrail’in Başbakanı yine Netanyahu’ydu..
Netanyahu, Gazze saldırılarına yüzde 86 oranında halk desteğiyle girdi.
İsrailliler, Filistinli Araplar Gazze’de vuruldukça coşuyordu yani..
İsrail siyasetini Netanyahu bu şekilde konsolide edebiliyordu..
Fakat savaş ilk ayından sonraki evrede bambaşka bir hal aldı..
Savaşın 30’uncu gününden itibaren........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden