menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kültür Evrimi ve Ege’nin Kimliği: Urla,Çeşme,Bodrum’dan Seferihisar’a Bir Yolculuk

13 0
26.11.2025

Ege’nin rüzgârı, insanın ruhunu sarar. Urla’da sabahın ilk ışıklarıyla balıkçı tekneleri limandan ayrılırken, akşamüstü Çeşme’nin sokaklarında çocukların top oynadığını izlerken düşünmeden edemiyorum: İnsanlık gerçekten nereye gidiyor? Hepimiz birey olarak mı, yoksa bir topluluk içinde birlikte mi evrimleşiyoruz?
Geçen hafta Seferihisar’da bir kahvede oturmuş, yaşlı bir teyze ile sohbet ediyordum. Teyze bana; “Evladım, biz eskiden köyde bir araya gelir, işleri birlikte yapardık. Bugün çocuklar bilgisayara bakıyor, ama eski şarkılarımızı unutuyorlar,” dedi. Gözlerindeki hüzün ve hafif gülümseme, geçmişle bugünün arasında bir köprü gibiydi. İşte kültür, sadece yemek, şarkı veya gelenek değil; bizleri bir araya getiren, kim olduğumuzu hatırlatan bir bağ. Ve düşündüm ki; acaba biz de farkında olmadan bu bağı zayıflatıyor muyuz? Teknolojiyi kullanıyoruz, global kültürü takip ediyoruz, ama ya kendi köklerimiz?
Urla’nın dar sokaklarındaki taş evler, Çeşme’nin rüzgârlı koyları, Seferihisar’ın organik tarlaları; bu yerler sadece coğrafya değil, kimliğimizin yapı taşları.
Kültür, Hayatta Kalmanın Anahtarı
Ege’de insanlar tarih boyunca denizcilik, tarım ve ticaretle yaşamlarını sürdürdü. Urla’nın bağlarında üzüm toplamak, Seferihisar’ın tarlalarında zeytin silkmek, Çeşme’nin sahillerinde balık tutmak; tüm bu bilgiler nesilden nesile aktarıldı. Bugün ise teknoloji, sosyal medya ve eğitim sistemi devreye girdi. Kültür, genetiği gölgede bırakacak kadar hızlı değişiyor.
Bir gün Urla’nın sahilinde genç bir çocuk bana deniz kabuklarını gösterirken, “Babaannem bana hangi deniz kabuklarının nereye ait olduğunu öğretti,” dedi. İşte tam burada anladım: Kültür, sadece bilgi değil, aynı zamanda aidiyet ve kimlik demek. Çocuklarımızı yalnızca tablet ve bilgisayarlarla büyütürsek, köklerimizi kaybederiz. Peki, siz kendi çocuklarınıza Ege’nin hangi geleneklerini öğretiyorsunuz?
Ege mutfağı da bunun bir parçası. Urla’da saklanan eski reçeteler, Çeşme’nin,Bodrum’un otları, Seferihisar’ın zeytinyağlı yemekleri… Bunlar sadece lezzet değil; geçmişin bilgeliğini ve toplumsal hafızayı taşıyor. Çocuğunuzun eline bir kabak çekirdeği verseniz, onu tanıyıp hangi yemeklerde kullanacağını bilmesi bile kültürel evrimin bir parçası.
Süperorganizma: Toplulukların Gücü
Pandemi........

© Haber Ege