menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şiddetin Gölgeleri ve Kadının Sessiz Çığlığı

10 6
26.11.2025

Merhaba canım kadın,
Dün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ydü…
Ama aslında bu konu bir güne sığmayacak kadar ağır, bir güne sığmayacak kadar gerçek.

Dün katıldığım sempozyumda dinlediklerim ve hayatın içinden gördüklerim, içimde tekrar aynı soruyu büyüttü:
“Biz bu acıyı ne zaman fark ediyoruz?”

Ne yazık ki çoğu zaman şiddet, son darbede görünür oluyor.
Önce küçücük sözlerle başlıyor…
Alaylar, küçümsemeler, emirler, kontrol…
Bunlar psikolojik şiddetin tohumları.
Ardından o tohum büyüyor; ses tonları değişiyor, kapılar sert kapanıyor, izler görünür hale geliyor.
Ve kadın o zaman fark ediyor:
“Ben aslında çok uzun zamandır şiddetin içindeymişim.”

Oysa canım kadın, en önemli olan, o başlangıç anını görebilmek.
Çünkü bazen bir kelime, bir bakış, hatta bir sessizlik bile bir alarmdır.

Şiddet sadece evin içinde olmaz…

Toplumun her yerinde karşımıza çıkar.
Sokakta, iş yerinde, trafikte, okulda…
Herkes birbirine görünmez iplerle dokunuyor; o ipler bazen sevgi olur, bazen de keskin bir bıçak.

Geçenlerde toplu taşımada yanımda oturan bir kadının telefonu kulağından düşecek kadar titrediğini gördüm.
Ağlıyordu… ama bu bir “o anlık ağlama” değildi.
Gözünde geçmişten taşan bir yorgunluk, sinir sistemine işlenmiş bir korku, sesine sinmiş bir umutsuzluk vardı.
Bu hâl tek bir olayın değil, uzun süreli psikolojik şiddetin iziydi.
........

© Haber Ege