Biliyorum yine bana kızacaklar ama varsın kızsınlar.

Bu kadar fır dönmeler bizim siyasetçilere yakışmıyor.

Siyasetçi dediğimiz insanlar ekonomimizi, eğitimimizi, adaletimizi, kısaca topyekûn ülkemizi yöneten kişilerdir.

Onların daha vakur, daha donanımlı ve daha güvenilir olması gerekir.

Onlara bu kadar fırıldaklık yakışmıyor.

Hele ki dış siyasette…

“İsveç Kandil’in öteki yüzüdür, PKK’nın cirit attığı yerdir” diyenler hep birden İsveç’in NATO’ya alınması için iki ellerini birden kaldırıyorlar.

O zaman bu zevatlara “Peki o kadar esip gürlemeler de neyin nesiydi?” deme hakkımız yok mu?

Neden söyleyeceğiniz sözleri iki kere düşünmüyorsunuz?

Neden sözleriniz biri birini tutmuyor?

Böyle bir siyasete akıl sır erdirmek mümkün değil. Bu gün söylenenler yarın inkâr ediliyor.

Dün biri birlerine etmedik hakareti bırakmayanlar bu gün kol kola geziyor.

Dün bir masanın etrafında teşbih gibi dizilenler bu gün biri birlerinin kuyusunu kazıyor.

Onlar bu kayıkçı kavgasında yerlerini alırken ekonomimiz ha bire kan kaybediyor.

Vatandaş dün aldığını bu gün alamıyor.

Emin olun ekonomiyi bizim mahalle bakkalı Hasan emmi yönetse Vallahide Billahi de bunlardan daha iyi idare eder.

Örnek gerekirse kur korumalı mevduat hesabı yeterlidir sanıyorum.

Bir deli bir kuyuya bir taş attı kırk akıllı o taşı çıkartamıyor.

Maliye Bakanımız canı burnundaki vatandaşlarına tasarrufa yönelmelerini istiyor ama sarayın muhalefetin iddialarına göre günlük 35 milyon harcamasını görmezden geliyor.

Daha dün Başkentte Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday birisinin yüzlerce çakar arabalarla israfın doruğuna çıktığını görmüyor.

128 milyar doların akıbetinden hiç söz etmiyor.

Tenceresini çok zor şartlarda kaynatmaya çalışan vatandaşlarından tasarruf etmelerini ve sabırlı olmalarını bekliyor.

Yastık altındaki altınlara göz dikiyor.

Ben seksen yaşında bir memur emeklisiyim evimde altının “A” harfi varsa kör olayım.

7.500 lira ve benzeri maaş alanlara emeklilerimizin maaş artışlarında bir ayda üç defa değişiklik yapıldı.

Birinci değişiklikle maaşlarına % 37’lik bir zam yapıldı.

Baktılar ki tepkiler büyük önlerinde bir seçim var ikinci bir artışla maaşlarına % 5 zam ilavesiyle % 42 zam yaptılar.

Biraz daha düşündüler onlar için vatandaşın geçinip geçinemeyeceği önemli değildi ufukta bir seçim vardı. Ve onlar için 31 Mart seçimi önemliydi “Bu emekliler bizi sandığa gömer diye düşündüler ki” gereğini yaptılar.

Yani onlara da Emekli Devlet Memurlarına verilen % 49.25 zammı reva gördüler.

Emekliler bundan böyle evlerine bir kilo et, iki kangal sucuk alabilecek, torunlarına harçlık verebilecekler mi?

Elbette ki hayır…

Bu zam furyasına ne mal dayanır nede can.

İktidarın korkusu seçim kaybetmekti ama korkuları boşunaydı.

Ben iktidarın yerinde olsaydım emeklilere bu zammı vermezdim.

Nasıl olsa emekliler çantada keklik.

Onlara “0” maaş artışı yapsalar da onlar yine de kronikleşmiş fikirlerinden vaz geçmeyecekler.

Adeta ipnotizma edilmiş gibiler.

Hükümetin bu fır dönüşü siyasetçileri de etkiliyor.

Bir zamanlar meydanlarda esip gürleyen “Tekeden Süt Çıkmaz” diyenlerin attığı naralar sarhoş naraları gibi ayılınca unutuluyor.

Herkes herkesi hainlikle suçluyor.

“Ben iktidarda olduğum sürece faiz artışı olmayacak aksine faizler inecek” diyenler her ay Merkez Bankası faizi 250 bandında artırmaya devam ediyor.

Hani nerede kaldı Nas?

Hani nerede istikrar?

Hani nerede kaldı söylenen sözler?

Siyasetçi vatandaşa her zaman ve her zeminde eylem ve söylemleri ile örnek olmak zorundadır.

Bu gün her hangi bir yasaya karşı çıkanları yarın o yasanın hararetli bir savunucu olmaları da neyin nesidir?

Siyasetçi bu gün “Hayır” dediğine yarın “Evet” dememeli, bu gün ”Olur” dediğine yarın “Olmaz” dememelidir.

Siyasetçilerin kaburgası kalın olmalıdır.

Siyasette rahmetli Demirel’in dediği gibi “Dün dündür, bu günde bu gündür” ama kazın ayağı hiç de öyle değildir.

Zengin zayıflayana kadar fakirin canı çıkıyor.

Olmayan muhalefet biri birinin kuyusunu kazarken iktidar vatandaşın ensesinde boza pişiriyor.

Allah sonumuzu hayır eylesin.

Başka sözüm yok Hâkim Bey…

QOSHE - BAŞKA SÖZÜM YOK HÂKİM BEY - Mehmet Şükrü Baş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BAŞKA SÖZÜM YOK HÂKİM BEY

6 1
30.01.2024

Biliyorum yine bana kızacaklar ama varsın kızsınlar.

Bu kadar fır dönmeler bizim siyasetçilere yakışmıyor.

Siyasetçi dediğimiz insanlar ekonomimizi, eğitimimizi, adaletimizi, kısaca topyekûn ülkemizi yöneten kişilerdir.

Onların daha vakur, daha donanımlı ve daha güvenilir olması gerekir.

Onlara bu kadar fırıldaklık yakışmıyor.

Hele ki dış siyasette…

“İsveç Kandil’in öteki yüzüdür, PKK’nın cirit attığı yerdir” diyenler hep birden İsveç’in NATO’ya alınması için iki ellerini birden kaldırıyorlar.

O zaman bu zevatlara “Peki o kadar esip gürlemeler de neyin nesiydi?” deme hakkımız yok mu?

Neden söyleyeceğiniz sözleri iki kere düşünmüyorsunuz?

Neden sözleriniz biri birini tutmuyor?

Böyle bir siyasete akıl sır erdirmek mümkün değil. Bu gün söylenenler yarın inkâr ediliyor.

Dün biri birlerine etmedik hakareti bırakmayanlar bu gün kol kola geziyor.

Dün bir masanın etrafında teşbih gibi dizilenler bu gün biri birlerinin kuyusunu kazıyor.

Onlar bu kayıkçı kavgasında yerlerini alırken ekonomimiz ha bire kan kaybediyor.

Vatandaş dün aldığını bu gün alamıyor.

Emin olun ekonomiyi bizim mahalle bakkalı Hasan emmi yönetse Vallahide Billahi de bunlardan daha iyi idare eder.

Örnek gerekirse kur korumalı mevduat hesabı yeterlidir sanıyorum.

Bir deli bir kuyuya bir taş attı kırk akıllı o taşı çıkartamıyor.

Maliye Bakanımız canı burnundaki vatandaşlarına........

© Günışığı Gazetesi


Get it on Google Play