SONSUZ DİKKAT DAĞINIKLIĞI

Sosyal medyaya öylesine odaklanmış haldeyiz ki dikkatimizi başka bir şeye yoğunlaştırmak artık büyük mesele. Yapılması gerekenler kenarda beklerken her tür ekran vasıtasıyla sürdürdüğümüz kesintisiz çevrimiçi hayatlarımızda büyük bir savaş veriyoruz.

Peki her şey nasıl bu hale geldi? Kuşkusuz hiçbir şey bir anda olmadı. Bir dönem aklımızı çelmek, dikkatimizi dağıtmak, bunu yaparken de bizi tek tipleştirmek ve her türlü tahakküme açık hale getirmek konusunda tek mecra olan televizyondan sosyal medyaya geçiş, dikkat sürelerini ve dikkat biçimlerini yavaş ve sinsice ama radikal biçimde değiştirdi.

Sosyal medyanın yeni gücü karşısında meşhur ‘aptal kutusu’ bugün artık ikinci planda.

Dominic petman ‘sonsuz dikkat dağınıklığı’ adlı kitabında internetin ve sosyal medyanın yarattığı yeni ilişkilenme ve toplumsal biçimlerini ele alırken bu bitmek bilmez gezinti halinin ne tür bir birey yarattığı gibi sorulara cevap arıyor.

Kitap bize insanı, dikkati ve algoritmaları anlatarak başlıyor, insan ile bot hesapların farkı var mı diye soruyor ve bot hesaplardan farklı olmadığımızı iddia ediyor. Yazar sürekli olarak aynı şeyleri yapan ve sürekli bilgi akışını takip eden insanın, bir süre sonra bot hesaptan ayrışamaz hale gelebileceğini söylüyor. Beğenilerimizi ve ilgi alanlarımızı kısıtlayarak hep aynı şeyleri yaptığımızı ve kendimizi bot hesaplara dönüştürmeye başladığımızı söylüyor.

Sosyal medyayı kullanmaya başlarken uzun bir sözleşme çıkar kullanıcının karşına, “kabul” seçeneğini tıklamak sözleşmeyi okumaktan daha kolaydır. Sonrasında kişisel bilgilerinin nasıl kullanılacağını hiç bilmediği platformlara koşulsuz bir güven duyarak kendisi ile ilgili düşünce, bilgi ve görsellerini iletmekten çekinmez. Milyarlarca insanın aynı anda paylaşım yapar. Bu paylaşımları “ışığı içine çeken karanlığa” benzetir yazar çünkü tam olarak hiçbirimiz paylaşımların nereye gittiğini ve nerede depolandığını bilmeyiz.

Kitap kullanıcılar için “algoritmanın köleleri” der;

Algoritmanın köleleri iddialı bir söz. Adım adım o noktaya ilerlense bile daha orada değiliz. Modern çağda büyük ağın kölesi olmak oldukça kolay. İnsan kendisini, verilerini ve dikkatini korumazsa algoritmaların kölelerine dönüşebilir. Algoritmalar bütün kişisel bilgilere sahip olmak üzere. Teknoloji hızı düşünülürse kişisel dikkatin yitirilmesi ve özensiz zaman kullanımını ile algoritmaların kölesine dönüşmek yakın gelecekte mümkün olabilir.

Platformlar aslında kendi başına büyük bir boşluktan ibaret “Şimdi evde televizyon aktif değil, herkesin çoklu ekranı var” diyor Pettman. Aynı anda bir çok ekran ile yaşamaya alışıldı. Bu durum bilinen bütün iletişim özelliklerimizi tamamen ortadan kaldırıyor.

Televizyon izlerken aynı anda iletişimde bulunulabilirken, sosyal medyada durum farklı. Herkesin aynı anda bir çok platformda olmasını sağlarken, yüz yüze ve gerçek iletişimi ortadan kaldırıyor. Sosyal medya yüz yüze iletişimi asosyalliğe doğru götürdüğü için aynı ortamda olan kişiler gerçek iletişim yerine gerçek zamanlı olarak sosyal medyada var olmayı ve anlık bilgi akışını kaçırmamaya çalışıyor.

Yazar biraz daha ileri giderek şöyle diyor;
“Daha önce hiç kimse böyle bir güce sahip değildi. En az bir miktar insanın gündelik duygularını bu kadar etkili bir şekilde manipüle etmeyi hiçbir diktatör hayal bile edemezdi”

Peki kullanıcılar neden sosyal medyayı kullanır? İletişim kurmak, merak ve beğeni. Bu iç değerin içi boşaltılmıştır sosyal medya tarafından. Beğeni almak, iletişim kurmak ve merak duygusunu gidermek için dikkatimizden ödün veririz. Zamanımızı buna harcarız. Bunu yaparken bizim kazancımız olmaz ama sosyal medyaya hükmedenlerin kazançları büyük olur, insanlarla ilgili olumlu olumsuz her şeyin sahibi olurlar. Bilgiye sahip olmak günümüzün gücü.

“Dikkat, aklın en büyük çocuğudur.” demişti Victor Hugo.

Dikkat insanın sahip olduğu ama daha sonra feda etmekten çekinmediği muazzam yeteneklerden biridir. Bu yüzden dikkatini topladığınızda neler yapabildiğini düşünmeli insan. Sonrasında dikkat dağıtıcıların nasıl çalıştığını keşfedebilmeli ve dikkat konusundaki zaaflarından kurtularak dikkatini geri kazanmaya çalışmalı. Hatta daha ileri gitmeli dikkatin kıymetini bilmeli ve dikkatini mümkün olduğunca korunmaya çalışmalı.

Her şeyi birbirine bağlayan ağ içerisinde özgürleşebilirsiniz veya kendi hapishanenizi inşa edebilirsiniz. Tamamen size kalmış. Diğer taraftan gerçek iletişim hiç olmadığı kadar değerli ve az bulunur bir halde.

Bu yüzden dijital dünya içerisinde yaratıcı ve içerik üreten sanatçı yönünüzle var olurken, diğer tarafta başarılı bir iletişimci olabilirsiniz. Bu size bağlı ve bunun bir kuralı yok. Dijital çağın kurallarını herkes kendisi için belirleyecek.

QOSHE - SONSUZ DİKKAT DAĞINIKLIĞI - Hıdır Gençer
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SONSUZ DİKKAT DAĞINIKLIĞI

3 0
12.01.2024

SONSUZ DİKKAT DAĞINIKLIĞI

Sosyal medyaya öylesine odaklanmış haldeyiz ki dikkatimizi başka bir şeye yoğunlaştırmak artık büyük mesele. Yapılması gerekenler kenarda beklerken her tür ekran vasıtasıyla sürdürdüğümüz kesintisiz çevrimiçi hayatlarımızda büyük bir savaş veriyoruz.

Peki her şey nasıl bu hale geldi? Kuşkusuz hiçbir şey bir anda olmadı. Bir dönem aklımızı çelmek, dikkatimizi dağıtmak, bunu yaparken de bizi tek tipleştirmek ve her türlü tahakküme açık hale getirmek konusunda tek mecra olan televizyondan sosyal medyaya geçiş, dikkat sürelerini ve dikkat biçimlerini yavaş ve sinsice ama radikal biçimde değiştirdi.

Sosyal medyanın yeni gücü karşısında meşhur ‘aptal kutusu’ bugün artık ikinci planda.

Dominic petman ‘sonsuz dikkat dağınıklığı’ adlı kitabında internetin ve sosyal medyanın yarattığı yeni ilişkilenme ve toplumsal biçimlerini ele alırken bu bitmek bilmez gezinti halinin ne tür bir birey yarattığı gibi sorulara cevap arıyor.

Kitap bize insanı, dikkati ve algoritmaları anlatarak başlıyor, insan ile bot hesapların farkı var mı diye soruyor ve bot hesaplardan farklı olmadığımızı iddia ediyor. Yazar sürekli olarak aynı şeyleri yapan ve sürekli bilgi akışını takip eden insanın, bir süre sonra bot hesaptan ayrışamaz hale gelebileceğini söylüyor. Beğenilerimizi ve ilgi alanlarımızı kısıtlayarak hep aynı şeyleri yaptığımızı ve kendimizi bot hesaplara dönüştürmeye başladığımızı söylüyor.

Sosyal medyayı kullanmaya başlarken uzun bir sözleşme çıkar kullanıcının karşına, “kabul” seçeneğini tıklamak sözleşmeyi okumaktan daha........

© Günışığı Gazetesi


Get it on Google Play