Kur’an , içinde Hz. Davud’un da bulunduğu Talut’un ordusunun başından geçenleri anlatır. Onlar Calut’un dev orduları karşısında pek az bir kuvvetle savaşmışlar ve galip gelmişlerdir. Böyle bir imtihanla karşı karşıya kaldıklarında ise , Rablerinden niyazları sabır olmuş ve nice az ve zayıf kavimlerin güçlü ve kalabalık kavimlere Allah’ın izni ile galebe çaldığını dile getirmişlerdir.

Bazı kaynaklarda bu az sayıdaki inanmışların 313, yani Ashab-ı Bedir sayısınca, karşı tarafın ise 60 binden fazla olduğu söylenmiştir.

Belki Çanakkale, insan sayısıyla kıyas yapıldığında değil ama artık teknolojinin savaştığı o harpte tam böyle bir kıyaslamaya uygun düşecektir.

Zira bir tarafta tam teçhizatlı, çağın en modern ve üstün silahlarına sahip düşman kuvvetleri, öbür tarafta sınırlı sayıda silahı ve cephanesi olan, silahlarının teknolojik üstünlüğü de çok geri olan bir ordu.

Kısacası Çanakkale, bir yönüyle Bedir , bir yönüyle de Talut- Calut mücadelesi gibidir.

Bizler her yılın 18 Mart’ı gelince yüreğimiz biraz buruk, biraz hüzün ama bir o kadar da iftihar ve gururla dolar. Çünkü Çanakkale de insanlığın kıyamet gününe kadar dönüp bakacağı, bakıp da ders alacağı, tarihe unutulmaz bir not düşülmüştür.

Bize düşen görev, ne tarihte olup biten bu hadiseyi destanlaştırıp bununla avunmak ne de olup bitenleri hafife alma basitliğine düşmemek olmalıdır. Bizler bu şanlı tarihi okurken ve anlatırken yüzümüz kızarmayacak, yeryüzünün nadide milletlerinden biri olduğumuza inanacak, onlardan ders alacak ve milletçe hep birlikte istikbale yürüyeceğiz.

Bugün Çanakkale den alınabilecek en büyük ders; İnsanın en zor şartlarda bile Allah’a olan inancı sayesinde, aşılmaz görünen dağları aşabileceğine, geçilmez görülen denizleri geçebileceğine, bükülmez gibi görülen bilekleri bükebileceğine katiyen iman etmesi gerektiğidir.

Çanakkale, yeri geldiğinde inanan herkesin her şeyini Allah’ın yolunda nasıl seve seve verebildiğinin, canın malın bir keseye konulup takdim edildiğinin yeridir aynı zamanda. Çünkü Allah’ın yolunda ölenler şehid olacaktır. Bu yüzden Mehmetçik her şeyini sadece O’nun rızası için O’nun yoluna sermiştir Çanakkale’ de .

Çünkü şehitlik büyük bir mertebe, ulvi bir makamdır. Sadece Allah’ın rızası ile mücadele edildiğinde elde edilebilecek bir makamdır. Her inançlı insan bunu talep eder.

Çanakkale de, düşmanı esir aldığı ve bu esirlere her türlü cezayı uygulayabileceği halde bunu yapmayıp bu esirlere misafir muamelesi yapan kahraman Anadolu evlatları vardır.

Yaşamı Allah ve vatan yolunda bu vatan için feda eden, Çanakkale de şehit olan bu Anadolu evlatlarını rahmetle, şükranla, minnetle anıyor anıları önünde saygıyla eğiliyorum.

QOSHE - ÇANAKKALEYİ ANLAMAK - Hıdır Gençer
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ÇANAKKALEYİ ANLAMAK

9 1
17.03.2024

Kur’an , içinde Hz. Davud’un da bulunduğu Talut’un ordusunun başından geçenleri anlatır. Onlar Calut’un dev orduları karşısında pek az bir kuvvetle savaşmışlar ve galip gelmişlerdir. Böyle bir imtihanla karşı karşıya kaldıklarında ise , Rablerinden niyazları sabır olmuş ve nice az ve zayıf kavimlerin güçlü ve kalabalık kavimlere Allah’ın izni ile galebe çaldığını dile getirmişlerdir.

Bazı kaynaklarda bu az sayıdaki inanmışların 313, yani Ashab-ı Bedir sayısınca, karşı tarafın ise 60 binden fazla olduğu söylenmiştir.

Belki Çanakkale, insan sayısıyla kıyas yapıldığında değil ama artık teknolojinin savaştığı o harpte tam böyle bir kıyaslamaya uygun düşecektir.

Zira bir tarafta tam teçhizatlı, çağın en modern ve üstün silahlarına sahip düşman kuvvetleri, öbür tarafta sınırlı sayıda silahı ve cephanesi olan, silahlarının teknolojik üstünlüğü de çok geri olan bir........

© Günışığı Gazetesi


Get it on Google Play