KÜRT DOSYASI -4
Kürt dosyası yazı dizisinin bu bölümünü dikkatlice okuyun. Çünkü bugün bölgede yaşananlar birden bire başlamadı. Fırsatçı örgütlerin yakaladığı eksiklikleri nasıl kendi lehine çevirdiğini, milyonları peşine nasıl taktıklarına şahit olacaksınız.
Cumhuriyet kurulduktan Kürt isyanlarından dolayı devletin gizli aklında Kürtler’e karşı bir peşin hüküm oluştu;
“Kürtler vatandaştır fakat ikinci sınıfta seyahat etmeleri sağlanmalıdır. Asla birinci sınıf yolculuk yapmamalı…”
Bu devlet mantığı tabana yayıldıkça, Kürtler, işe yaramaz, bir şeyden anlamaz, aklı kıt bir kesimdir imajı devletin kurumlarına kadar yayıldı. Sosyal hayatta batı bölgelerinde Kürtlere bir isim verildi. Kürtlerin adı “KIRO” oldu ve böyle hitap gördüler. Artık batı ilerinde doğu demek Kürt demek bilinci yaygınlaştı kökleşti. Oysa Doğu’da Kürtler kadar Türkler de yaşıyor. Bu tutum yüzünden doğudan batıya giden Türkler bile “Kıro” sayıldılar.
Türkçe bilmeyen ve askere gidenler, aşağılandı, geri hizmetlere verildi, itildi kakıldı… Anadili Kürtçe olanlar okullarda Türkçeyi iyi konuşamadıkları için alay edildi, taklitleri yapılarak ötekileştirildi.
Bu sürece okulda öğretmenlerin bile zaman zaman müdahil olduğuna şahit olduk.
“Üç” yerine “uç” diyen öğrenciye ceza veren öğretmenlere sıkça rastladık.
Ve Kürtler bu baskı ve aşağılanma sürecinde yine de kendini bu vatanın bir parçası sayarak yaşamaya devam ettiler.
Türkiye’de Kürtlerin acımasızca bulunduğu ötekileştirme politikalarını birileri uzaktan uzağa bir süre seyretti. Seyrederken avını görmüş çakal gibi ağzının suyu aktı. Nitekim öyle de oldu.
Ne zamana kadar seyrettiler?
Radyoların yaygınlaşmasına kadar…
İşte o tarihten itibaren o çakallar kollarını sıvayıp işe giriştiler.
1960’larda Radyolar yaygınlaştı. evlerde tek tuk de olsa artık her mahallede, her köyde radyo denen bir alet vardı.
insanlar çekmeyen kanalların sesini duymak, dinlemek için kulaklarını radyonun hoparlörüne yapıştırarak dinlemeye başladı.
Yayınlar ya Türkçe ya da başka dillerde yapılıyordu.
Doğuda Türkçe bilmeyen milyonlarca insan Radyonun düğmelerini sağa sola çevirerek kendilerinin de anlayacağı bir dilde yayın yapan istasyon aramaya başladılar.
Çok zaman geçmeden buldular.
Buraya dikkat Lütfen!
Sonunda zor da çekse bir istasyon bulmuşlardı. Zaten önemli olan istasyonun Kürtçe yayın yapmasıydı, kime, hangi ülkeye ait olduğu pek kimseyi ilgilendirmiyordu.
Kürtler sonunda Kürtçe şarkı, Kürtçe haber veren bir radyo istasyonuna kavuşmuşlardı.
Bu istasyonu doğu ve Güneydoğuda kısa sürede duymayan, dinlemeyen kalmamıştı.
Hem şarkılarını dinliyorlardı hem de haberleri dinliyorlardı.
Bu radyonun ismi ve ait olduğu ülke kimseye yabancı olmasa gerek; Ermenistan’ın Erivan Radyosuydu.
Sanatçılar ise başta Susika Simo-Ermeni, olmak üzere onlarca sanatçı Kürtçe şarkılar söylüyordu- ki bunların çoğu Ermeni kökenliydi.
Erivan radyosu 1955 yılında kuruldu. Sovyetler sosyalist cumhuriyetlerine bağlı olmasına rağmen yerel olarak........
© Günışığı Gazetesi
