menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ÖRTÜLÜ SAVAŞ DÖNEMİ

8 0
26.03.2025

Musul'un DAEŞ'ten kurtarılması için başlayan operasyonlar üç cepheden devam ederken, genelde Ortadoğu'nun özelde ise Irak ve Suriye'nin istikrarsızlaşmasının temelinde yatan sorunlar yeniden gündemde. Musul operasyonunun başarılı sonuçlanması bu istikrarsızlığın giderilmesi için tek başına yetmezken, bölgeyi kaosa sürükleyen en önemli etkenler vekalet savaşları ve işgaller olarak ön plana çıkıyor. Lübnan'dan Irak'a uzanan savaşlara bakıldığında ise vekalet savaşlarını yürüten üç aktör ön plana çıkıyor. İran-ABD ve İran-Sünni Arap ülkelerinin hesaplaşması.

Vesayet Savaşı: Karşıt güçlerin birbirine doğrudan saldırmak yerine üçüncü bir tarafın vasıtasıyla mücadele ettiği bir savaş türüdür.

Son dönemde uluslararası alanda birbiriyle rekabet eden büyük güçler, doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçınmaya başladı. Büyük güçler doğrudan sıcak çatışmaya girmek yerine uluslararası alandaki çıkarlarını korumak için farklı aktör ve örgütlere destek vermeye başladı. Bu durum "Vekalet Savaşları"(Proxy Wars)'nı son zamanlarda güvenlik literatüründe en çok duyulan kavramlar arasına soktu. Örneğin, Lübnan'da Hizbullah ile İsrail arasında yaşanan savaş, İran-ABD hesaplaşmasının bir parçasına dönüşürken, vekâlet savaşlarını da Ortadoğu'ya taşıdı. Ortadoğu'nun kimlik ve mezheplere dayalı kırılgan yapısına Lübnan, Afganistan ve Irak işgali de eklendiğinde, büyük bir istikrarsızlık adası ortaya çıktı. Ortadoğu'da yaşanan İran-ABD ve İran-Sünni Arap ülkelerinin hesaplaşması bu işgaller sonrası daha da derinleşirken, Ortadoğu'da ortaya çıkan örgütler üzerinden bir mücadeleye dönüştü.

Lübnan'daki dini, mezhepsel ve etnik yapıdan kaynaklı kırılganlık bölgede vekalet savaşları için uygun zemini hazırlarken, İran Hizbullah üzerinden etki alanını genişletme ve İsrail ile hesaplaşmaya çalıştı. 11 Eylül saldırıları sonrası Afganistan'ın işgali........

© Günışığı Gazetesi