İsrail yanına aldığı batılı güçlerle ilk günden itibaren her türlü aşağılık hareketleri yaparak sınırlarını genişletti. Tabi bu sınırlarını genişletme politikası sadece Filistin'le sınırlı kalmadı.

Komşu ülkelere karşı aştığı savaşlarla her geçen gün büyüdü.

1897 yılında 150 da gerçekleştirmeyi istedikleri hedef elli yılda ulaştılar.

Tabi bunun en büyük nedenlerinden biri bu coğrafyada hakim olan misyonerlik faliyetleri doğrultusunda birlik ve beraberliğimizi sağlayan inanç ve geleneklerimizden bizleri uzaklaştırmlarıdır.

Bizleri parçalayıp hedeflerine ulaşmaları için öncelikle "BANA DEĞMEYEN YILAN BİN YAŞASIN" algısıyla hareket etmemizi sağladılar.

Daha sonrada kardeş kavgası başlattılar.

Hedefleri önünde duran ve itiraz eden yüzbinlerce Yahudi'yi katlettiler.

Bununla da kalmayıp bu coğrafya da hak ve özgürlükten bahseden ve kendilerinden olan iki başkanı dahi gözlerini kırpmadan öldürdüler.

Müslümanlar arasında güçlü ve kendilerine karşı olan devletlerde ya isyan çıkartılar veya yöneticilerini öldürttüler. Örneği Sudi kralının yeğeni tarafından öldürülmesini gösterebiliriz.

Bu lanetli ve aşağılık toplum bu çoğrafya ya fitne tohumlarını öyle bir ekti ki bir daha bu coğrafya daki ülkeler huzur bulmadı.

İç kargaşalık ve terör olayları yetmezmiş gibi ülkeler arasında savaşlar dahi çıkartılar.

İsrail, Irak'ın güçlenmesi ve Saddam'ın yapmış oldukları zulümler karşısında dik durması üzerine önce 1970'li yılların sonunda on yıl sürecek İRAN-IRAK savaşını çıkartılar. Bu şekilde Ortadoğu'da güçlü olan ve İsrail'e karşı olan iki ülke yılarca savaştı tüm kaynaklarını bu yolda kullandı. Savaş iki ülkeyi ciddi anlamda mağdur etti.

Bunlarla da yetinmediler tüm Siyonist devletlerle birlikte tüm İslam ülkelerinde bir şekilde kardeşi kardeşe kırdırdılar.

Hafızamızı yoklar ise;

Kuzey Afrika ülkelerinde ve körfez ülkelerinde yaşanan ayaklanmalar ve yönetim değişiklikleri bunun en güzel örneği.