menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Palto’dan Doğan Devrim

9 0
06.10.2025

“Hepimiz Gogol’un paltosundan doğduk.”

Dostoyevski’nin bu sözü, yalnızca bir ustaya saygı değildir; Rus halkının kaderine düşen bir işarettir. Çünkü Rusya’da edebiyat hiçbir zaman sadece edebiyat olmadı. Bir roman, bir öykü, bir sahne: bazen çarlığın duvarlarını yıkan bir çekiç, bazen de yoksulların nefes borusu oldu.

1842’de yayımlanan Palto, sıradan bir memur olan Akakiy Akakiyeviç’in hikâyesini anlatır. Ama Akakiy Akakiyeviç, Petersburg’un rüzgârında titreyen bütün yoksulların bedenine bürünür. Akakiy, yeni paltosunu aldığında hayatı biraz olsun ısınır; ancak bu mutluluk uzun sürmez. Gece sokakta birkaç soyguncu tarafından saldırıya uğrar ve yeni paltosu çalınır. Böylece yalnızca bir giysiyi değil, varoluşunun anlamını da kaybeder. Gogol’un kalemi, soğuktan donmuş binlerce ruhun titremesini kâğıda döker. Belki de bu yüzden edebiyat........

© Güneydoğu Ekspres