menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nasıl Şair Olunmaz

9 0
13.11.2025

Baba Tahirê Üryan
Gencin biri, bir gün Baba TahirêÜryan’ın divanını okudu. Üryan’ın dizeleri, farkında bile olmadığı hakikatin perdesini araladı; sözlerinin tınısı ruhuna işledi, sesi içinin derinliklerinde yankılandı. O an, şiirin sıradan birer sözcük olmadığını, insanın kalbine dokunan birer ateş olduğunu hissetti. İşte o anda şair olmaya karar verdi.
Kalemini eline aldı, defterine eğildi; mısralar peş peşe dizildi ama her biri Üryan’ın sözlerinin silik birer gölgesiydi. Yazdıkça fark etti ki, kelimeler kendi sesini değil, başkasının yansımasını taşıyordu. Bunun üzerine kalktı, şiiri öğrenmek için bir usta aramaya çıktı. Buldu da.
İlk ustasının yanına vardığında, usta ona kelimelerin ölçüsünü, ritmin gizli sırlarını öğretti. Şair adayı dikkatle dinledi, her öğrendiğini defterine not etti; yine de ruhunun susuzluğu dinmedi.
Sonra bir başka öğretmenin kapısını çaldı. Öğretmen, ona sözcüğün imgelerle kurduğu gizemli bağı, metaforun derin uğultusunu anlattı. Şair adayı yüzlerce mecaz öğrendi ama içindeki boşluk yine de dolmadı.
Bir ustadan diğerine gitti; memleketinin şairleriyle aynı dergâhta oturdu. Her yoldaşlıkta bir sır buldu, her derste bir tat aldı: kimi ahengi, kimi manayı, kimi sesi öğretti. Ama ustaların öğrettiği kalıp bilgilerin ötesine geçemiyordu. Yazdığı dizeler, başka şairlerin şiirlerinin solgun bir yankısı olarak defterinde durmaya devam ediyor, ders kitabı notları gibi, ruhuna işlemiyordu.
Yıllar geçiyor, artık bir yetişkin olan öğrencinin içindeki boşluk büyümeye devam ediyordu. Yurdu dar gelmeye başlayınca defterini kapatıp başka diyarlara doğru yola çıktı. Gittiği her yerde ustalar ona aynı soruyu sordular: “Kimin dergâhında konakladın?” O da ustalarının adlarını ve öğrendiklerini saydı. Bunun üzerine başlarını sallayıp, “Benden öğreneceğin bir şey yok,” dediler ama o yine de vazgeçmedi.
Bir gün, yıllardır kimseye ders vermeyen bir Üstat’ın adını duydu ve onun izini sürdü. Köy köy, şehir şehir sorarak, en sonunda Üstat’ın........

© Güneydoğu Ekspres