menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

7 Mehmet'in Bilinmeyen Hikayesi

13 0
15.09.2024

Dedem Mehmet Akdağ küçük yaşta babasını kaybedince, Antalya’da lokantacılık yapan Hacı Hasan’ın yanında çırak olarak işe başlamış. Ustası Hacı Hasan bir gün yemeklerin birinde kıl görünce tüm personelin saçlarını kazıttırmış. Ve o gün dedemin küçükken geçirdiği kaza sonucu alnında oluşan, Arapçadaki 7 harfine benzeyen “V” şeklindeki izi görmüş. O iz yüzünden de dedeme 7 Mehmet lakabını takmış. 7 Mehmet’in serüveni o gün başlamış.

Dedem 1937 yılında Belediye İş Hanı’nda küçük bir çorbacı açmış. İlk gün taktik olarak askı ile çarşı esnafına çorba servisi yapmış. Ertesi gün bu servisi kaldırıp tek masalık dükkânında müşteri beklemeye başlamış. İlk gün taktik olarak servis ettiği tereyağlı çorbanın tadını alan esnaf dükkâna akın etmiş. O günlerde başlayan hikâyemiz bizleri bugünlere dedemin koyduğu değişmez kurallarla getirdi. Dedemin vefatının ardından işin başına babam geçti. Babamın vefatının ardından da bayrağı ben devraldım.

Dedem her şeyin en iyisini yapmaya çalışan bir aşçıydı. Bundan hiç vazgeçmedik ve bir alışkanlık olarak sürdürüyoruz. Biz, misafirlerimize evimize gelmişler gibi en iyi ürünleri sunmaya çalışıyoruz. Dedemin “yemediğim ve emin olmadığım ürünü müşterilerime sunmam” sözünü hiç taviz vermeden uygulamaya devam ediyoruz. Babam Hakkı Usta’nın birinci önceliği gelen misafiri restoranından mutlu gönderebilmekti. Dükkâna adım attığım ilk gün bana bunu öğretti. Ben de bunu sürdürüyorum. Bizim önceliğimiz misafirlerimizin koşulsuz memnuniyeti, para kazanmak ikinci planda. Dedemin ve babamın adına yakışır şekilde çalışmaya devam ediyorum. Biz 87 yıllık bir işletmeyiz ve bu restoranı daha da geliştirerek bir 87 yıl daha nasıl götürürüz diye çaba gösteriyoruz.

Doğduğumdan beri işin içindeyim. Ama 2 yaşımdan beri babamla birlikte her gün dükkâna geldim.

Aslında bu değişimin başlangıcı da dedem. Çünkü dedem kendi zamanında klasik yemekleri çok iyi yapsa da aykırı yemekler yapan bir aşçı olarak tanınıyor. Ama değişimin başlangıcı olarak dedemin verem olması sonucunda tedavi için İstanbul’a Heybeliada’daki sanatoryuma gitmesini söyleyebilirim. Tedavisi için senede 7-8 kere gitmesi ve her gidişinde 10-15 gün orada kalması gerekiyor. Babam o tarihlerde 8-10 yaşlarında. Mutfağın başına geçmek için oldukça........

© Gerçek Gündem


Get it on Google Play